Son dakika golleri her ne kadar insanı muazzam mutlu etse de, Rennes maçında çok ciddi bir iki problem vardı sahada. İki maç üst üste aynı kadroyu görünce, “sanırım Jesus her maç farklı 11 tuhaflığından vazgeçti” demiştim ki, kendisi bizi yanılttı ve Kiev’i yenen kadronun yarısını yedek bıraktı. Mesela Crespo ve Ferdi’nin neden yedek kaldığını anlamak çok zor. Müthiş bir gol atsa da dün İrfan Can sahanın çok açık en kötüsüydü. Golüne kadar neredeyse zorla futbol oynatılıyor gibiydi. Fenerbahçe 10 kişi gibiydi. Maalesef attığı gol bu gerçeği değiştirmiyor. Jesus kendisine nasıl sabretti anlamak çok zor. Aynı şekilde, Lincoln hala istediği gibi bir sol kanat oyuncusu olamadı. Dün akşamki Osayi, bir kaç takım hariç dünyanın neredeyse her takımında oynar ama Fenerbahçe’de bir türlü vazgeçilmez oyuncu olamadı. Kendisinin yerinde olsam hocaya gider “daha ne yapmam lazım her maç 11 oynayabilmek için?” derdim.
Sözün kısası, Jesus’un kadro tercihlerini anlamak güç. Skorlar ne kadar güzel de olsa, gelecek için insanı bir hayli ürkütüyor. Zira dün akşam belki de Fenerbahçe 1 puan kazanmadı 3 puanı kaçırdı, en iyi 11 ile sahaya çıkmayarak. Maalesef son iki maçtır Altay’a birşeyler oluyor. Bizim bildiğimiz Altay ne Kiev maçındaki ne de bu maçtaki 2 golü de yemezdi. Altay kardeşim ne olursun ne yap et kendine gel. Sana hiç yakışmıyor bu goller. Tabii ki Fenerbahçe’nin 2-0 geriye düşmesine rağmen deplasmanda pes etmemesi, geri gelmesi, genel olarak çok arzulu futbolu ve hocanın çok cesur değişiklikleri insanı bir yandan da geleceğe dair umutlandırıyor. Ah bir de mümkün olan en iyi kadroyu kullansak neler olacak kim bilir..