Fatma Acar Ünlü
PARA VE DOLARİZASYON
Paranın Tanımı
Para bir toplumun ödeme aracı olarak kabul ettiği ve herkes tarafından genel kabul gören değer ölçüsüdür. İktisatçılar satın alınan mal ve hizmetlerin bedelinin karşı tarafa aktarılmasında veya borçların geri ödenmesinde genel kabul gören her şeyi para olarak tanımlarlar.
Fiyatlarla değerleri ifade eden bir araç olan para; insanlar ve ülkeler arasında el değiştirerek ticari faaliyetlerin yürütülmesini sağlamaktadır.
Paranın Geleneksel Fonksiyonları:
Değişim aracı olma; ekonominin etkinliğinin artırılması, işlem maliyetlerinin azaltılması, iş bölümü ve uzmanlaşmanın sağlanması için mal ve hizmetlerin el değiştirmesi sürecini kolaylaştıran ve hızlandıran bir fonksiyon kazandırmaktadır.
Servet saklama aracı olma; değer muhafaza, likidite sağlama, enflasyon karşısında değerin korunması fonksiyonunu taşımasıdır.
Gelirin elde edilmesinden harcanmasına kadar geçen süre içinde satın alma gücünü muhafaza etmek amacı ile yani başka bir ifade ile servet saklama amacı ile kullanılmasını anlatan fonksiyonudur.
Hesap birimi olma; ekonomik değerlerin ölçümü amacı ile kullanılması mal ve hizmetlerin değerinin ölçülmesini anlatan fonksiyonudur.
Paranın Modern Fonksiyonları:
Ekonomik faaliyetleri teşvik etme; Paranın işlemleri kolaylaştırma, üretimi teşvik etme ve yatırımları finanse etme gibi fonksiyonları vardır. Bunun sonucunda ekonomide para arzı artar, faiz oranları düşer ve bankalar piyasaya daha fazla likidite sunarlar. Bu parasal genişleme neticesinde hem tüketim hem de yatırım harcamalarında artış meydana gelecektir.
Geliri yeniden dağıtma; Enflasyonist dönemlerde sabit gelirli tasarruf sahiplerinin satın alma gücü azalır, borç alanların borçlarının değeri de azalır. Böylece tasarruf sahipleri ile borç alanlar açısından gelirin yeniden dağılımı farklı şekilde gerçekleşir.
Nüfuz aracı olma; toplumlar ve bireyler arasında paraya sahip olanın daha güçlü olduğu inancına dayanmakta ve paranın sosyal yaşam üzerindeki etkisini göstermektedir.
Paranın Yakın İkamesi ne demektir?
Literatürde ve günlük hayatta para yerine veya para ile birlikte kullanılan kavramlar vardır.
Nakit: Dolaşımdaki banknotlarla madeni ufaklık paraları kapsar. Oysa para, nakit dışında kullanılan para benzerlerini de kapsadığı için daha geniş bir anlamı ifade eder. İki tür paradan bahsedebiliriz; asli para ve kaydi para. Asli para, merkez bankası tarafından basılıp piyasaya sürülen fiziken dolaşımda olan paraları ifade eder.
Kaydi para (banka parası):ticari bankalar tarafından toplanan mevduatlar üzerinden üretilen paradır.
Aktif (varlık): Sahip olunan herhangi bir şeyin değerini ifade eder. Örneğin ev, otomobil, tahvil, hisse senedi ve para sahip olduğumuz aktiflerin bir kısmıdır. Yani aktifler gayri menkul, reel veya finansal varlık olarak likit olmayan nitelikte olabilir. Para aktif türlerinden likiditesi tam olandır.
Servet: Sahip olunan aktiflerin toplam değerini temsil eder ve paradan çok daha geniş kapsamlıdır.
Gelir: Belli bir dönemdeki değişik türden kazançlarımızı ifade eder. Gelir ücret/maaş, kar, faiz ve kira/rant türlerinden kazançlarla ilgilidir.
Likidite: bir varlığın bir değişim aracına, paraya dönüştürülme derecesidir. Likidite ekonomik değeri olan bir varlıkta bulunması arzulanan bir kavramdır. Bir varlığın likiditesi ne kadar yüksekse talep miktarı da o kadar yüksek olacaktır.
Rezerv Para Nedir?
Rezerv paralar, dünyada baskın olan ekonomilerin paralarından seçilmektedir. Bu paraların özelliği, genelde yaygın kullanımları ve de diğer paralara kolayca çevrilmeleridir.
Rezerv para, uluslararası para piyasası ve merkez bankalarının portföyünde bulundurduğu döviz ve de altın cinsinden varlıkları ifade etmektedir. Merkez bankaları döviz veya altını rezerv varlık şeklinde ellerinde bulundururlar.
Dünya üzerinde en fazla kullanılan rezerv para Amerikan Dolarıdır. Doların rezerv bir para olmasının en önemli sebebi ise; dünya ticaretinde oldukça yaygın olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca rezerv para olması ve dünya genelinde birçok merkez bankasının bilançosunda yer alması nedeni ile de dolar en fazla işlem görmekte olan para birimidir diyebiliriz. Doların yanı sıra diğer rezerv para birimleri; Euro, İngiliz sterlini, İsviçre Frangı ve Japon Yeni de örnek verilebilir.
Merkez Bankaları Neden Rezerv Para Tutar?
Para veya kur politikalarına güveni sağlamak,
Ekonomide ve finansal piyasalarda, sağlanan güven politikalarını desteklemek,
Hazinelerin yabancı para dış ve iç borç ödemesini gerçekleştirmek amacı ile gerekli olan dövizleri hazır bulundurmak için rezerv para tutmaktadır.
TCMB Rezervlerinde son durum
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre 19 Kasım haftasında brüt rezervler 128,4 milyar dolar düzeyine yükseldi. Net rezervler ise 25,2 milyar dolara düştü. TCMB’nin brüt rezervleri yükseldi, net rezervleri geriledi.
Altın rezervleri 19 Kasım haftasında 40,5 milyar dolar olurken, brüt Döviz rezervi ise 87,9 milyar olarak kaydedildi.
Buna göre 19 Kasım haftasında net rezervler 28,6 milyar dolardan 25,2 milyar dolara düştü. Swap hariç net rezerv de -35,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.
DOLARİZASYON (PARA İKAMESİ)
Ülke parası yerine, paranın değişim ve değer biriktirme fonksiyonunu, yabancı paraların yerine getirmeye başlaması durumuna denir. Bir ülkede yüksek enflasyonun olması paranın tasarruf aracı olma özelliğinin kaybolmasına neden olur. Bu durumda ülkede para ikamesi süreci başlar aynı zamanda buna dolarizasyon denir.
Paranın değişim aracı, değer ölçüsü ve değer saklama olan üç temel işlevi için sadece yabancı bir para biriminin kullanılması tam veya resmi dolarizasyon olarak adlandırılır.
Yabancı paranın değişim aracı olarak kullanılmasına ödeme dolarizasyonu ya da para ikamesi, fiyatların ve/veya ücretlerin yabancı para birimine endekslenmesine reel dolarizasyon, yerleşik kurum ve bireylerin döviz varlığı ve borcuna sahip olabilmesi ise finansal dolarizasyon olarak adlandırılmaktadır.
Finansal dolarizasyonun borçlanma yönünün farklı dinamikleri olduğunu belirterek, mevduat dolarizasyonu olarak adlandırılan yerleşiklerin yüksek miktarda döviz varlığı bulundurmasının bir ekonomi için çeşitli sorunlar yaratabileceği de ayrıca bir yazı konusu olabilir.
Temelde ekonomik birimlerin yüksek enflasyon ve kur riskine karşı kendilerini garantiye almak istemesinden kaynaklanan mevduat dolarizasyonu, istikrarsızlığı, sistemik riskleri ve bankaların kırılganlığını artırarak tam tersi bir etki yaratmaktadır. Dolarizasyon döviz kurlarının daha çok dalgalanmasına neden olurken bu dalgalanmalar daha çok dolarizasyonla sonuçlanarak bir kısır döngü de oluşturmaktadır.
Türkiye’de, 23.11.2021 tarihi ile dolarizasyon oranı; %61,92 dir.
Merkez Bankası’nın açıklamalarına göre bu oranın yükselmesinin en önemli nedeni, döviz kuru piyasalarında ortaya çıkan oynaklığın, hane halkının döviz talebini etkilemesi ve tasarrufların döviz cinsinden yapılmasıdır. Ayrıca enflasyon oranındaki yükselmenin TL’den kaçışa neden olması da tasarrufların döviz cinsinden yapılması ve döviz mevduatlarının toplam mevduatlar içindeki payının artması sonucunu doğurmaktadır.