Atıf Ünaldı
Türk Telekom fiber optik döşemiyor
Tahsin Yılmaz’ın TTnet’in CEO’su olduğu dönemden bu yana, sorunlar da yaşasak internet hizmetini Türk Telekom’dan almaya özen gösterdim. IPTV Derneği’nin başkanı olduğum ilk yıllarda, Türkiye’nin ilk IPTV hizmeti Tivibu test yayınına başlamıştı. O zaman İstanbul’da oturuyordum. Ancak oturduğum yerde Tivibu hizmeti yoktu. Ancak Tahsin Bey o dönemde, birçok engeli aşıp bana test yayınını izletmeyi başarmıştı. Daha sonra Ataşehir’de 27. kata kadar fiber olan evimde, yine tivibu hizmetini kullandım. Binada fiber optik standart olduğu için hiç sorun yaşamadım.
Birkaç yıl önce Mersin’e taşındığımda, oturduğum Cumhuriyet Konakları’nda, fiberleri yoktu. Sitenin yönetimine fiber optiğin ne olduğunu anlatmak mümkün olmadığı için, ben de birkaç yıl VDSL’e mahkum kaldım ama yine de Türk Telekom kullanmaktan vazgeçmedim.
Pandemi sürecinde herkes gibi biz de kendimizi korumak adına bazı kararlar aldık. Öncelikle vaka sayısının arttığı Cumhuriyet Konaklarından taşınma kararı aldık. Her hafta İstanbul’a gelen ben, artık neredeyse ilk bir yıl sadece bir kere geldim. Tabii bu dönemde eğitimlerimi, konuşmalarımı hatta moderasyonlarımı bile evden yapar oldum. Artık iyice iş faaliyetlerini eve almıştım.
Malum son birkaç ay çocukların okulu da olmadığından, evin internet bağlantısının yükü çok arttı. Biz de bir kısmını stüdyo gibi kullanabileceğimiz ve evden hem eşimin hem de benim faaliyetlerimizi sürdürebileceğimiz, geniş bir ev arayışına girdik. Böylece hem iş ve ev internetini birleştirip daha iyi bir bağlantı alacaktık, hem de zaten internetten yaptığımız işler için ofis ev arasında mekik dokumayacaktık.
Bu amaçla arayışlarımız sonunda üç katlı, içinde stüdyo da yapabileceğimiz bir ev bulduk. Evi gezerken ilk yaptığım etraftaki wifi’lara bakmak oldu. Her tarafımda Türk Telekom’un fiber ağı için kullandığı standart wifi’ı görünce çok sevindim. Hemen müşteri hizmetlerini arayıp aboneliklerimden birini iptal ettirdim. Diğerini ise bu adrese geçirmelerini istedim.
Ekip eve ilk geldiğinde ellerinde yine ADSL modem vardı. Üstelik yakınlardaki bir kutudan eve çok derme çatma (neredeyse düğüm atarak) bir kablo getirip, modemi bağladılar. İlk sorum buralarda fiber optik var, bana niye bağlamadınız oldu. Gelen cevap ise “Siz VDSL abonesisiniz fiber bağlayamayız”dı. Bundan sonra Türk Telekom ekiplerini her çağırışımda başka bir bahane ile cevaplar aldım. Ama aylarca bu cevaplarla beni oyaladılar. Önce belki hızımı arttırmamın yararı olacağını söylediler. Arttırdım. Sonra kullandığım modeme çok cihaz bağlandığını ve katlara sinyal gitmediğini söylediler. Evde katlar arası CAT5 döşetip, her yana ekstra genişleticiler taktım. Olmadı olmadı. Öyle ki; evden yaptığım eğitim faaliyetlerinde devamlı kopmalar olmaya başladı. Artık eğitim veya konuşmam olduğunda cep telefonumdaki Vodafone hattıma bağlanıp, oradan işlerimi yapmayı alışkanlık haline getirdim.
Bu arada bir başka gariplik daha fark ettim. Evin hattına bağlıyken bir web sitesine girdiğimde, her obje için bir delay (gecikme) oluşuyordu. Bunun sebebi Türk Telekom’un kullandığı DPI mıdır bilmiyorum. Ancak wifi’dan çıkıp Vodafone hattıma geçince sayfaların, üzerindeki objelerle birlikte çok hızlı bağlandığını görüyorum. Ben de bir speed test yapayım istedim. 50 Mb olduğunu gelen teknik ekipten öğrendiğim hattım 25mb download ve 2 mb upload’u görmüyordu. Üstelik neredeyse onun da yarısı kadar hızda çalışan Vodafone hattım kadar verim de alamıyordum.
Ekip bunu 50mb size söylenen hız zaten bu 40mb çıkar gibi gerçekten garip ve mantık sınırlarını zorlayan yorumlar yapıyordu. Bense her seferinde benden 10mt ilerdeki sitede olan fiber optiğin bana neden getirilemediğini sorup duruyordum. Buna doğru dürüst bir cevap ne yazık ki alamadım.
FİBER BU ÜLKEYE LAZIM
Bu ülke ADSL mi, fiber optik mi diye tartıştığında, ben hep fiber optik geçişini yapmamız gerektiğini söylüyordum. Ancak Türk Telekom’un özelleştiği o dönemlerde ADSL kararı alındı. Yanlıştı. Arada Süreyya Ciliv döneminde fiber optik, baz istasyonu ortak kullanımı tartışması da yanlış bağlandı. Ülkede yıllarca fiber optik çekilemedi. Ama artık buna bir son verilmeli, Ulaştırma Bakanlığı bir el atmalı ve bu ülkenin her tarafında fiber olmalı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ve Cumhurbaşkanlığı’nın en önemli konusu bu fiber meselesi olmalı. Hızlı internet yoksa refah nasıl yakalanacak?
Artık “eski güzel” ofis günlerine dönmenin yolu yok, ama hâlâ yapılabilecek çok şey var
Artık pandemi öncesi zamanların görünüşte “eski güzel ofis günlerine” dönmenin hiçbir yolu yok. Ama zihinsel olarak herhangi bir stres ya da tükenmişlik hissetmeksizin en iyi şekilde çalışmalarının sağlanabilmesi için çalışanları motive edip güç katmak adına hala yapılabilecek pek çok şey var. Citrix EMEA Başkan Yardımcısı Sherif Seddik, şirketlerin dikkat etmesi gerekecek noktalara dikkat çekti.
Çalışanları motive etmek ve güç katmak için hâlâ yapılacak çok şey var:
1.Mevcut takip kültüründen bir güven ve güç katma kültürüne evrimleşmek önemli olacak.
2.Dijital çalışma çağında, küresel dijitalleşmenin fiziksel olarak ofiste bulunmayı iş sonuçları bakımından anlamsız hale getirmesiyle birlikte, başarı işletmelerin coğrafi olarak dağınık durumdaki ekipler içinde ve arasında bir güven kültürü oluşturma yeteneğine bağlı olacak.
3.Bu yeni çalışma kültürü aynı zamanda ofis kullanımının doğasını da değiştirecek ve iş birliği yapma biçimimizin baştan yaratılmasını gerektirecek. Düzenli olarak planlanan ve anlık olarak gerçekleştirilen toplantılar, güvenin, motivasyonun ve bağlılığın sağlanmasında ve sürdürülmesinde anahtar rolü oynuyor. Dağınık çalışma çağında bu toplantılar hibrit olacak.
4.Etkili ekip çalışması yalnızca düzenli toplantılar sırasında değil aynı zamanda mesai sonrası bir şeyler içmeye gidilmesi gibi sosyal faaliyetlerde de katılımcılığa bağlı olacak.
5.Sonuçta uzaktan çalışmanın en büyük avantajlarından biri çalışanların şahsi zaman çizelgeleri uyarınca çalışmalarına, iş-yaşam dengelerini daha iyi ayarlayarak üretkenliklerini artırmalarına olanak sağlaması. Bu, çalışmanın ve aynı zamanda ekip çalışmasının geleceğinin giderek artan oranda asenkron olacağı anlamını taşıyor.
Her zaman görünüşte “eski güzel günlere” ve “eski usul” ofis çalışmasına dönmek isteyenler ile döngünün dışında bırakıldığını ya da aşırı çalıştığını hissedenler olacak. İşte bu nedenle, ekip liderlerinin ekipleriyle eskiden olduğundan daha düzenli ve farklı biçimde etkileşim kurması, ekip üyeleriyle daha yakın bir kişisel ilişki kurması, çalışanların yalnız ya da stresli hissettiğine veya hedeflerine ulaşmakta zorlandığına dair erken belirtileri saptayabilmesi bu kadar önem taşıyor. Gelecekte daha yakın sosyal bağlar ekip başarısı açısından bir zorunluluk olacak.