Sporumuz için çok önemli bir adım!

Olimpiyat heyecanı yaklaşırken sporumuzun temel sorunlarını konuşabilmek için uygun bir ortam da doğmuş sayılır. Malum, her olimpiyata, en azından tatminkar sayıda madalya kazanma umuduyla gidip hüsranla dönmeye alışkınız. Yetmiyormuş gibi, doping rezaletleri de peşimizi bırakmıyor.
Türkiye, ekonomik açıdan yaşadığı tüm sıkıntı ve sorunlara karşın dünyada ilk 20 arasında yer alabiliyor. Olimpiyatlarda madalya kazanılmasıyla ilgili en sağlam hesaplar da buna dayanılarak yapılıyor. Dolayısıyla ülkemizin madalya kazanma sıralaması içinde ilk 20’de yer alması normal bir sonuç. Oysa 2016 Rio’da 43.lükte yer aldık.
Peki, bu niye böyle oluyor? Aslında bu zor sorunun çok basit bir yanıtı var: Çünkü sporumuzun bir politikası yok! Hiçbir zaman da olmadı. Neyi nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Politika dediğiniz bildiğiniz siyaset değil, hedefe ulaşmak için izlenecek yol anlamına gelir o sözcük. Bizim hiçbir zaman böyle bir derdimiz olmadı.
Politikanız olmadığı zaman dümensiz bir gemiye benziyorsunuz. Ne kadar büyük ve güçlü olursanız olun, nereye gittiğinizi bilmediğinizden, bulunduğunuz yerde dönüp duruyorsunuz. Yaşanan hüsran ve fiyaskoların hesabı sorulmuyor. Sorulsa da yanıtı boş laflar oluyor ve bu devran böyle sürüp gidiyor.
Bu çerçevede belediyelerin durumu da çok önemli çünkü sporla ilgili muazzam bir potansiyele sahipler. Ancak neyi nasıl yapacaklarını bilmediklerinden çok değerli kaynaklar, olmayacak işler için ziyan ediliyor. Kestirmeden anlatalım, belediyelerin asla görevi olmayan profesyonel takımların desteklenmesi işine dünyanın parası harcanıyor.
Ülkenin bir spor politikası olmadığından, belediyeler de neyi nasıl yapacaklarını bilemiyor ve el yordamıyla birtakım işlere girişiyorlar. Memleketin neredeyse makus talihi haline gelen bu kısır döngüyü kırmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin giriştiği çalışma, alkışı hakkediyor. Kısaca, Spor Master Planı denilen çalışma sanıldığından çok daha önemli. Çünkü bundan sonra İBB neyi nasıl yapacağını bilerek hareket edecek.
Sadece olimpiyatla ilgili olarak değil insanlarımızın spor yapması açısından da ne yazık ki inanılmaz derecede kötü durumdayız. Devletin Resmi rakamlarına göre ülkemizde spor yapan insanların nüfusa oranı yüzde 11.8. Yani yüzde 88.2’nin spor yapmakla bir ilgisi yok. Hollanda’da halkın spor yapma oranı yüzde 65. Hükümet bu oranı yüzde 75’e çıkarabilmek için çalışmalar yapıyor.
İmamoğlu, “Benim çılgın projem de İstanbullu çocukların spor yapabilmesidir” derken çok önemli bir hedef ortaya koydu. Bu yapılabilirse sporun gelişmesinin yanında başka bir yığın sorunun çözümünde de katkısının bulunabileceği biliniyor. Uyuşturucudan şiddete kadar pek çok soruna spor aracılığıyla çözüm bulmak olanaklı.
Cumhurbaşkanımızın eski bir futbolcu olması elbette ki spor dünyamız için önemli avantajdı. Ancak bunun ne kadar değerlendirilebildiği tartışılır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da spora yakın bir kişi. 31 Ocak 2000’de Trabzonspor başkanı olan rahmetli Özkan Sümer’in yönetim kurulunda yer alıyordu. Sonrasında da spora ilgisi sürdü. Bugün de sürüyor.
Sporda belediyenin üzerine düşen, kalıcı nitelikteki işlerin yapılması ve bu yolla hem halka hem spora hizmet edilmesi yönünde İBB, doğru bir noktadan işe başladı. İBB tek başına bile dünyadaki pek çok devletten daha büyük olanaklara sahip olan bir kuruluş. Ayrıca, yapılacak doğru işler, öteki belediyelere de örnek olma değerini taşıyacak.
Geçen cumartesi ve pazar günleri, Spor Master Planı adıyla çalışmaların ilk adımları atıldı. Salı günü de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bu işi nasıl yapacaklarını açıkladı. İstanbul Spor Stratejisi ve Gelecek Planı Lansmanı toplantısı heyecan vericiydi. Eski bir atlet olduğunu özenle vurgulayan İmamoğlu maratonun ilk adımını attı.
İBB ayrıca başladığı bir işi yarım bırakacak kuruluş değil. Bunun için de çok umutluyuz. İlgili toplantı sırasında değerli spor adamı Can Çobanoğlu dostumuzun uyarısı çok yerindeydi. Geleceğe dönük uzun vadeli programlar yapılırken hemen yapılabilecek türden işleri de ihmal etmemek gerek. Yoksa iş uzadıkça ‘Bu da fos çıktı!’ karamsarlığına yenik düşebilirsiniz.
Kısacası, neresinden bakarsanız bakın İBB, spor konusunda çok önemli ve değerli bir işe başladı. Bu projenin başarısı, sporumuzu makus talihinden kurtarabilecek kadar önemli. İmamoğlu ve ekibi bunu yapabilecek güçte. Biz de yanlarında olacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Çakır Arşivi