Hepimizin aklında aynı soru var.
Nasıl oluyor da binlerce kişi hiçbir kontrol veya engelleme olmadan sınırlarımızdan geçerek ve Türkiye’yi boydan boya yürüyerek en batıya kadar gelebiliyor?
Bırakın yürüyerek gitmeyi, kendi arabamızla üstelik batıdan doğuya kadar gitsek en az 5 kez gbt yapılır bize.
Gerçekten iddia edildiği gibi Afganistan’da Amerika için çalışan Afganlar mı geliyor buraya?
Bunu Amerika mı istedi?
Sırf aramız düzelsin diye, Halkbank konusu kurcalanmasın diye bunu kabul mu ettik biz?
“Finansmanı iyi yönetmek” dedikleri bu mu gerçekten.
Mevzu artık insani bir göç olmaktan çıkmış vaziyette.
Sanırım bu konuda kimsenin itirazı yoktur.
Gelenler genç, sağlıklı erkekler.
Öyle insanı bir dram falan yok.
Peki niye biz dünyanın en çok mülteci barındıran ülkesi haline geldik.
Tamam savaştan kaçanları barındıralım ama neden bunu belli bölgelerde ve kamplarda, Birleşmiş Milletler kontrolünde yapmıyoruz?
Bu büyük göç ve kalabalıkların Türkiye’ye vereceği zararı, toplumsal rahatsızlığı ve kutuplaşmayı, çok yakın bir zamanda başlayacağını tahmin ettiğim tartışmaları, kavgaları yaratacağını kimse düşünmüyor olabilir mi?
Eğer gerçekten bunların ileride olacağını göremeyecek kadar beceriksiz bir dış politikamız ve ülke yönetimimiz varsa işimiz gerçekten zor.
“Seçimler olur, bunlar gider, elbet her şey düzelir” umudu da yavaş yavaş tükenmeye başladı.
Devlet ensesinde vergi almak için bekleyen esnafın karşısına tamamen kaçak dükkan açan, aynı işi yapan ve hiç vergi vermeyen mülteci esnafa ne kadar katlanılacak sizce?
Veya sokaklarda rahat yürüyemeyeceğimiz hale gelince mi önlem alınacak?
En ufak tepki gösterene “ırkçı” damgası vurulması da cabası.
Biz yakın zamanda aşı olmadan bir çok şeyi yapamayacak hale geleceğiz kısıtlamalarla ki öyle olması lazım, bu sınırlardan yürüyerek gelenlere test yapıldı mı mesela?
Çok büyük bir toplumsal soruna doğru koşar adım gidiyoruz.
Bu sefer çay da işe yaramaz bence.