Galip Umut Özdil
BU ÇIĞLIĞI ARTIK DUYUN
Sapla samanın birbiriyle karıştığı, sadece çiftçinin değil kimsenin önünü göremediği, göremediği içinde önlem alamadığı bir hayvansal üretim sürecinin en acı sonucu et ve süt tüketemedikleri için sağlıksız büyüyen nesillerdir.
Ucuz ve kaliteli hayvansal ürünler için yem, yem için verimli mera ve kontrol edilebilen, serbest piyasanın acımasızlığına, birkaç indirim marketinin belirleyeceği fiyatlara bırakılmayan ticaret düzeni gerekir.
Ayrıca et ve süt üreten çiftçinin ekonomik açıdan desteklenmesi de şarttır.
Siz bu desteği sağlayamazsanız son 20 yılda olduğu gibi her yıl ortalama 500 milyon dolarlık (bugünün kuruyla 8 milyar 350 milyon TL’lik ) hayvan ve et ithal etmek zorunda kalırsınız.
Artık tüm çiftçilerimizi en azından umutlandıran somut politikalar ortaya koyunuz. Hep sahada olduğunuzu söylüyorsunuz ama orası hangi saha biz anlayamadık. Önceden eline not kâğıtları tutuşturulan, ne söyleyeceği ve ne söylemeyeceği ezberlettirilen kişilerden oluşan ‘sahadan’’ gerçekleri alamazsınız. Size gösterilen PowerPoint sunulardaki verilerin çoğu ‘aman azar yemeyelim’ anlayışıyla ‘olsa olsa’ ya da ‘’inanmıyorsan say’’ metodu ile elde ediliyor.
Gerçek bir üretici temsilcisi sorunları tüm çıplaklığıyla size anlatmaya çalışırken yardımcınız veya danışmanınız alttan onun ayağına basıyor fakında mısınız?
‘Tarıma siyaset üstü bakalım.’ diyen de, eleştiri getiren kurumlara ‘Bunlar da her şeye ideolojik yaklaşıyor.’ diyen de sizsiniz.
Şu aşağıdaki beş kurumun 1’i, 2’si, 3’ü,4’ü… Kaçı ideolojik? Yoksa hepsi birden mi?
Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği, Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği, Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği…
Ortak imza ile feryat ettiler:
‘’Ulusal Süt Konseyi 15 Mayıs 2022 tarihinden itibaren çiğ süt tavsiye satış fiyatı litrede 7,5 TL olarak belirlendi. Üretici sütü sattığında eline ancak 7 lira geçecek. Bu para daha çiftçinin cebine girmedi ama yem fiyatı 7 lirayı aştı.’’
1 litre süt satarak normal olarak 1,5 kg, en asgari şartlarda 1,3 kg yem alması gereken üretici 1 kg bile alamıyor.
Fabrika yemi fiyatlarındaki artış oranı kadar üretimi artan bir tane yem bitkisi söyler misiniz?
‘Yem fiyatı arttı ama mera alanları ve mera ıslahı da aynı oranda arttı’ diyebilir misiniz?
Açıklamadaki,
‘’Üreticinin tek maliyeti yem de değildir.
Mazota da zam geldi ve gelmeye devam ediyor. Elektriğe de, işçiye de, nakliyeye de, ilaca da…
Üreticilerimizin artık ne üretme şevki, ne de geleceğe dair umudu kaldı. Artık üreticilerimiz, ‘sürdürülemez çiğ süt fiyatları ve artan maliyetler nedeniyle sürekli fiyat talep eden’ konumunda olmaktan yoruldu.
Gelin sahanın sesine kulak verin. Üreticilerimizi girdiği bu zor şartlardan çıkaracak, onlara yol gösterecek, ışık olacak somut adımları hep birlikte atalım. Ya çiğ süt fiyatını artırın ya maliyetleri düşürün. Damızlık hayvanların kesimini engelleyecek tedbirleri alın. Süt primini artırın.
Ülkeye yapılacak en öncelikli ve büyük yatırım, daha fazla kaynağın bu alana kanalize edilmesi olacaktır. Eskiden kırsalda üretimden kopan insanlar şehirlere göç öder, kendisine orada hayat bulmaya çalışırdı. Artık kentlerde de hayat çok pahalı. İnsanların bu hayat pahalılığında yerinde kalmaktan, üretmekten başka çareleri yoktur’’ yakarışlarını da duymayacak mısınız?