Sahtekarlık yaratıcılıkta sınır tanımıyor. Bir parayı bilirdik eskiden; mücevherleri, tabloları da filmlerden. Yürüdü gitti sonra. Kavanoz dolu sahte balın yalanıyla tatlanan sofralar, metil alkolün gerçeğiyle yıkıldı. Sahte içkiden ölümler sıradanlaştı, sahtelik sıradanlaştı.
Nihayetinde hileli bal, hileli sucuk, ucuz peynir hatta sahte rakı yoksulluk sorunu. Belki de o yüzden bu hep sahipsiz bir mevzu. Sahip çıkılan konuları biliyoruz bu arada. Mahkeme kararıyla sabit sahte diploma, ilgili haberlere yayın yasağıyla korunabiliyor. Doktora tezinde intihal bulgusu tespit edilen akademisyen iktidar partiliyse rektör atanabiliyor. Bütün bunlar iktidar eliyle onaylanıp, devlet gücüyle kollanınca sonuçta toplumla gerçek arasındaki bağ kopuyor. Gerçeğin ne olduğu, herkesin durduğu yere göre değişince de sahtenin önü açılıyor.
Haberlerin doğrusunu, çarpıtılmamışını bulmak da zor. O yüzden muhalefetten, işçiden, işsizden, ekonomiden uzak duran medya polis adliye haberleriyle dolduruyor sayfalarını. İşte son günlerin haberleri:
“Eşini cezaevinden çıkarmak isteyen kadın sahte avukata 210 bin dolar kaptırdı.”
“Hemşireyle tartışan doktorun darp raporu sahte çıktı.”
“Gerçek polise kimlik soran sahte polis yakalandı.”
“Organ nakli olmuş gibi gösterdikleri sahte hastalarla, sahte reçetelerle SGK’yı 1.8 milyon lira zarar uğrattılar.”
“Olmayan vakfın sahte başkanı. Ayasofya vakfı başkanıyım diyerek kaç kişiyi dolandırdı.”
“Bursa’da bir apartmanın 5. katında sahte dişçi yakalandı.”
“Ayarı düşürülmüş sahte altınları 8 ilde piyasaya süren 61 kişi gözaltına alındı.”
”İzmir’de sahte vücut geliştirme hapı satan 4 kişi tutuklandı.”
“71 milyon liralık sahte parfüm ele geçirildi.”
“Gaziantep’de 50 bin sahte deterjan.”
“Depo kapağını açınca benzinci fark etti. İstanbul’da satın aldığı otomobilin ön tarafı 2012 arka tarafı 2010 model çıktı.”
“Fatih’te sahte (-) PCR test sonucu satarken yakalandı.”
“Adana’da sahte polis üst araması yaparken altın çaldı.”
“Sahte iş ilanıyla tuzak kurdular.”
Böylesine sıradan olması normal mi? Sadece paraların, sadece Picasso tablolarının sahte olduğu haberleri arıyor insan. Yok mudur hiç denetim eksikliği, yok mudur hiç ihmal, kayırma, kollama? Bu kadar sahtekarlığın tek sorumlusu sahtekarlar olabilir mi?