“Türkiye Bitcoin şampiyonu…” “Salgın Karadeniz’de zirve yaptı…” “İstanbul Havalimanı kirası iptal edildi…” Cumhurbaşkanı “mızrak çuvala sığmıyor” dedi… Hepsi de taze ve önemli haber ama onları tam anlayabilmek için hemen peşi sıra bir haber daha okumak gerekiyor. Çünkü kurallar, kararlar, uygulamalar duruma göre, adamına göre değişiyor; bir haberle anlaşılamıyor aslında ne olduğu.
Erdoğan’ın “salonları lebaleb doldurdunuz” diye teşekkür ettiği Karadeniz haberleri gibi arka arkaya okumak lazım: Covid-19 vakaları Rize ve Trabzon’da zirve yaptı. Bölgede cenaze namazlarına 30 kişi sınırı getirildi. Bilim kurulu cenazeler taziyeler diye alarm çalarken protokol, siyaset, iş dünyası İstanbul’da yine çok kalabalık bir cenaze namazındaydı. Cumhurbaşkanı’nın da katıldığı cenazedeki yüzlerce insan, lebaleb cami avlusu, canlı yayınlarla ekrandaydı.
Yeni havalimanlarının 2020 yılı kirası iptal edildi, bu yıl ve gelecek yıl kirasında yüzde 50 indirim yapıldı. Ticaret Bakanlığı iş yapamayan esnafa 3 ay için 750 TL kira yardımı planladı.
Aynı bakanlığın Denizli Milletvekili Teoman Sancar’ın sorusuna verdiği cevap fena. 100 bin esnaf açmamak üzere kepenk indirdi, 40 bin şirket kapandı. Çünkü kredi borçları ertelenmedi, kiraları iptal edilmedi, vergileri silinmedi.
Dünyadaki kripto paranın yüzde 16’sı Türkiye’de. Para mı, döviz mi, menkul mü, daha adı tam konmayan sanal para bizde tuttu. Türkiye Avrupa’nın bir numaralı Bitcoin kullanıcısı oldu. Kolay karar veren, risk alabilen yeni nesil yatırımcı az değil belli ki. Bitcoin’i çok Türkiye’nin, borçlusu daha çok. Bu da dünün haberi; 2 milyon insan daha kredi çekti ve bankalara borçlu insan sayısı 34 milyona çıktı.
TKİ yanlışlıkla iki müteahhite 156 milyon lira fazladan ödemiş. Yanlışlıkla 156 milyon? Doğru mu acaba, yanlışlık düzeltilmiş, ödeme geri alınacakmış. Sahi mi? Kime doğrulatacağız derken devletin resmi kanallarıyla İletişim Başkanlığı’nın “Doğru mu ?”isimli bir platformu kurduğunu öğrendik. Bundan sonra yanlış bilgiye, yanıltmaya, yönlendirmeye son. Uygulamayı indirip bakacağız. Hangisi doğru hangisi yanlış onu da iktidar söyleyecek.
Kamera açılarını değiştirdiler istedikleri zaman kalabalık gösterdiler, istedikleri zaman seyrek. Yorumcuları sabitlediler, uzmanları seçtiler, medyanın neredeyse yüzde 90’ını birbirinin aynı yaptılar. Onlarca gazete, TV kanalı varken toplumu söylentiye muhtaç, dedikoduyla gerçek arasında miyop ettiler. Şimdi internet ve dijital medya haberleriyle dolaşan bilgilere, o iklime razı değiller. Bir tane doğru olsun istiyorlar. İnsan emin olmak, devletin resmi kurumlarına her şeyi sormak istiyor o halde.
Mahalle bakkallarında çeyrek paket margarin satılıyormuş doğru mu acaba? 2 liraya 1 küçük bardakla bir akşamlık ayçiçek yağı satmaya başlamışlar doğru mu acaba?
Tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet… Tek doğru. Peki. Ülkeyi yönetenler ne zaman iktidar partisi, ne zaman devlet? Yapılan işler ne zaman devlet, ne zaman siyaset? Nasıl anlayacağız, onu kime doğrulatacağız?