Tolga Sardan
İçişleri Bakanlığı genelgesi ve Menzilci hekim
İçişleri Bakanlığı, valiliklere gönderdiği özel bir genelgeyle 1 Ekim – 1 Aralık 2020 tarihleri arasında sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları, birlik ve kooperatiflerin organize edeceği etkinliklerin ertelenmesi talimatını verdi.
Bakanlık genelgesinde, erteleme kararının Umumi Hıfzıssıhha Kanunu hükümlerine göre İl Hıfzıssıhha Kurulu’nca alınması talimatını verdi.
İçişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde de yer alan genelgenin yayımlanma gerekçesi Sağlık Bakanlığı’nın talebi olarak yansıtıldı:
“Ülkemizde de Covid - 19 vakalarının devam etmekte olması, her ne kadar vaka sayıları belirli bir düzeyde kontrol altına alınmış olsa da önümüzdeki sonbahar ve kış aylarında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle damlacık yolu ile bulaşan solunum yolu hastalıklarının görülme sıklığının artış gösterebilmesi beklenmektedir. Bu kapsamda Bakanlığımız bünyesinde oluşturulan Covid - 19 Bilimsel Danışma Kurulu, fiziksel mesafenin korunmasının zor olacağı sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, birlikler veya kooperatiflerin geniş katılımlı toplantılarının yapılmamasını ve ileri tarihe ertelenmesini önermiştir.”
İller İdaresi Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan genelge, aynı zamanda kamuoyunda tartışmayı da beraberinde getirdi.
Tartışmanın merkezinde kuşkusuz baro seçimi vardı. Avukatlık Yasası hükmü gereğince bu yıl ekimde yapılması planlanan Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) seçimi, genelgeye bağlı olarak Yüksek Seçim Kurulu’nun özel kararıyla askıya alınmış oldu.
Ülke genelindeki baro yönetimleri sürece tepkili.
Zira TBB seçimi askıya alınmasına karşın, iktidar partisi AKP’yi kongreye götürecek ilçe ve il kongrelerinin yapılmasında bir erteleme yok.
Bu tartışma devam ederken, sürecin bir başka boyutunu ortaya koymakta fayda var.
Hatırlatmak gerekirse, siyasi iktidar pandeminin ilk başında yine Kovid – 19’la mücadele gerekçesiyle 23 Nisan ve 19 Mayıs’taki milli bayramların kutlanmasına izin verilmemişti.
Peşi sıra, 30 Ağustos’taki Zafer Bayramı kutlamaları da yine İçişleri Bakanlığı’nın benzer bir genelgesi kapsamında kısıtlanmıştı.
Yeni genelge hükümlerine göre şimdi de 29 Ekim’deki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ile 10 Kasım’daki Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü anması kısıtlı şekilde gerçekleştirilecek.
Gerek 29 Ekim, gerekse 10 Kasım’a getirilen kısıtlamaya karşın, AKP’nin yeni yönetiminin belirleneceği Büyük Kongre’ye giden süreçteki il ve ilçe kongrelerinin gerçekleştirilmesine izin verilmesi dikkat çekici.
Menzilci hekimin hayali
Ülke gündeminin önemli başlıkları arasında hiç kuşkusuz GATA’nın Başhekim Yardımcısı Doktor Ali Edizer’in sosyal medyada tepki çeken paylaşımları oldu.
Sağlık Bakanlığı tarafından kamuoyuna yansıyan tepkiler sonrasında görevden aldığı Edizer’in, FETÖ’nün devlet kadrolarından tasfiyesi sonrasında doğan boşluğu kapatmayı hedefleyen Menzil tarikatının üyesi olduğu ortaya çıktı.
AKP iktidarının başından bu yana Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere bürokraside yer edinen Menzil tarikatının bir üyesinin nasıl olup da başhekim yardımcılığına yükseldiği tartışılmaya başlandı.
Geriye dönüp meslek kariyerine baktığımızda Edizer’in sürekli dikey biçimde yükseldiği görülüyor.
Hatta öyle ki Edizer, 2012’de yaklaşık 10 ay boyunca (Ocak – Ekim 2012) Sağlık Bakanı Özel Kalem Müdürü olarak bürokraside görev aldı.
Özel kalem müdürlüğünü yaptığı isim ise, dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ idi. Bu görevinden Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkan Danışmanı olan Edizer, yıllar içinde yükselmeyi bildi.
Kamuoyunda tepki yaratan paylaşımı sonrasında görevden alınan ve kararın kendisine bildirilmesi sonrasında üyesi olduğu Menzil tarikatının simgesiyle sosyal medya paylaşımında bulunan Edizer’in konumu, yabancı istihbarat örgütlerinin çalışma yöntem ve metodlarını akıllara getiriyor.
Ülkesi dışında istihbarat faaliyetleri yürüten uluslararası istihbarat servisleri “uyuyan ajan” yöntemiyle iş yapmayı zaman zaman tercih ederler.
Çalıştığı istihbarat servisiyle yıllara dayanan teması sırasında kendisine bir kez iş talimatı verilen uyuyan ajan, görevin hakkını verdikten sonra tekrar uykuya yatar! Görevi sırasında deşifre olmuşsa sistem dışında kalırken, deşifre olmaması halinde sessizliğe bürünür.
Edizer de kanımca böyle bir kimlik.
Hiç gereği yokken, durduk yere bir süredir sosyal medyada dinle ilgili görüşlerinin marjinal biçimde paylaşan ve tepki toplayan Edizer, sonuçta Menzil tarikatının deşifre olan üyesi oldu.
Edizer’in bu çıkışlarının perde arkasını iyi analiz etmek gerekir.
Zira bu olumsuz durumdan etkilenen en önemli yapı Menzil tarikatı olacaktır.