Görüntü İstanbul trafiğinden. Sol şeritte hızla seyreden bir aracı kullanan şoför kafasına taktığı bir düzeneğe bağladığı telefonla canlı yayın yapıyor sosyal medya üzerinden. Buraya kadarını normal kabul edelim. Mesela “Gün boyu trafikte olan biri bu şekilde bir trafik yayını tercih etmiş. Bunu izleyen de varmış” diyebiliriz gayet naif bir düşünceyle.
Ama “fenomenimiz” sadece bununla da kalmıyor. Kucağına bir karpuz almış. Elinde bir bıçak var. Bir yandan sol elinin iki parmağıyla direksiyonu okşarken, diğer yandan karpuzun gövdesinden üçgen bir parçayı kesiyor.
Bu sırada halen İstanbul trafiğinde sol şeritte seyrediyoruz kendisini.
Sonra karpuzdan kestiği üçgen parçayı bıçağı saplayarak alıyor ve ağzına götürüyor. Parçayı tekrar yerine koyduktan sonra da karpuzun hakkını vererek iki şaplak atıveriyor.
Bu görüntüler haliyle sadece takipçilerinin değil tüm sosyal medyanın dikkatini çekiyor. Kendisine ulaşanlara “Ceza göndersin devletimiz. Sıkıntı yok” diye cevap veriyor.
Peki sonra?
Sosyal medyadan yansıyan kimi suç görüntülerini pek bir görmezden gelebilen devletimiz hızla (olması gerektiği gibi) harekete geçiyor ve karpuzcu fenomen arkadaşımız gözaltına alınıyor.
Haber ajanslarına yansıyan açıklamaları tam olarak şöyle karpuz sever fenomenimizin;
“Her şey bir video ile başladı. Videoyu attıktan sonra akın akın ağabey devamını istiyoruz. Bunu neyle çekiyorsun diye merak edilince ben de bu merak aydınlansın istedim kafama koydum kamerayı. Çekimleri yaptıkça takipçim daha çok arttı. Takipçilerimden daha çok istek gelince ben daha çok gaza geldim. En sonunda emniyet mensupları tarafından cezai işlem uygulandı. Sabah kalktığımda kapımda polis arabaları beni bekliyordu. Pişmanım bundan sonra daha dikkatli olacağım."
Açıklamalarından kendisinin trafikte araç kullanırken dayanamayarak yiyecek kadar bir karpuz bağımlılığı olmadığı anlaşılıyor.
Bu bağımlılığın adı “fenomen olma” bence.
Son yılların tüm dünyada en büyük toplumsal sıkıntılarından bir tanesi.
Sıkıntı diyorum çünkü yaptığı yayınlarla topluma en ufak bir fayda sağlamadığı gibi insanları tehlikeye atacak davranışları canlı olarak yayınlamak, bu şekilde takipçi sayısını arttırdıkça tatmin olmanın başka bir açıklaması olamaz.
Sırf karpuzsever fenomenin takipçi sayı artacak diye İstanbul trafiğinde içinde çocuğunuzun da olduğu aracınıza arkadan gelip hızla çarpan bir minibüsle muhatap olsanız ne yaparsınız?
Böyle bir şeyin yaşanmaması büyük şans.
Ama bundan sonra olmayacağının garantisi yok.
Bir kadını bayıltana kadar döverken sosyal medya canlı yayın yapan var bu memlekette.
Üstelik adam serbest.
Üstelik o şiddet uyguladığı kadın intihar etti deniyor.
Doğal olarak bu tipin kadını öldürmüş olabileceği hepimizin aklına geliyor.
Ama artık sosyal medyada canlı yayın olmadığı için ilgimizi çekmiyor.
Zaman zaman faydalarını gördüğümüz sosyal medya bir yandan da insanların içindeki bastırdıkları ilginç ve tehlikeli kişiliklerini ortaya çıkarıyor.
Fenomen olabilmek için daha kim bilir neler yapanları izleyeceğiz önümüzdeki zamanlarda.
Ve hepimiz kendimize kızsak bile izlemeye ve içimizden “Ben ne yapsam da fenomen olsam?” diye geçireceğiz.