Erhan Karadağ
II.Bayezid Reform Paketi
Olağan zamanlarda zabıtanın belediyenin konusu olan etiketler fiyatlar, gün geliyor Cumhurbaşkanı’nın işi oluyor. Tarihçilere göre yüzyıllardır böyle. Her şey yolundayken kadılar tarafından yapılan denetim, bunalım dönemlerinde padişahlar ve sadrazamların da işi oluyor; ve bir malı “narh”tan fazla satanın “hakkından geliniyor.”
Yeni ekonomik paketi açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında en ilgi çeken bölüm fiyat istikrarı ve tasarruf oldu. Asla tahammülümüz yok dediği israf vurgusu güçlüydü ama kamuda araç alımının sınırlandırılması dışında, başka nelerden tasarruf edileceği ile ilgili bir plan yoktu. Kemal Kılıçdaroğlu da tam orayı sordu: “İşsize iş bulacağız diye bir cümle var mı? Hiçbir Osmanlı padişahına nasip olmayan saraylarda oturuyorlar. Peki bu saraylarla ilgili tek cümlelik tasarruf var mı? Yok!”
Gıda israfıyla birlikte fiyat dalgalanmalarının da önüne geçileceğini söyledi Erdoğan. Fiyat istikrarı komitesi tesis edeceklerini duyurdu. Erken uyarı sistemiyle toptan ve perakende aşamasında gıda zincirinin izleneceğini, aracılık maliyetlerinin düşürülmesi için hal yasası çıkaracaklarını açıkladı.
500 yıldır aynı hikaye. Bakın 2. Bayezid’ın emri de gösteriyor ki fiyat-standart mücadelesi eski. Etiketi şişirme, malzemeden çalma, adam kayırma, rüşvet, ata sporu.
Defter suretidir. Padişah emri:
“Bursa’da olan meslek erbabı ve bilirkişileri toplayıp, her meslekte alınan, satılan ve işlenen çeşitli kumaşların, giyeceklerin ve diğer şeylerin tümüne konulmuş narhların zaman içerisinde her bir cinsin fiyat değişiminin teker teker yazıldığı ayrıntılı bir defter hazırlayın. Ben tahta çıktıktan sonra narh* ne şekilde uygulanmıştır? Şimdiki uygulama nasıldır? Etraflıca incelenerek şüpheli ve bilinmeyen bir tarafı bırakılmasın.”
Yukarıdaki padişah emrine uygun olarak meslek sahipleri ve bilirkişiler çağrılarak araştırıldığı zaman hiçbir meslekte eski narhın korunmadığı, narhın uygulanmadığı görülmüştür.
Durum anlaşılınca öncelikle ekmekçilerin kontrolüne başlanıp, birkaç yerden ekmek getirtildi. Getirilen ekmeklerin kimisi çiğ, kimisi kara, kimisi de eksik olup sebebi sorulunca oradakilerin çoğunluğu: Belediye memurlarının ekmeklerimizin kâh çiğ, kâh eksik diye her gün her fırından beşer onar akçe alıp bu duruma göz yumduklarını, rüşvet karşılığında ekmeğin eksiğini ve ayıbını gizleyip örttüklerini, aldıkları parayı görünürde ceza olarak aldıklarını söylediler…
(*Narh: Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle temel ihtiyaç maddeleri için resmî makamlarca belirlenen ve her yerde geçerli olan fiyat.)
1502 yılına ait Sultan 2.Bayezid Han’ın emri Sanayi Bakanlığı’nın TSE’nin sitesinde memleketin ilk standardı olarak duruyor. Yıl 2021 olmuş insanlık cephesinde, ticari ahlakta değişen bir şey yok. Kanun kitap değil uygulama önemli. 190 kez değişmiş kamu ihale kanunu. Büyük ihaleler için büyük paralar girince işin içine kendi çıkardığı kanuna bile uymamış iktidardan, sebze fiyatları için hal yasası bekliyoruz.
Komitelere kurullara bağlayarak zamları tutmak zor. Fiyatları izleyecek takip sistemi ne yapabilir? Ayçiçek yağını Ptt’nin sattığı fiyattan ucuza aldığımızı devlet biraz daha erken öğrenir, o kadar. Ama konu bizim kaç lira harcadığımız değil ki zaten, devletin kaç lira harcadığı. Asıl kaynak kamu harcamalarında. Ekonomi yönetimi nasıl yapıyor? Kaçtan alıyor, kaça yaptırıyor, Kim kazanıyor? Devlet ne kadar zarar ediyor? Fiyat takip sistemi asıl alarmı orada çalsa keşke.