Nur Erdem Özeren
En Sık Yapılan Hatalar
Tercih Döneminde tüm aileler ve öğrenciler sonuca hızlıca ulaşmak isterken çokça hatalar yapıyorlar. Özellikle yıl içinde çözülmesi gereken meslek ve bölüm seçimi konusunun bu döneme bırakılması, birçok adayın başarı sırasına göre loto oynar gibi bir seçim sürecine gitmesine neden oluyor.
Nedir bu hatalar? Ve doğrusu nasıl yaklaşmak?
1- Puanımla nereyi seçebilirim?
Üniversite seçimi ve Bölüm tercihi, paranıza göre alışveriş yapar gibi yapılan bir iş değildir. Karşınızdaki ne kadar uzman olursa olsun, sizi tanımadan söyleyeceği her şey yanlış olma riski taşır. Kararı siz vermeli ve yalnızca bilgi almak için sorular sormalısınız. Sizi tanımadan, yeteneklerinizi, isteklerinizi, hedeflerinizi bilmeden 50 yıllık kariyerinizle ilgili sizin adınıza başkaları karar vermemeli. Başka konularda ailenizin bile her sözünü dinliyor musunuz?
2- Ölü Tercih olacak düşüncesi ile istemediği bir programı puanı yüksek olduğu için istediğinin üstüne yazmak
Tercihler ölmez. Sen kazandığında bir alt tercihinde aklın kalmadıysa sorun yok. Çok paran var diye hepsini harcaman gerekmiyor. Dolayısıyla sıralamandan daha düşük sıralı bir yerlere yerleşmenin sakıncası yok.
Yaptığınız liste bir “Tercih” listesi, isteklerinize göre sıralamalısınız.
Bazı adayların sandığının aksine, kılavuzda yazanlar üniversitelerin açıkladığı taban başarı sıraları değildir, geçtiğimiz yıl o programa giren son öğrencinin başarı sırasıdır. Dolayısıyla her yıl öğrencilerin talepleri ve kontenjan artış ve azalışları başarı sıralarını etkiler.
Bunu net görmek isteyen adaylar, 2 ya da 3 önceki başarı sıralarına göre tercihlerini dizerek, her yıl farklı çıktığını görebilirler.
3- Üste yazarsam girme şansım artar
Yerleştirme mantığını bilmeden yapılan bir hata. Sen 1 milyonuncu isen ve ilk tercihine yazarsan, bir başkası bininci ise ve 24.tercihine yazarsa, sence sen mi girersin programa o mu?
Bir programı ilk tercihe yazdığın için girme şansın artmaz, ancak ÖSYM seni yerleştirirken sistemde tercih sırana göre önce en üstteki programdan başlar.
Dolayısıyla yukarı yazdıysan önce oraya girip giremediğin kontrol edilir.
Ancak başarı sıran herkes başarı sırasına göre dizildiğinde kontenjan içinde kalmıyorsa giremezsin.
4- Yeni açılan programları en üste ya da en alta yazmak
Yeni açılan programlar da diğerleri gibi istek sırasına uygun bir yerde olmalıdır.
“Yeni açıldı diye kimse görmez daha kolay girerim” diye düşünüp üste yazmak da “nasıl olsa yeni” diye alta yazmak da doğru değildir.
5- Devlete atanma garantili bölüm arayışında bulunmak
Kariyerinize bugünün değil geleceğin dinamiklerine göre karar vermelisiniz. Diğer yandan, bugüne ait bazı bilgilere de elbette bakmalısınız. İstihdam piyasasında devlette çalışanlar %10 bile değilken bu hedef pek doğru değil.
Diğer yandan, devlete yapılan atamalar, yıldan yıla değişiyor, mezuniyete kadar değişmesi ise çok yüksek ihtimal.
Bunun en net örneği PDR ve 2 yıllık sağlık programlarında görüldü. Birkaç yıl öncesine kadar her hepsi atanırken, artık yarısı bile atanamıyor.
6- Bilişim alanlarındaki popülarite nedeniyle Bilgisayar / Yazılım Mühendisi olmaya çalışmak
Bilişim sektörünün geliştiği ve hayatımızın her alanında olduğu bir gerçek. Artık teknoloji her işin içine girmeye başladı. Ancak bu, herkesin Bilgisayar ya da Yazılım Mühendisi olması gerektiği anlamına gelmiyor.
Üstelik yazılım, birçok öğrencinin zorlandığı Matematik ve İngilizce olmadan başarılı olmanın zor olduğu bir alan.
7- “Nasıl olsa iş bulamam” düşüncesi ile çok başarılı olabileceği alanları tercih etmemek
Güncel örneklerden gitmek gerekirse, Sinema TV, Animasyon, Grafik Tasarım.
Covid sonrası dünyada bilişimin önemi ne kadar arttıysa, hayat dijitalleştikçe videonun da animasyonun da grafik tasarımın da önemi aynı derecede arttı.
Oysa sonunda “Mühendis” var diye Bilgisayar ve Yazılım’a, başında Yönetim var diye Bilişim Sistemleri’ne gösterilen ilgi, bir de “Sözel” bölüm olması nedeniyle yukarıda saydığım programlara yıllardır gösterilmedi, ancak bugün iş dünyasında ihtiyaç oldukça yüksek
8- Sırf 4 yıllık diye istemediği bölüme gitmek
Özellikle bu yıl sınava giren aday sayısındaki artış, 4 yıllıklara olan talebi arttıracak. Ancak diploma şartı olan mesleklerin bir kısmı dışında, iş dünyası için kaç yıllık bir üniversiteden mezun olduğun o kadar da önemli değil.
2 yıllık bir bölümden mezun olup kendini alanında çok geliştiren, iş dünyasının istediği özelliklere sahip bir mezun olan çok kişi, 4 yıllık programa çok da istemeden giren ve üniversite hayatını pek de verimli geçirmemiş mezunlara göre çok daha kolay iş buluyor ve kariyerinde ilerliyor.
9-“Geleceğin Meslekleri” haberlerine göre seçim yapmak
Her insanın yapabileceği ve yapamayacağı işler vardır. Doğru olan, severek ve isteyerek yapabildiğin, yeteneğin olan konuda bir seçim yapmak. Geleceği şimdiden tam olarak bilmiyoruz, öngörülerimiz var. Ancak zaman zaman İngilizce’den çeviri ile yapılan “Geleceğin Meslekleri” listelerine bakarak tercih yapmaya kalktığınızda zaten “Bu meslek için hangi bölümü okumak gerekiyor?” sorusu ile tıkanacaksınız. Dolayısıyla, geleceğe kendinizi hazırlayın, ama sadece tahmin edilen geleceğin meslekleri için ne seçmem gerekiyor diye sormanıza gerek yok, gelecekte bugünün tüm meslekleri şekil değiştirerek devam edecek.
10- “İtibarlı” Meslekleri seçmeye çalışmak
Doktor, Avukat, Mühendis, Mimar. Toplumda yalnızca bu meslekleri yapan kişilere saygı gösteriliyor, yalnızca bu meslek sahipleri para kazanabiliyor algısı ile, mesleğe uygunluğa, isteğe bakmaksızın bu bölümleri tercih etmek, gelecekte başka mesleklere kaymanıza ya da mutsuz olmanıza neden olacaktır. Önemli olan itibarlı, saygı duyulacak bir birey olmak ve artık günümüzde saygınlık meslek ile edinilmiyor.
11- Ailelerin çocukları adına karar vermesi
Ailelerin çocukları adına karar vermesi, hele de 18 yaşında olgun bir birey adına karar vermesi, çoğunlukla sonunda kişinin mutsuz olması ya da üniversiteyi yarıda bırakması ile sonuçlanıyor.
Ya da ailesinin istediğini 30 yaşından önce gerçekleştiren birçok kişi, kendi ayakları üzerinde durmaya başladığında gönlünden geçen kariyere doğru kanatlanıyor.
Ailelerin fikirleri, görüşleri, deneyimleri elbette önemli, ama koşulsuz itaat edip ailenin dediği alanı seçmek de doğru yola götürmeyecektir.
12- Çocukluk rol modelinin mesleğini seçmek
“Ben çocukluğumdan beri ….. olmak istiyorum” cümleleriyle oldukça çok karşılaşıyoruz. Ancak çocukken kendini tanımadan, geleceğe dair kaygı ve hedefler olmadan, bir filmde, dizide ya da bir yakınımızda gördüğümüz mesleği, “onun gibi olmak için” isteyebiliyoruz. Oysa o kişinin model aldığımız özellikleri mesleği ile bire bir ilgili olmayabilir. Dikkat etmek gereken konu o kişinin “nesini” model aldığımız ya da o mesleğin “nesini” istiyor olduğumuzu sorgulamak.
13- Bir Yıl Daha Hazırlansam mı?
Seneye hedefin şu anki sıralamaya ne kadar uzakta olacak?
Yarısından çoksa, hayal kurma çok zor. Yakınsa, ikinci soru, bu sene elinden geleni yaptın mı?
Üçüncü soru, bu seneki sıralamanla bir yere girdiğinde, gelecek yılın hedefi olan yerden mezun olduğunda yapacağın işleri yapman imkansız mı?
ÖSYM yerleştirme mantığı
ÖSYM diyor ki;
· Ben sana üniversite ve bölümleri hangi istek sırası ile istediğini soruyorum. Lütfen daha çok istediğini üste yaz.
· Gördüğün başarı sıraları geçen yıla ait. Bu yıla ait olan kontenjanlar. Bu yılın başarı sıraları sizin talebinize göre şekillenecek.
· Biz sizi, tercih ettiğiniz tüm programlarda, orayı tercih edenleri başarı sırasına göre diziyoruz. Sonra o programın toplam kontenjanında son kontenjanda çizgiyi çekiyoruz. O programı tercih eden ve giren son öğrencinin başarı sırası gelecek yılın başarı sırası olarak yer alıyor.
· Seni yerleştirirken de önce ilk tercihine gidip bakıyoruz, bu çektiğimiz çizginin üstünde misin, altında mısın. Üstündeysen, diğer tercihlerine bakmıyoruz. Altındaysan, sıradakine bakıyoruz.
· Başarı sırası daha düşük olan biri ilk tercihine yazarsa, sen ise son sırana yazarsan ve başarı sıran yüksekse, sen giriyorsun.
Tercih Dönemi Özel / Genç Kariyer Akademisi katkılarıyla…