Kubilay Kaptan
Bir Tablonun Anlattıkları “Döşeme Kazıyıcıları”
“İnsan size alın teriyle zengin olduğunu söylerse, onlara şu soruyu sorun: Kimin alın teriyle?”
Don Marous
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı kutlu olsun.
Bugünün önemi gereği resim seçimimi emeği anlatan bir eserden yana kullandım.
Fransız ressam Gustave Caillebotte (19 Ağustos 1848 – 21 Şubat 1894), izlenimcilik akımının hem üyesi hem de koruyucularından biridir. Gruptaki diğer sanatçılara göre gerçekçilik akımına daha yakın durmuştur. Caillebotte fotoğrafçılığa olan ilgisi ile de tanınmaktadır.
Gustave Caillebotte 19 Ağustos 1848’de üst sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Martial Caillebotte (1799-1874) hem askeri kıyafet üretimi işindeydi hem de Tribunal de Commerce’in Seine bölümünde yargıçtı. Annesi Céleste Daufresne (1819-1878), babasının üçüncü eşiydi. Paris’te rue du Faubourg-Saint-Denis’teki evlerinde dünyaya gelen Caillebotte 1866 yılına kadar aynı yerde yaşamaya devam etti. Bu tarihten sonra ise babasının rue de Miromesnil’de inşa ettirdiği evde hayatını sürdürdü. 1860’ların başından itibaren aile yazlarını Paris’in 12 mil güneyinde, Yerres Irmağı’nın kenarına kurulmuş olan Yerres isimli kasabada geçirmeye başladı. Caillebotte o günlerde resim yapmaya başladı.
Sanatçı 1868 yılında hukuk diplomasını, 1870’te ise çalışma iznini aldı. Kısa bir süre sonra Fransa-Prusya Savaşı’nda savaşmak üzere askere alındı. Savaştan sonra Caillebotte ressam Léon Bonnat’ın atölyesini ziyaret etmeye başladı. Bu ziyaretler resim sanatıyla ciddi bir şekilde ilgilenmeye başlamasıyla sonuçlandı. Çok kısa bir süre içinde başarılı bir tarz geliştirdi. Ressamın ilk atölyesi ailesinin evi oldu. 1873 yılında, Güzel Sanatlar Okulu’na (École des Beaux-Arts) girdi fakat eğitim hayatı uzun sürmedi. 1874 yılında babasını, 1878 yılında annesini kaybetti. Geriye kalan mirası üç kardeş bölüştüler. 1874 civarında aralarında Giuseppe de Nittis ve Edgar Degas’nın da bulunduğu akademi için çalışmayan ressamlarla tanıştı ve onlarla arkadaş oldu. 1874 yılındaki ilk izlenimcilik sergisinde eserleri yer almamasına rağmen sergiye katılanlar arasındaydı.
İzlenimciler, çoğunlukla akademik ressamların çalışmalarının seçildiği senelik olarak düzenlenen Paris Salonu geleneğini de yavaş yavaş kırdılar. Caillebotte ilk kez 1876 yılındaki İzlenimcilik sergisine sekiz tablosuyla katıldı. Bu tablolar arasında ilk başyapıtlarından kabul edilen Les raboteurs de parquet (1875) da vardı. İşçilerin ahşap yer döşemelerini kazımasını anlatan bu eserin konusu bazı eleştirmenlerce bayağı bulundu. Tablo benzer sebepten 1875 sergilerine kabul edilmedi. O günlerde sadece köylülerin ya da çiftçilerin betimlenmesi açılım olarak kabul ediliyordu. Les raboteurs de parquet şu anda Orsay Müzesi’nde sergilenmektedir.
1875’te yapılmış olan bu çalışma, Caillebotte’nin perspektif ve günlük hayata olan ilgisinin devam ettiğini göstermektedir. Sahnede, el ve dizlerinin üzerinde çalışan üç işçi, burjuva bir apartman dairesinde ahşap bir zemini kazıyor. Bu yerin Caillebotte’nin Paris’in 8. bölgesindeki 77, rue de Miromesnil’deki stüdyosu olduğuna inanılıyor. Arka duvardaki bir pencere doğal ışığı alıyor. İşçilerin tümü, çıplak gövdeler ve eğik başlarla gösteriliyor. Bu, şehirli işçi sınıfını yansıtan ilk resimlerden biridir. Resimde çıplak erkek konusunu yeniden gündeme getiriyor, ancak çarpıcı bir şekilde güncellenmiş bir formda. Antik çağın kahramanları yerine modern hayatın kahramanları ön plana çıkarılıyor. Yerdeki ağaç talaşlarından, pencere ızgarasındaki demir işçiliğine, işçilerin kemerli sırtlarına ve kollarına kadar, görüntüde bukleler motifi yer alıyor. Üç işçinin aynı faaliyetin farklı yönleriyle meşgul olduğu ancak benzer pozlara sahip olduğu görüntüdeki tekrar, Caillebotte’nin çağdaşı Edgar Degas’ın çalışmalarına benzer.