Para

Aslında mesele her zaman para.
Eğer bir yerde para kazanma ihtimali varsa bu arkadaşlar hep oradalar.
Kanun, kural, etik, ahlâk falan tanımadan para için her şeyi yapıyorlar.
Mesela din kültürü ve ahlâk bilgisi öğretmenliği yapmış, özel bir kolejde çocuklara sözüm ona ahlâk öğretmiş ve sonda kendini gazeteci olmuş sanan biri kara para aklayan iş adamını kurtarmak için aracılık yapabiliyor.
Çünkü işin ucunda para var.
Mesela memleketteki neredeyse tüm bilim insanlarının karşı çıktığı, yapılırsa Marmara biter dediği, yapılırsa depremde çok daha büyük zarar olur dediği, bir tek aklı başında insanın bile savunmadığı Kanal İstanbul’u yapıyorlar. Peki neden? İnat yüzünden mi? Hayır elbette. Para için yapıyorlar. Orada satın aldıkları, birilerine sattıkları ve arada komisyon aldıkları, değerlenecek diye söz verdikleri araziler var çünkü.
Mesela aşı meselesi. Bütün dünya Çin aşısına temkinli yaklaşırken, Çin aşılarının etkinliğiyle ilgili yüzlerce sabıka varken neden ısrarla en başından Çin’den aldık aşıyı sizce?
Bilim insanları yırttı kendini yapmayın, etmeyin diye. En azından tek aşıya bağlı kalmayın, Biontech ile de anlaşma yapın diye yalvardılar neredeyse.
Hayır dediler. 100 milyon Çin aşısı, 50 milyon Çin aşısı diye milyonları havalarda uçuşturdular. Bugün geldi, yarın gelecek diye sürekli oyaladılar. Parasını peşin verdikleri ve etkinliği tartışmalı aşıyı bile alamadılar çünkü Çin’le ultra başarılı dış politikamız sayesinde papaz oldular.
Peki bunları neden yaptılar? Çünkü işin ucunda para vardı. “Aracı şirket yok” denilmesine rağmen yandaş bir aracı şirket olduğu ortaya çıktı. Komisyon olarak milyon dolarlar birilerinin cebine girdi.
İşin ucunda para varsa her şeye evet diyebiliyorlar. Tüm kanunları kuralları yıkıyorlar.
Ama ucunda para kazanamayacakları, anlamadıkları, ilgilenmedikleri bir iş varsa beton gibi karşısındalar.
Mesela sanat.
Salgın bahanesiyle tüm barları, konser mekanlarını kapattılar.
Her yer açıldı, bir tek onlar açılmadı.
Müzisyenler açlıktan canına kıydı.
Umurlarında olmadı.
Şimdi “Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok” diye müziğe gece 12 sınırlaması getirdiler.
Ortada para yoksa, hele bir de anlamıyorlarsa yasaklıyorlar.
Gençliğinde bir konsere gitmemiş, bir barda eğlenmemiş, bağıra çağıra şarkı söylememiş tipler bunlar.
Kafaları sadece paraya çalışıyor.
Müzikten para kazanamayınca da böyle oluyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nihat Sırdar Arşivi