İ. Bülent Çelik
Sistemdeki asıl yük sizsiniz!
Geçen haftanın en flaş açıklamalarından biri de Milli Eğitim Bakanı Selçuk’tan gelmişti.
Bakan’ın, öğretmen maaşının sisteme yük olduğunu söylediğini okuduğumda buna inanamayıp: “Hadi canım! O kadar da olmaz, Böyle dememiştir!” diyerek doğruluğunu araştıma ihtiyacı duymuştum.
Bakan’ın, gerçekten de “Eğitimde asıl yük, öğretmenin maaşıyla ilgilidir!” cümlesini kurduğunu üzülerek müşahade ettim.
Evet, sayın Milli Eğitim Bakanı “Eğitim’deki asıl yük, öğretmen maaşı ile ilgilidir!” demişti.
Şimdi sakın “bağlamından kopartıldı, anlamından sıyrıldı, göbişinden cıbızlandı!” gibi savunmalara girilmesin!.
Bu cümlenin, kendi fiilinin ceremesine malik, ergin bir cümle olduğu hususu su götürmez!
Bu cümlenin önüne arkasına ne koyarsanız koyun anlam kaymaz!
• • •
Bu sakat yaklaşım, eğitim denilen toplumun en önemli ortak meselesini salt ticari bir meseleymiş gibi algılama ve yönetme yaklaşımıdır!.
Eğitim maliyeti böyle hesap edilmez.
Olaya sizin ticari mantığınızla baksak bile böyle hesap edilmez!
Bir okul öğrenci ve öğretmenden ibarettir.
Bu ticarette bilgi ve eğitim “satılır”.
Ürün/hizmet alan öğrenci, ürün/hizmet veren öğretmendir.
Affınıza sığınarak, bu nedenle öğrenci maaş almaz. Maaşı öğretmen alır.
Asıl sorgulamanız gereken mantık; kendi istatistik kurumunuzun açıkladığı yoksulluk sınırının altında maaş alan öğretmeni dahi bu sistemin yükü halinde görmenizi sağlayan sıkıntılı mantıktır.
Kaldı ki eğitimin toplam maliyeti, bir ülkenin geleceğe yatırımları başlığı altında listelenir.
Dünyanın her yerinde çocuklar aynı ağırlıkta bir beyin ile doğarlar.
Ürünün kalitesi sizin maharetinize bağlıdır.
• • •
Ha tabi anlıyorum!
Özel okul zinciri patronu olmanız hasebiyle, cebinize girmesini tercih edeceğiniz parayı okullarınızdaki öğretmenlere dağıtmak durumunda olmanız sizin için bir miktar ciğer pareleyici olabilir!
Ama Milli Eğitim budur!
Öğretmen öğretir. Öğrenci yetişir.
Öğrenci; Mühendis olur, işçi olur, memur olur, çiftçi olur, doktor, hemşire olur, işadamı, müteahhit olur. Üretir ve ülkesine vergi verir, hazinesine para kazandırır.
Öğretmen olmasa bakan maaş alamaz. Milletvekili maaş alamaz. Cumhurbaşkanı ödenek alamaz..
Bunu sağlayan öğretmen sistemde yük olamaz!
• • •
Milli eğitimde bir yük var ama galiba o yük öğretmen değil!
Biz ne zaman böyle olduk?
AA’nın haberi aynen şöyle: “Adana’da bir apartman sakini bahçesinden su içmek isteyen 10 yaşındaki çocuğu sopayla yaraladı.”
Artık bu nasıl bir sakinlik ise. .
• • •
Eskiden olsa bu olayı, “canım, meczubun, densizin biri işte” şeklinde tanımlayıp geçerdik.
Ama her gün benzerini izlediğimiz yüzlerce olay bu tarzın artık istisna olmadığını gösteriyor.
Hani su küçüğün, söz büyüğün idi?
Hani su içerken yılan bile dokunmaz idi?
Hani Acı acıyı, su sancıyı keser idi?
• • •
Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Hani çerçeveler boş
Hani…
Emekliler çetesi yakalandı!
Bu isimlendirme doğru değil..
“Emekliyi soyanlar çetesi” demek lazım.
Çünkü çete emeklilerden değil emekliyi soyanlardan oluşuyor.
• • •
Bu medya tashihi bir yana, eskiden dolandırıcılığın bile bir asaleti, bir haysiyeti, kendi janrında bir şerefi vardı.
Emeklinin zaten pul olmuş üç kuruşuna tamah edecek kadar soysuzlaşmış insan müsveddeleri ile aynı atmosferde, aynı oksijeni paylaşmak ne kadar acı.
• • •
5 milyon yıl önce ayağa kalkıp evrimleşen ve bugünkü modern insana rücu eden mükemmel oluşumun bir temsilcisinin Türkiye’de emekli olma bahtsızlığına uğramasından daha kötü bir gadri kim taşır?
Onu soymayı iş edinen bir eşrefi mahlukat tabi ki!..
Sana İsmail YK’dan gelsin:
“Allah belanı versin!”