Daha önce de burada yazdığım Sirkeci-Yedikule demiryoluyla ilgili nihayet Ulaştırma Bakanlığı ne yapılacağını açıkladı. Biz yeniden seferlerin başlamasını beklerken öğreniyoruz ki tarihi 1872’ye dayanan ve 1952’de İstanbul’un artan ihtiyacı sebebiyle (nüfus o zaman 6 milyon) iki hatta çevrilen yoldaki hattın biri sökülecek ve tek hat kalacakmış. Sökülen hattın yerine ne yapılacak dersiniz?
Koşu ve bisiklet yolu.
Sirkeci’den başlayan ve hattın hemen önünde devam eden bir sahil yolu var. Bu sahil yolunda bisiklet yolları, yürüyüş yolları ve yeşil alanlar var.
Hiç yeşil alanı olmayan bir yere yapılsa anlaşılabilir ama ulaşımın bu kadar önemli olduğu bir şehirde ve nüfusun en yoğun olduğu bölgede var olan bir tren hattını bu şekilde harcamak akıl alır gibi değil.
Cankurtaran, Kumkapı, Yenikapı, Aksaray, Kocamustafapaşa, Yedikule ve bu semtlere yakın yerlerde yaşayanların ulaşım hakları ellerinden alınıyor bir kere.
Bunu geçtik.
Şu anda istasyonları hazır, çalışır vaziyette bir hattan bahsediyoruz.
TCDD atölyelerinde elektrikli eski banliyö trenleri restore edilip çalıştırılabilir.
Kent tarihi için son derece önemli olan bu elektrikli tren dizileri hurdaya atılmamış olur. (Çoğu zaten gitti bile hurdaya.)
Bunlar yapılacağı yerde sırf İstanbul Belediyesi artık kendilerinin değil diye toplu ulaşımı rahatlatacak bu çözümü uygulamıyorlar.
Onun yerine kaç milyon lira gömüleceği belli olmayan işe yaramaz bir proje yapılıyor.
Elbette işi alan tanıdık. Kolin İnşaat.
Yabancıya gitmemiş en azından.
···
Bu arada Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’na bir bilgi daha;
Söktüğünüz demiryolu inşa edilirken padişah olan Sultan Abdülaziz, tren yolunun Topkapı Sarayı bahçesinden geçeceğini öğrenince kızmasından korkanlara “Şimendifer geçecekse göğsümden geçsin” diyecek kadar aydındı.
Siz ecdadımız diye bağırıp ecdadınızın döşediği rayları sökecek kadar dar görüşlüsünüz.