Erhan Karadağ
Ne yoksulluğu? Yok ki öyle bir sorun!
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda iki kadın var. Birisi İşçi Özgül Hanım, öteki Bakan Zehra Hanım. İkisi de konuştu önceki gün. Biri dedi ki; “Eşim işsiz, iki çocuğum var okuyor. Tek maaşla geçinemiyoruz, açlık sınırındayız.” Bakan olan Meclis’te konuştu; “Türkiye’de yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk sorun olmaktan kalktı” dedi. Şimdi gel de bu toplantıdan milyonların sorununu çözecek bir rakam bekle. Yok ki öyle bir sorun! Ne yoksulluğu?
Ekmeğin fiyatı belli; elektriğin, suyun, çayın, şekerin hepsinin… Belli derken; çok sık artıyor, o belli. Bırakın geçen yılki fiyatı, geçen haftaki etiket durmuyor üzerlerinde. Zamlar peş peşe; ve hiçbiri için komisyon toplanmıyor. Hiçbirine yapılacak zammı komisyon hesaplamıyor; sormadan saplıyorlar zamlı etiketi.
Asgari ücret öyle mi, koca koca insanlar video konferanslarla toplanıp bir emekçinin evine kaç ekmek girecek onu tartışıyorlar. Ekmeğin yanında bir bardak şekerli çay, olursa hadi biraz da zeytin olsun, o kaç tane olacak? Sendikaların, işverenlerin, akşamlara gecelere uzayan toplantılarında işi bu; zeytin saymak. Açlık sınırı 2 bin 500 lira olan, 4 kişilik ailenin sadece beslenmesi için 2500 TL gereken ülkede 2 bin 324 liralık asgari ücreti başka türlü anlatmak mümkün değil. Masadaki hesap makinası sofradaki 12 zeytini önce üçle sonra 30’la çarpıyor; Bulduğu rakamı patronların cebinden çıkarıyor. İşte hesap o parayı oradan çıkaramıyor.
Kendi müteahhitlerinin bir kalemde 425 milyon vergi borcunu silebilen hesap makinası asgari ücretlinin ekmeğini, kirasını, elektriğini bir çırpıda hesaplayamıyor. Tur tur görüşmelerle, pazarlık süsü verilmiş toplantılarla kırık hayal satıyorlar. Otoyolların, köprülerin garantisi dara düştük diye yeniden hesaplanmıyor, dolara çarpılarak ve otomatik olarak tıkır tıkır ödeniyor müteahhitlerin parası. Ama asgari ücret, kuruşu kuruşuna, kılı kırk yararak hesaplanıyor. Biliyorsunuz, inkar etmeyin. Bu memlekette yaşamak için kaç para lazım. Yemek yemek, çocuk büyütmek, okutmak, sıcak bir yatakta uyutmak kaç lira. Bugünkü asgari ücretten bir tane değil, bir kaç tane lazım herkes biliyor; bilmiyor gibi yapmayın.
Sadece enflasyonu koysalar 2 bin 606 lira olur asgari ücret. Buna yüzde 5 de refah payı ilave etseler olacağı net 2 bin 722 lira. 3 bin olsa, 3 bin 500 olsa yetmez insanca yaşamaya. Onlar da biliyorlar. Bildikleri için de kolayına ilan edemiyorlar, tartışıyor gibi yapıp, sancılanarak arıyorlar rakamı. “- Ben demedim sen dedin….- Sen de kabul ettin… -Yok bir önceki toplantıda itiraz ettin” diyebilmek için, birbirlerini şahit tutmak için herhalde üç dört tur toplanıyorlar. Bir hükümette buluşuyorlar bir işverende. Çalışma, Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk duyurmuştu takvimi:
“2021 yılı asgari ücret tespit komisyonunun ikinci toplantısı işveren sendikaları konfederasyonunun ev sahipliğinde…..”
Bırakın makam odalarınızda ev sahipciliği oynamayı. Toplantılarınıza, asgari ücretle geçinenleri temsilen katılan bir işçi var, Özgül Yardımcı. Kocası işsiz. Biri ortaokul biri lisede okuyan iki kızı var. Tek maaş giriyor evine o da asgari ücret. İlla ev sahipliği lazımsa toplantılarınıza, Özgül Hanım’ın Sincan’daki evinde toplanın. Hakikaten iyileştirmekse derdiniz asgari ücreti, asgari ücretlinin sofrasında konuşun.