Kir görünmüyorsa problem yok; her yeri sarıp sarmalayıp gizlenemez hale gelirse, sorun. Sorun ama çok az; üstelik her zaman da değil. Suç ortağı çoksa; mesela kirlilik denizdeyse, herkesin ortak sorunudur. Muhalefetteyse kusur; bir açık görürlerse orada, iktidar, yargı, medya, durmayın, vurun abalıya… Doğa katlediliyorsa, dağ bayır talan edilip yok ediliyorsa; memleketini sevenler, yaşadığı dünyanın, vadinin dalını böceğini koruyanlar itiraz eder, önüne dikilir müteahhitin. Ama işadamını ararken karşısında devleti, jandarmayı bulur.
Peki ya devlet? Devlet kimi korur? Neye itiraz eder? Devleti idare eden iktidar neyi kirli görür, neyi temiz? Siyasetçi-mafya ilişkiler ağını, mafyadan maaş alan vekili, milyar dolarları, itirafları, suçlamaları duyan var mı? Pazar günü kağıt toplayanı, evsizi, kimsesizi köşeye sıkıştırıp ağlatan, 3 bin lira ceza kesen devlet, çökmelere, batık kredilere sessiz kalabiliyor oysa. Kimilerine göre “kirlenmek güzel” belki.
Gündemi etkisi altına alan Sedat Peker’in iddialarına karşı Cumhurbaşkanı ve yönetimi sessiz, yok sayıyorlar. Yok saymayanlar da ne zaman konuşacağını, ne kadar konuşacağını hesap ederek konuşuyor. “Parsel Parsel…” diye ilk ifşa fişeğini atan Bülent Arınç arkasını getirmemişti. Geçen gün Sedat Peker’in iddialarıyla ilgili siyaseti, medyayı, yargıyı uyardı: Topu taca atmayın, görmezden gelmeyin. Şanlı yargımız gereğini yapacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek de öyle: “Binde biri doğruysa vahim. Ortalıkta siyasetçi araçlarına çanta dolusu para konulduğu iddiaları var. Bunu görmezden gelebilir misiniz?” Bize demedi, kim görmezden geliyorsa ona söyledi.
Türkiye hukuk devleti olduğuna göre soruşturulmalı, çok partili demokrasiyse tartışılmalı da. Öyle olmuyor maalesef. CHP’nin mafya-devlet ilişkisinin araştırılması için verdiği önerge reddedildi. HDP’nin Peker’in iddialarıyla ilgili önerisine AKP ve MHP’li vekiller hayır dedi. “128 milyar dolar nerede” sorusu gibi HDP’nin Marmara Denizi’ndeki çevre kirliliği ve müsilaj sorunu için verdiği araştırma önergesi de MHP ve AKP milletvekilleri tarafından reddedildi. Üstüne HDP’nin ne teröristliği kaldı ne hainliği. Demek ki iktidara göre hepsi temiz, bir HDP kirli, bir de Marmara.
Koca ülke iktidarın kirli ilişkilerine, yoksula, işsize ne zaman sıra gelecek diye beklerken, başta HDP, muhalefet olgun davrandı doğrusu. İktidar cephesinin önergesine “kabul” oyu verdiler. Şimdi beş partiden 19 milletvekilli, 3 ay süreyle Marmara Denizi’nde kirliliğin nedenini araştıracak.
Harcarken, kayırırken, kollarken danışmayan iktidar kirlettiği denizi muhalefete temizletmeye çalışacak, ama artık çok geç, mümkün değil.