Pınar Büyükbalcı
Ekosistemlerin uluslararası rolü
Uluslararası büyümeyi yakalayan, başarıdan başarıya koşan girişimler gündemimizde… Nasıl yaptıklarını öğrenmek, hikâyelerini dinlemek istiyoruz. “Sayıları mutlaka artmalı” diyoruz. Peki, bu uluslararası büyüme yolculuğunda girişimcilik ekosistemlerinin rolü nedir, yeterince tartışıyor muyuz?
Bir girişimin uluslararası başarısında ekosistemin destekleyici bir rolünün olması, o ekosistemin kendisinin ne kadar uluslararası olduğu ile yakından ilgilidir. Şöyle diyelim: Uluslararası düzeyde aktif bir ekosistem çok sayıda başarılı uluslararası girişim çıkarır.
Peki, “uluslararası düzeyde aktif bir ekosistem” ifadesinden ne anlamalıyız? Basitçe şunu: Ekosistem, girişimlerin doğdukları andan itibaren uluslararası bağlantılar kurmasını kolaylaştıracak mekanizmaları yapılandırmış mı, işletebiliyor mu? Yeni kurulan bir girişim için, bulunduğu ekosistemdeki bağlantılar aracılığıyla uluslararası müşterilere, yatırımcılara, ortaklara, bilgiye, insan kaynağına ulaşmak mümkün mü?
Her yıl dünyadaki girişimcilik ekosistemlerinin karşılaştırmalı raporunu yayınlayan “Startup Genome” da bu konunun önemini vurgulayanlardan… Raporlarında sık sık kullandığı “Ekosistem Yaşam Döngüsü Analizi” (Ecosystem Lifecycle Analysis) dört aşamadan oluşuyor:
1. Aktivasyon, 2. Küreselleşme 3. Çekicilik 4. Entegrasyon.
Ekosistemin kurduğu uluslararası bağlantılar ikinci aşamadan itibaren devreye giriyor ve ekosistemlerin yaşam döngüsündeki yerini belirliyor. Bir ekosistem girişimcilerine dünyanın önde gelen diğer ekosistemlerindeki kurucular ve yatırımcılarla bağlantı kurma imkânı veriyor mu? Ekosisteme yabancı yatırımcı ve yabancı girişimci ilgisinde artan bir ivme var mı? Yurt dışındaki ekosistemler ile kaynak alışverişi (bilgi, finansal kaynak, yetenek) ne yoğunlukta gerçekleşiyor? Bunların hepsi bize bir girişimcilik ekosistemin uluslararası sisteme ne kadar entegre olduğunu anlatıyor.
DHL’in belli dönemlerde (genelde 2 senede bir) yayınladığı Küresel Bağlantı Endeksi’nde (Global Connectedness Index) ülkelerin küresel düzeydeki bağlantı gücünü ölçmek için kullandığı iki temel ölçüt var: Derinlik (depth) ve genişlik (breadth). Ben bu ölçütlerin girişimcilik ekosistemleri için de önemli göstergeler olduğunu düşünüyorum. Yani ekosistemin uluslararası düzeyde ne kadar “bağlantılı” olduğunu anlamak için kaynak akışının ne kadar geniş ölçekte bir coğrafyaya yayıldığına bakmak (genişlik) ve ekosistemdeki toplam kaynak akışının ne kadarının uluslararası pazarlar ile gerçekleştiğini (derinlik) takip etmek bize çok şey anlatacaktır.
Bu bakımdan, son Startups.watch raporunda yurt dışı yatırımcıların ‘Türkiye Girişimcilik Ekosistemi’ndeki rolüne yönelik metriklere yer verilmesini önemsiyorum. Raporda yabancı yatırımcı ilgisinin arttığını ama sayının ne yazık ki hâlâ düşük olduğunu görüyoruz. Ve rakamlardan yapacağımız bir başka çıkarım da yabancı yatırımcının ince eleyip sık dokuduğu, seçici olduğu fakat seçtiği girişimlere yüksek yatırım miktarları ile destek verdiği… Uluslararası bağlantıların güçlü etkisini gözlemlemek için güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum.
Ekosistemin sunduğu uluslararası etkileşim olanaklarının, girişimlerin büyüme sürecinde küresel fırsatları değerlendirmek için ne kadar önemli olduğunu ben de kendi çalışmalarımda sıklıkla gözlemliyorum. Örneğin, bir ekosistem o bölgede/ülkede faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin aktif desteğini alıyorsa, yeni girişimler için de onları sınır ötesine taşıyacak iş birliği olanakları doğabiliyor. Ya da bir girişim, güçlü yurt dışı bağlantıları olan STK’lar desteğiyle küresel girişimcilik etkinliklerinde yer buluyorsa, teknokent’lerin / hızlandırıcıların güçlü uluslararası programları varsa ve bu programlar sayesinde erken aşamadan itibaren yurt dışında bağlantılar kurabiliyorsa büyük avantaj kazanıyor.
Uluslararası pazarda başarılı girişimlerin çıktığı ekosistemler kendi sınırlarını da genişletmiş oluyorlar. “Ekosistemin sınırları”, akademik yazında çokça tartışılan bir konu ve bilimsel tartışmaların vardığı sonuç: Sınırları geniş, uluslararası bağlantıları güçlü bir ekosistem, “başarılı ekosistem” tanımının önemli bir bileşeni. Uluslararası başarı, uluslararası vizyona sahip ekosistemlerin desteğiyle geliyor. Ekosistem aktörlerinin ve politika yapıcıların bunu unutmaması ve Türkiye’nin uluslararası saygınlığını ve çekiciliğini destekleyecek kararlar alması dileğiyle…