30 yıl öncesinin değil… İktidar için de aslında muhalefet için de aynı şey geçerli. Neyi açıkladığı ne karar aldığı değil ne yaptığı önemli. Nasıl uygulanıyor o kanunlar, pazartesi günleri konulan kurallar orasına bakalım. Artık açılsa da parklar dükkanlar, aylardır kapalı kalan işletmelerle, oralarda çalışıp işsiz kalanlarla, parasız kalanlarla helalleşmek çok zor.
Hadi Sedat Peker’in korkunç iddialarına hükümet arkasını dönüyor; arkanızı döndüğünüz yerde olup bitenler az mı? Hükümetin bu halka adalet borcu yok mu? Hakkı geçmedi mi milyonlara.
Esnafa 3 bin lira- 5 bin lira verdikleri gün benzine mazota yüzde 10 zam geldi. Ekonomi böyle büyüyor işte, vatandaşın cebine girenle değil, cebinden çıkanla.
Parktaki Nermin teyzeye emekli maaşından çok ceza kesiliyor. Vergisi, kirası, borçları silinen müteahhit üstüne bir de doğayı katlediyor, İkizdere’de dinamit patlatıyor.
Üsküdar Belediyesi’nin vapurunda, Gençlik ve Spor Bakanlığı, gençlik kolları için kalabalık bir fetih turu düzenliyor. Vur patlasın çal oynasın pandemi kuralları ihlal edilirken, pazar günü kağıt toplayan vatandaşa ceza kesip motoruna el konuyor.
Ayasofya Camii imamlarının biri gidiyor biri geliyor. Biri laikliği kaldıralım dedi kalktı gitti, yerine gelen Atatürk’e hakaret etti. Konuşacak uzun uzun tartışılacak konu verdi. Çünkü 128 milyar dolardan da, Suriye’ye gittiği söylenen silahlardan da, uyuşturucu iddialarından da daha işlevsel. Herkesin konuşabileceği bir konu Atatürk.
Çifte standart uygulamalar her gün milletin canını yakarken Muhalefet ne yapıyor? Geniş bir ittifak için Özal ailesini ziyaret ediyor, Hüsamettin Cindoruk’a gidiyor. 25-30 yıl öncesinin siyaset anlayışıyla ittifak arıyor. Pardon ama Türkiye’ye şu anda Özal ruhu Demirel ruhu lazım değil ki. Muhalefete lazım olan bugüne bir ruh katmak, yolsuzluklar ve ekonomi başta, bugünün ruhunu bulup toplumu harekete geçirmek.