Erdem Kırım
Karanlıkta futbol
Uruguaylı Eduardo Galeano, futbola ilgi duyan mürekkep yalamış hemen herkesin okuduğu ‘Gölgede ve Güneşte Futbol” kitabının ünlü yazarı. Dünya kupalarında dönen dolapları anlatır bu kitapta. Futbolun aydınlık ve karanlık taraflarını, isimler vererek yazmıştır bu kitabında.
Galeano, bir futbol sezonunu ülkemizde geçirse, eminim sağlam bir kitap çıkarır, adı da muhtemelen “Karanlıkta Futbol” olur. Yaşanan olaylar, verilen demeçler, hakemler, yöneticiler, muhteşem bir kaynak olur yazara. Son zamanlarda sahalarda yaşananlar, hakemler, kulüplerin resmi açıklamaları nasıl bir süreç yaşadığımızın unutulmayacak belgeleri. Dünyanın en basit, en alt zeka grubunun bile rahatlıkla anlayacağı kurallara sahip bu spor dalı, ülkemizde nasıl bu hale geldi günümüzün sorusudur. Umarım günün birinde sosyologlar hatta psikologlar bu durumu inceler, bizlere de anlatırlar, birlikte aydınlanırız.
Sahalarda yaşanan bu olayların, futbolun en tepesindeki yetkililerin deyimiyle “sahaya yansımaması” futbol seyircisi için bir şans diyerek maça dönelim.
Herkesin gördüğü gibi, Trabzonspor, defans ağırlıklı kadro ile Galatasaray’ı geride bekleyip, kontralarla gol kovalaması maçın başlarındaki izlenimlerdi. Golcüsü olmayan Galatasaray karşısında Karadeniz takımının bu futbol düşüncesi başarılı gibi gözüktü. Birkaç tehlike bile yaşattılar karşı kalede. Sonra Galatasaray, “Benden korkmana gerek yok, biraz daha rahat gelebilirsin” mesajını verince, Trabzon yüklenmeye başladı. Fakat kısa sürdü bu yüklenme. Feghouli çıkınca, hücum gücü düşer sanılan Galatasaray, sanki daha derli toplu oynamaya başladı. Bu da ilk yarı sonunda golü getirdi.
İkinci yarıya Galatasaray oldukça hızlı başladı. Olası bir penaltının es geçilmesinin hemen ardından kazandığı ikinci gol maçı bitirdi. Bu golden sonra Galatasaray, topla samimiyetini uzun süre devam ettirdi.
Bu maçta Arda’yı es geçmemek gerekiyor. Yorulup çıkana kadar takımını çok iyi yönetti. Yine golünü attı. Maçta dikkate değer unsurlardan biri de Galatasaray’ın enerjisi ve mücadele hırsıydı. Bireysel kalite olarak da Trabzonspor’dan daha kaliteli futbolcularının olması, galibiyeti fazla zorlanmadan getirdi. Trabzonspor da ise “defansı sağlam tutalım” anlayışı, beraberinde hücumda çoğalamamayı getirdi. Skor lehine ise bu fena bir düşünce değildir fakat iki gol yedikten sonra bile bütün umudunu Makalele’den gelecek sihirli hareketlere bağlıyorsan sonuç böyle olur.
Sonuçta zor sayılabilecek bir maçta, Galatasaray mücadele gücünü ve sabırlı, paslı oyununu sergileyince üç puanla birlikte zirveye yerleşti. Şimdi hep beraber önümüzdeki maçlara bakmakta bir sorun yok.