Erhan Karadağ
TURKUAZ TABLO DOĞRU MU? BAKANLIK GÜVENİLİR Mİ? WHO*: DÜRÜST OLUN
Salgınla mücadelenin en önemli ayaklarından birisi güven. Güven de doğru bilgiyle, şeffaflıkla oluşuyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre pandemi ile mücadelenin etkili olması için yönetim organizasyonları dürüst ve şeffaf olmalı, topluma doğru bilgi verilmeli.
Bilgilerin doğruluğu güvenilirliği son günlerin en çok konuşulan başlığı. 5 ay önce, sürecin ilk haftalarıydı. Güven ve şeffaflık henüz tartışmaya açılmamıştı. Gazete Pencere 6 Nisan’da Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye’deki yöneticilere dönük uyarılarını yayınlamıştı:
“Pandemik İnfluenza krizi yönetiminde güven oluşturun. Şeffaflık ve dürüstlük organizasyona inancı arttırır, toplumun tavsiyeleri takip etmesini sağlar.”
1 Haziran’da normale dönen Türkiye, geçen haftaya kadar günlük hayatına hiçbir şey yokmuş gibi devam etti ve salgın yeniden yükseldi. Fabrikalar, avm’ler, mitingler, açılışlar, kutlamalar derken vaka sayısı, ölümler korkutucu seviyeye ulaştı. Peki hangi seviyeye ulaştı. Türkiye şimdi rakamları tartışıyor. CHP lideri, “Bu rakamların doğru dolmadığını ben de, siz de, doktorlar da biliyor” dedi. Türk Tabipler Birliği’ne göre, bakanlık tabloyu kendi istediği gibi yansıtıyor. TTB sadece bir twite sığan günlük rakamlardan fazlasının açıklanmasını istiyor, “Halkı ve bilim insanlarını aydınlatacak ve COVID ile mücadeleye katılımını sağlayacak bütün bilimsel veriler farklı tablolar halinde yayınlanmalıdır” diyor.
DEĞİŞMEYEN SORULAR?
Bakanlık eksik bilgi mi veriyor?
Salgınla mücadele yeterince şeffaf mı?
Covid -19 teşhisiyle ölenlerin sayısı doğru mu?
Hangi ilde ilçede, hangi hastanede kaç hasta var?
Yoğun bakımdaki hasta sayısı, entübe hasta sayısı kaç?
Hastaneler dolu mu? Hangi şehirde kaç yatak boş?
Kimlere test yapılıyor? Hangi metodla, neye göre test ve tarama yapılıyor?
Rakamlar değişiyor, sorular aynı. Cevapların ya eksik ya da yanlış olduğunu her gün duyuyoruz.
Son günlerin tartışma konusu Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlar. Cenaze ve defin işlemlerini baz alan Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları rakamların açıklananın çok üzerinde olduğunu ileri sürdüler.
Türk Tabipler Birliği de ilk günden buyana turkuaz renkli tabelanın gerçeği yansıtmadığı iddiasında. İllerden tabip odalarından gelen vaka sayılarının çok farklı olduğunu vurguluyor.
WHO * : DÜRÜST OLURSANIZ İNSANLAR UYARILARI DİKKATE ALIR
Yani bir dürüstlük, bir şeffaflık tartışması yaşıyoruz. Asıl tehlike tam da burası. Gazete Pencere güvenin, doğru bilginin, şeffaflığın önemini, salgınla mücadeledeki rolünü salgının 25.gününde yazmıştı. Dünya sağlık örgütü yetkililere sayfalar dolusu raporla, grafiklerle ve eğitimlerle “açık olun” demişti.
Tarih 9 Ekim 2017. Ankara’da 5 gün süren bir acil durum iletişim çalıştayı. Katılımcılar Sağlık Bakanlığı personeli 81 ilden acil durum ve pandemi ile mücadele sorumluları. Kürsüde WHO İletişim yetkilisi Cristiana Salvi ve sosyal medya iletişim danışmanı Melinda Frost. Bilginin, iletişimin, karşılıklı güvenin her fırsatta ve her aşama önemini anlatan grafikeri görüyorsunuz. Mesajlar net. Uzun toplantıların bizi ilgilendiren tarafını şöyle özetlemek mümkün :
Söylentileri, yanlış bilgileri, dürüstlük ve şeffaflık önler.
Güven olursa liderlere ve organizasyona inanç artar, şüphe azalır.
Şeffaflık yüksek olursa, insanlar önerileri takip eder, uyarılara kulak verir.
Salgın eğitimi salgın iletişimi toplumun katılımıyla etkin olur.
Sivil Toplum Kuruluşları, tıp dernekleri bu mücadeleyi birlikte yürütecek paydaşlardır.
Hükümetin, sağlık bakanlığının, yerel önetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve halkın işbirliği şart. Bunun için tarafların birbirine güvenmesi gerekiyor ama çok zor. Belediyeler dışlanıyor, tabip odaları dikkate alınmıyor. Özetle hiç tartışılmayacak, dayanışma içinde yürütülecek bu mücadelede bile Türkiye hiç zorlanmadan ikiye bölünmeyi beceriyor.
*WHO (DSÖ) World Health Organization/Dünya Sağlık Örgütü