İtibar

Türkiye’nin her yerinde her gün bir eylem var. Bunların büyük çoğunluğunu görmüyoruz, duymuyoruz. Olur da jandarma veya polis müdahalesi olursa muhalif basın yazıyor. Diğer taraf hiçbir şekilde vermiyor zaten. Bu arada diğer taraf medyanın yüzde 90’ı. Ama yüzde 10’luk muhalif kesimin etkisi diğer kısmın üzerinde.
Bu eylemleri yapanlar köylüler, esnaf, işçiler, emekliler, gençler. Yani Türkiye’nin neredeyse tamamı.
Zaten berbat durumda olan ekonomi bir de pandemi sebebiyle yaşanan kapanmalar yüzünden iyice çöktü.
Üstüne esnaf ayırarak alınan kapatmalar var. Alkollü içki satan 20.00’de kapanırken alkollü içki satmayan 22.00’ye kadar açık kalabiliyor.
Neden?
Tüm kapatılan esnaf için bir yardım yok. Kredi verildi ilk başta. Şimdi onların ödemeleri geldi ama dükkanlar yine kapalı. Nasıl ödenecek?
Geri ödemesiz bir yardım niye yapılmıyor?
Açık açık söylenmiyor ama üstü kapalı olarak bu kadar bütçenin olmadığı mesajı veriliyor.
Esnafa, emekliye, çiftçiye, işçiye, öğrenciye olmayan bütçe başkalarına var ama.
Bizdeki savurganlık işinin gerçekten artık suyu çıktı.
Gözümüzün içine baka baka öyle şeyler yapıyorlar ki akıl alır gibi değil.
KKTC’ye piknik için giderken 8 uçak kullanmak nedir?
Hiç mi utanılmaz, hiç mi insanın içi acımaz?
Bu kadar yokluk çekilirken, insanlar pazar artıklarını toplamaya çalışırken hiç mi içi sıkılmaz insanın o uçaklarda seyahat ederken?
Peki 750 milyon doları “Kişisel zevkim” dediği ucubik ve üçüncü sınıf bile olamayan bir tema parka gömen belediye başkanı eskisinin ateş yakıp etrafında keyifle şarkı söylemeye nasıl yüzü olabiliyor?
Hadi onun yüzü oluyor da, kimse niye bunun hesabını sormuyor?
Rize Çayeli Belediyesi millet bahçesinin ismini Atatürk Parkı yapıp 7 bin TL’ye tabela yaptırdı diye kamu zararının peşine düşenler, Ekrem İmamoğlu Kanal İstanbul denen fecaatle ilgili üst geçitlere yazı yazdırdı diye bunu kamu parasının çarçur edilmesidir diye soruşturanlar neden Melih Gökçek’e dokunmazlar?
Kimseden hesap sorulmayınca böyle oluyor işte.
Memleketin paçalarından adaletsizlik akıyor.
Kimse yaptığından bir ceza alacağını düşünmüyor.
Almıyor da zaten.
Bu adaletsizlik her yere sirayet ediyor.
Sokakta aç yatan insanların olduğu bir ülkede bu kadar israfın başka bir açıklaması yok çünkü.
Senin vatandaşın yoksulluğun pençesinde boğuşurken devletin itibarı için 20 milyonluk arabaya binsen ne?
İtibar kimin ne işine yarıyor?
Senin bindiğin Alman arabasına Almanya’nın lideri binmiyor. İtibarından bir şey mi eksiliyor Merkel’in?

Devletin içi boşaltılan denetim mekanizmalarından çekinmeden har vurup harman savruluyor.
İşin kötü tarafı bu israf ortaya çıktığı zaman bile kimsenin tınlamaması.
Gülüp geçmesi.
Ya milletin halinden hiç haberleri yok, sadece A Haber izliyorlar, ya da hiç korku yok.
Ne adaletten ne milletten korkuyorlar.
Ama şu sözü unutmamak lazım;
“Millet iradesinden güçlü başka hiçbir güç yoktur.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nihat Sırdar Arşivi