Önceki gün toplumun yüzde 100’nü etkileyen enflasyon rakamları açıklandı.
Başkanı sürekli değişse de TÜİK, rakamlarda siyasi iktidarın beklediği mucizeyi yaratamadı. Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) aylık yüzde 1.08, yıllık enflasyonu ise yüzde 16.19 olarak açıklandı.
Açıklanan rakamlar, son 20 ayın (Temmuz 2019) en yüksek oranı. Yani enflasyon tüm çabalara rağmen düşmüyor.
Bunu biliyoruz. Hatta enflasyonun daha yüksek olduğunu da.
Nitekim son altı aldır TÜİK’e alternatif olarak bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) da aylık enflasyon rakamları açıklıyor.
ENAG’ın son açıklamalarında ise mart ayında enflasyon artışı yüzde 3.36.
Yine ENAG’ın Eylül 2020 - Mart 2021 dönemi enflasyon oranı ise yüzde 27.89.
Görüldüğü gibi TÜİK ve ENAG’ın açıkladığı rakamlar arasında ciddi bir makas farkı var.
BEKA DEĞİL GEÇİM DERDİ VAR
Kurumların açıkladığı rakamlardan bağımsız olarak Türkiye’de büyük bir geçim derdi var.
Sadece geçim derdi değil aynı zamanda işsizlik derdimiz var. Adalet derdimizin olduğu gibi.
Kısa çalışma ödeneğinin de son sermesiyle ülkedeki işsiz sayısı bu aydan itibaren hayli artacak. Yine işsizlik konusunda da TÜİK ile DİSK’ın açıkladığı rakamlar arasında ciddi farkın olduğunu da göreceğiz.
Sonuç olarak Türkiye’nin geçim derdi, siyasi iktidarın ürettiği, bir anlamda yoktan var ettiği beka meselesinden daha öncelikli.
Öncelikli, çünkü geçim derdi gerçek, beka meselesi ise hayali.
Ve siyasi iktidar, beka meselesini bir güvenlik sorunu olarak kamuoyunun gündemine sokarak, gerçek derdimiz olan geçim derdini ve diğer öncelikli sorunları tartışmamızı önlemeye çalışıyor.
Siyasi iktidar bunun uzunca süredir yapmaya çalışıyor ama başarılı olamıyor. Olamıyor çünkü geçim derdi siyasi iktidar çevresi hariç hepimizin derdi.
AÇIKLAMADAN
TEHDİT ÜRETME
Son olarak 104 emekli askerin Montrö ve sarıklı amiralle ilgili açıklamaları, siyasi iktidarın imdadına yetişti. Daha doğrusu siyasi iktidar, emekli askerlerin açıklamasının üzerine atladı.
Bu açıklamayı, zorlama bir yorumla siyasi iktidara tehdit olarak algılama ve bundan bir mağduriyet üretmeye çalışıyor.
Oysa bu açıklama, yazanların niyetinden bağımsız olarak bir düşünce açıklamadan ileri giden bir metin değil.
Ancak iktidar, bu açıklamayı da siyasi bir manipülasyonla güvenlik meselesi olarak sunmaya çalıştı.
Ancak hepimiz, bu açıklamanın bir tehdit olmadığını biliyoruz. Bu açıklamanın bir bildiri olmadığını da.
Siyasi iktidarın bunu sahip olduğu medya üzerinden mağduriyet üreterek meseleyi bir kez daha beka meselesine getirmek istediğini de.
Eğer Türkiye’de bir beka meselesinden bahsedeceksek bu siyasi iktidarın ürettiği yapay sorunlar değil, hepimizi mağdur eden enflasyondur, işsizliktir, aşısızlıktır, adaletsizliktir. Bunlar dışında siyasi iktidarın ürettiği her gündem, gerçek değil iktidarını sürdürmek için olmasını istediğidir.