Pandemi başladığından beri yaptığımız kamuoyu araştırmalarında hane halkının ekonomik durumunun nasıl evrildiğini ölçümlemeye çalıştık. Zira, ekonomi tartışmaları çoğunlukla makro-ekonomik göstergeler üzerinde ilerliyor. Türkiye’de de makro seviyede borcun nasıl çevrileceği ve ihtiyaç bulunan dövizin nereden bulunacağı üzerine odaklandık. Ancak düşen talep ve artan işsizlik hane halkını sıkıştırmaya devam ediyor. Bu durum sadece Türkiye için geçerli değil. Dünya çapında da hane halkı borçluluk seviyeleri endişe verici seviyelere ulaşmış vaziyette. Örneğin, dünya çapında 75 ülkeden derlene rakamlara göre, Mart ayı sonu itibariyle hane halkı borcu 2008 küresel finans krizine giden süreçteki hane borcunun 12 trilyon dolar üzerinde gerçekleşti. Hane halkı borcunun GSYİH’ya oranına bakıldığında gelişmekte olan ülke hane halkları daha zor durumda gözüküyor. Türkiye’de durumun benzer olduğunu askıda fatura uygulamalarına olan talepten anlamak mümkün.
Bu hafta TurkiyeRaporu.com adresinde yayınlamış olduğumuz araştırmamızda toplumun yaklaşık %30’unun doğalgaz faturası, elektrik faturası veya ev kirasını ödemekte sorun yaşadığını belirtmiştik. Ek olarak kredi kartı ödemeleri hakkında sorduğumuz sorular sonucu toplumun %22’sinin kredi kartı borcunun minimumunu ödeyemediğini tespit etmiştik. Bunlara bağlı olarak içinden geçtiğimiz bu zor dönemde vatandaşın geçimini sağlamak için neler yaptığını merak ettik. Buradan hareketle katılımcılara “COVID19 salgını başlangıcından beri, geçiminizi sağlamak için sayacaklarımdan hangisini yaptınız?” sorusunu sorduk ve sunulan beş ifadeye “Evet” veya “Hayır” cevabını vermelerini istedik.
Sonuçlara baktığımızda vatandaşın geçimini sağlamak için en çok Türk Lirası birikimlerini harcadığını veya bankadan kredi aldığını gördük. Daha detaylı bakmak gerekirse katılımcıların %28,2’si Türk lirası birikimlerini harcadığını belirtirken, %28’i bankadan kredi aldığını ifade etti. En yaygın üçüncü yöntem ise %18,6 ile yakın çevreden yani arkadaş ve aile üyelerinden borç almak olarak karşımıza çıkıyor. Son olarak katılımcıların TL birikimi dışındaki altın veya döviz birikimlerini bozdurmak veya ev, araba, arsa veya dükkan gibi varlıklarını satmak yoluna çok başvurmadığını gördük.
Grafikte gözükmeyen rakam ise her seçeneğe hayır cevabı verenlerin %18 seviyesinde olması. Bu demek oluyor ki, toplumun sadece %18’i pandemi başladığından beri, bir ek desteğe ihtiyac duymadan geçimini sağlamaya devam etmiş. Siyaset suni gündemlerde akmaya devam ederken ciddi sosyal sıkıntıların arifesinde olduğumuzu ıskalıyor.