Giderler

“İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” tespiti geçmişe baktığınızda doğruluğu kanıtlanmış bir seçim öngörüsüdür.
İstanbul’u kaybetmelerinin ardından iktidarın yaptıkları ve geldikleri nokta da bunu gösteriyor zaten.
Belirgin bir panik hali var.
Acele acele ihaleler (elbette ihale şeklinde değil) yapılıyor ve yıllarca sürecek işler veriliyor yandaşlara.
Ama bunlar yetmiyor.
İzmirli’nin yıllardır yaşadıklarını şimdi Ankara ve İstanbullular yaşıyor.
Belediye ne yapmak istese önüne engel çıkıyor.
Şu metrobüs işinin kullanılmaya başladığı ilk günden beri takipçisiyim. Hollanda’dan alınan ve asla İstanbul koşullarına uygun olmayan otobüslerin tanesinin 1 milyon 400 Bin euroya nasıl alındığını, ne kadar yanlış bir iş yapıldığını yıllarca anlattım radyodan. Nitekim sürekli yolda kalan, arızalanan araçları yapan firma bile battı Hollanda’da. Şimdi parçasını bulmak imkansız. Hollandalılar çalışmayınca yerine alınan otobüslerin ise artık ömrü doldu. Acilen değiştirilmeleri gerekiyor. Çok büyük bir kaza yaşanma ihtimali giderek artıyor. Ancak İETT’nin yeni otobüsler almak için kredi almasına izin verilmiyor.
Sırf kaybettikleri için insanların canıyla oynuyorlar.
Yetmiyor.
Yardım toplayan belediyelere “Paralel yönetim olmaz” diyerek topladıkları paraya el koyanlar şimdi İstanbul’da paralel ulaşım sistemi kuruyorlar.
Ulaştırma Bakanlığı yaptığı metroların işletmesini belediyeye vermemek için hazırlık yapıyor. M tabelalarını U ile değiştiriyorlar. (Allahtan Ulaştırma bakanı söz konusu U’nun ulaştırmanın U’su olduğunu açıklıyor da U-Bahn ve Undergraund ile karıştırmayacağız.)
Geçmişte yaptıkları metro işlerini (mesela Melih Gökçek döneminde Ankara’da bakanlığın yaptığı metro hatları) belediyeye devretmişlerdi.
Şimdi bu belediyeler tu kaka.
O nedenle ne kadar engellesek iyi diye düşünüyorlar.
Engelledikleri İmamoğlu veya Yavaş değil aslında.
İnsanları, bu şehirlerde yaşayanları engelliyorlar.
Gerçekten yaptıklarının farkında olmayacağımızı, kabahati belediye başkanlarında bulacağımızı düşünecek kadar aptal zannediyorlar bizi.
Değiliz kardeşim.
Her şeyin farkındayız.
Öyle ya da böyle gideceksiniz.
Gittiniz İstanbul batmadı.
Gidince Türkiye’de batmayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nihat Sırdar Arşivi