Bizi “ofsaytımsı”larla ligde tutan hakemler yok. Bizi himmetlerle ayağa kaldıranlar yok. Bizim ‘Bu ligi bitirtmeyiz’ deyip kazandığı maçlardan sonra susan ama ilk puan kaybından sonra ekran ekran dolaşan yöneticilerimiz yok. Bizim ne hikmetse 7 aydır kırmızı kart görmeyen bir takımımız da yok. Bizim her maç sonu rakip takımla ilgili konuşan bir hocamız yok. Bizim TFF’de Osayi yaptığında 3 maç ceza alıp Icardi yapınca para cezası verdiren yöneticilerimiz yok. Bunların üstüne bizim bir de iktidarla derdi olan, Atatürk’ün yolundan asla ayrılmayan taraftarımız var.
Durun bitmedi, takımın en iyileri Mitchy, King, canımız ciğerimiz Lincoln ve Altay da sakat. Hatta bu sene, alıştığımız Kadıköy taraftarımız bile yok. Yahu haftalardır Jesus maç sonu bizi, kendi taraftarını eleştiriyor. Dün de “gol kralı olan Valencia tek bir hatadan sonra nasıl ıslıklanır, anlamıyorum” diyordu. Haklısın hocam, vallahi billahi haklısın, biz böyle değildik ama işte “O olmazsa ben de yokum” dediğin Başkan gibileri bu kadar tahammülsüz ve tutarsız bir hale getirdi. Amma Hoca sen de şu inatlarından, takıntılarından kurtulsan güzel olacak. Aşk olsun, insan şu arda gibi bir yeteneği bu kadar kenarda oturtup, Rossi gibi gibi işe yaramazlara umut bağlar mı? Neyse neyse.
Varsın bu sene ofsaytımsılarla onlar şampiyon olsun, biz de “şampiyonumsular” der dalga geçeriz. Varsın, bu sene 10 ay kırmızı kart görmesinler, onlar bileklere vursun, faul bile çalınmasın, bizim net penaltılarımız verilmesin. Boş verin dostlar, 8 senedir şampiyon olamasa da, Başkanı doğru düzgün transfer yapamayıp, istifa ne demek unutsa da bu takım herkese kafa tutar, gerekirse geçen hafta olduğu gibi kendi hocasını, gerekirse kendi taraftarını ve gerekiyorsa kendi Başkanını da yener. Bunlar geçecek, ama Fenerbahçemiz sonsuza kadar bu adaletsiz düzenin karşısında sönmeyen bir meşale gibi var olmaya devam edecek. Ali İsmail Korkmaz’a sözümüz var.
