Özgür Ünlühisarcıklı
F-16 Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
Biden Yönetimi F-16 satışı konusunda Kongre’nin direncini kırabilir ancak bunun için çok büyük siyasi sermaye harcaması gerekiyor. Bunu yapacağını düşünmüyorum. Zira bizim dünyamızın merkezi Türkiye olsa da ABD Yönetimi’nin birçok başka önceliği bulunuyor. Kongre satışa karşı yasa çıkarırsa Biden’ın veto etmesi de çok olası değil, zira bu Kongre’ye karşı savaş ilan etmek olur ve bir ABD başkanı için Kongre ile savaşmak iyi bir fikir değil.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı, 13 Ocak 2023 tarihinde ABD Senato ve Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitelerine Türkiye’ye 40 adet F-16 savaş uçağı ve Türkiye’nin mevcut F-16 filosu için modernizasyon kitleri satma niyetine ilişkin gayri resmi bildirim yaptı. Bildirimin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ABD ziyaretinin öncesine gelmesi, satışın gerçekleşmesine yönelik iyimser beklentileri artırdı.
Biden yönetimi gayri resmi bildirimden önce Kongre’ye gönderdiği mektuplarda Türkiye’ye yeni F-16 savaş uçakları ve F-16 modernizasyon kitleri satmanın ABD’nin çıkarları gereği olduğuna ilişkin görüşlerini yazılı olarak bildirmişti.
Çavuşoğlu, ABD’li mevkidaşı Blinken ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında “ABD Yönetimi güçlü duruş sergilerse F-16 konusu çözülür. ABD Yönetimi kararlıysa Kongre’deki engellemeyi aşabilir” ifadesini kullandı. Çavuşoğlu “Kongre’deki engelleme” derken başta Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Robert Menendez olmak üzere birçok temsilci ve senatörün Türkiye’ye F-16 satışına karşı çıkıyor olmasını kastediyordu. Türkiye’ye F-16 satışına karşı çıkan Kongre üyelerinin argümanları, Türkiye-Yunanistan gerilimi, Türkiye’nin Ermenistan’a karşı Azerbaycan’a verdiği destek, terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu YPG’ye yönelik operasyonları, Türkiye’deki demokrasinin gerilemesi, Türkiye’nin NATO’nun hasmı konumundaki Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almış olması, Ukrayna’yı işgal ettiği için ABD ve AB tarafından yaptırıma tabi tutulan Rusya ile ticari ilişkilerini daha da geliştirmesi gibi uzun bir liste oluşturuyor. Özetle Türkiye’nin bu aralar ABD Kongresi’nde pek popüler olmadığını ve Türkiye karşıtı lobilerin Washington’daki etkilerinin her zamankinden fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Çavuşoğlu’nun Washington’daki basın toplantısındaki sözlerine cevap, Ankara’da bir grup gazeteci ile görüşlerini paylaşan ABD Ankara Büyükelçisi Jeffrey Flake’ten geldi. Flake, Kongre’nin bağımsız bir yasama organı olduğunu hatırlattıktan sonra “Ancak Biden yönetimi bu satışın arkasında ve Kongre’yle bu konuda çalışıyor” ifadesini kullandı.
Mutlu Son Yakın mı?
Çavuşoğlu’nun “ABD yönetimi kararlıysa Kongre’deki engellemeyi aşabilir” dediği ve Flake’in de “Biden yönetimi bu satışın arkasında ve Kongre’yle bu konuda çalışıyor” ifadelerini birlikte okuyarak bu konuda mutlu sona yaklaşılıyor diye düşünebilir miyiz? İyimser olmak istiyorsak evet, ancak aslında geçen ay ABD Temsilciler Meclisi’nin, Kongre’nin 2023 yılı Savunma Bütçesi Yasa Tasarısı’nı, yasa taslağında yer alan ve Türkiye’ye F-16 avcı uçakları ve F-16 modernizasyon kiti satışını şartlara bağlayan hükümleri kaldırarak onaylamasından beri yeni bir gelişme yok. ABD Yönetimi uzunca bir süredir söz konusu satışı güçlü bir şekilde destekliyor, hatta süreç zaten ABD’nin Türkiye’ye F-35 satamıyoruz isterseniz F-16 satalım önerisi ile başlamıştı. Burada yeni bir şey yok. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kongre’ye satışa yönelik gayri resmi bildirimde bulunması zaten prosedürün bir gereği, bu yeni olsa da beklenmeyen bir gelişme değil.
Ve 10 Aralık 2022 tarihinde Perspektif’te yayınlanan F-16’lar İçin Önemli Bir Engel Aşıldı, Ancak … başlıklı yazımda da belirttiğim gibi Kongre’de asıl gürültünün zaten gayri resmi bildirimden sonra kopması bekleniyordu. ABD’deki yerleşik teamüllere göre ABD Dışişleri Bakanlığı, bir ülkeye silah satışı yapma niyetine ilişkin resmi bildirim yapmasından en az 20 gün önce gayri resmi bildirimde bulunuyor. Kongre’ye konuyu enine boyuna incelemesi ve müzakere etmesi için bu süreyi veriyor. Tabii eğer Kongre’de satışa muhalefet varsa bu süre zarfında Kongre’yi ikna etmeye çalışıyor.
Peki ikna edemezse ne oluyor? Geçmiş uygulamalara bakarsak hiç bir şey. Yönetim Kongre’deki muhalefeti aşamadıysa reddedilme olasılığı güçlüyken resmi bildirimi yapmaktan geri duruyor. Önümüzdeki dönemde ABD Yönetimi Kongre’yi Türkiye’ye F-16 ve F-16 modernizasyon kiti satışı konusunda ikna etmeye çalışırken satışa muhalefet eden Kongre üyeleri de diğer Kongre üyelerini tersi yönde ikna etmeye çalışacak. Bu arada lobiler de konuya ilişkin yoğun mesai harcayacak. Bu 20 günün sonunda ABD Yönetimi Kongre’de yeterli desteği olduğuna kanaat getirirse Kongre’nin her iki kanadındaki Dış İlişkiler Komitelerine ileteceği mektuplarla resmi bildirimi yapmış olacak.
Bu noktada oldukça yaygın bir yanlış bilgiden bahsetmek gerekiyor. Silah satışları için ABD Kongresi’nin onayı değil, fiili olarak itiraz etmemesi gerekiyor. Resmi bildirimden sonra Kongre’nin her iki kanadının 30 gün içinde satışa muhalefet eden ortak bir tasarıyı yasalaştıramaması durumunda (alıcı ülke Türkiye gibi bir müttefikse bu süre 15 güne düşüyor) satışın önünde bir engel kalmamış oluyor. Öte yandan Kongre satışa muhalefet eden bir yasa çıkartsa bile Başkan’ın ABD’nin güvenlik çıkarlarını gerekçe göstererek yasayı veto etme yetkisi bulunuyor.
Bıden Veto Eder mi?
Sürecin teknik olarak nasıl işleyeceğini özetledikten sonra bazı öngörülerimi paylaşmak istiyorum. Öncelikle şu anda ABD Kongresi’nde çok güçlü bir Türkiye karşıtı hava olduğunu belirtmek gerekiyor. Ankara’daki ABD karşıtı hava var ya, işte onun aynısı Washington’da Türkiye’ye karşı var. Senatör Menendez için bu konu bir öncelik, ancak Türkiye’yi desteklemeyi öncelik olarak gören bir Kongre lideri bulunmuyor. Bu durumda iş Biden Yönetimi’ne kalıyor. Biden Yönetimi Kongre’nin direncini kırabilir ancak bunun için çok büyük siyasi sermaye harcaması gerekiyor. Bunu yapacağını düşünmüyorum. Zira bizim dünyamızın merkezi Türkiye olsa da ABD Yönetimi’nin bir çok başka önceliği bulunuyor. Kongre satışa karşı yasa çıkarırsa Biden veto eder mi? Bana göre mümkün değil, zira bu Kongre’ye karşı savaş ilan etmek olur ve bir ABD başkanı için Kongre ile savaşmak iyi bir fikir değil. Üstüne üstlük şunu da unutmayalım ki Türkiye dört ay içinde bir seçime gidecek ve ABD Yönetimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı zayıflatmaya çalışıyormuş görüntüsü vermekten kaçındığı gibi destekliyormuş görüntüsü vermekten de kaçınıyor.
Türkiye’nin Kongre’deki direnci kırmak için ABD Yönetimi’nin elini güçlendirmeye yönelik atabileceği adımlar var. Bu adımların başında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerini TBMM’de onaylamak geliyor. S-400 krizinin çözülmesi de sürece katkıda bulunur. Ancak seçim sath-ı mailinde bu türden adımların atılması pek kolay görünmüyor. Dolayısıyla F-16 konusundaki iyimser beklentileri en azından Mayıs ayında gerçekleşecek seçimler sonrasına ötelemekte fayda var.