2020’nin ilkbaharında virüsün küresel bir salgına sebep olduğu anlaşıldığında, uzmanlar ne kadar süreceği ve buna bağlı olarak potansiyel etkilerinin ne olacağını anlamak üzere birçok tez ortaya attı. Salgının ilk günlerinden hükümetleri kamu sağlığı krizinin yanı sıra ekonomik bir krizinde beklediği anlaşılmıştı. O günlerde Türkiye’de bu işin 3 ay süreceği ve yazın gelmesiyle büyük ölçüde atlatılacağı inancı hakimdi. Fena şekilde yanıldık. Geçtiğimiz 1 seneden fazla süre içerisinde kamu sağlığı krizi ve ekonomik etkilerinin ötesinde hayatın her alanını paralize eden bir durum olduğu gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu gördük. Salgının boyutu ve etkileri değişirken, buna paralel olarak toplumun idarecilerine verdiği not da değişti. Farklı ülke vatandaşlarının kendi hükümetlerinin salgını idare performansını nasıl değerlendirdiklerini ölçen araştırmalar mevcut. Ben bugün sizlere Türkiye’de algı nereden nereye geldi TurkiyeRaporu.com araştırmalarından yola çıkarak anlatmaya çalışacağım.
Mart 2020’nin ikinci yarısında yaptığımız ankette katılımcıların %49’u hükümetin aldığı önlemleri yeterli bulduğunu ve %28 ise yeterli bulmadığını ifade etmiş. Hatırlayacaksınız o zamanlar Sağlık Bakanı Koca şeffaf ve sürekli iletişimi ile ön plandaydı.
Daha sonra Ekim 2020’de biraz daha detaylı bir soru sorarak, katılımcıların hükümetin salgınla mücadele performansını ekonomi ve sağlık alanında değerlendirmesini istedik. Katılımcıların %60’ı hükümetin sağlık alanında iyi bir yönetim sergilediğini düşünürken bu oran ekonomi için %30 seviyesinde kalmış.
Son olarak Nisan 2021’e geldiğimizde ise tablonun tamamen tersine döndüğünü söylemek mümkün. Bu sefer performans değerlendirmemize eğitimi de kattığımız soruya verilen cevaplarda hükümetin eğitim alanında iyi performans gösterdiğini düşünenlerin oranı %24 olurken aynı oran ekonomi ve sağlık alanları için sırasıyla %22 ve %45 olarak gerçekleşti.
Neden böyle olduğunu birçok farklı sebeple açıklamak mümkün. Bana kalırsa başlıca sebebi salgınla mücadeleye olan güvenin kalmamış olması. İlk güven problemi açıklanan rakamlar üzerinden oldu. Daha sonra toplum konulan yasaklara ilk olarak yasakları koyanların uymadığını gördü. Ekonomi tarafından gelişigüzel izlenimi veren kısıtlamalar ve bir türlü gelmeyen destekler güvensizliği artırdı. Aşı temininde yaşanan sıkıntılar ise son darbeyi indirdi diyebiliriz. Yapılan son açıklamalara bakılırsa aşımız yok ve yetkililer ne zaman geleceğine dair net bir tarih veremiyorlar. Toplum kendini terkedilmiş hissediyor.