Nihat Sırdar

İstanbul aslında Türkiye’dir.
Memleketin her yerinden aldığı göçle tüm ülkeyi temsil eder.
O yüzden seçimlerle ilgili “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” denir hep.
Ama tam tersi de geçerlidir.
İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder.
Seçim sonuçlarına bakınca hep aynı şeyi görürsünüz.
Son İstanbul seçimlerinden önce konuşulanlar bugünlerde genel seçimler için konuşuluyor.
Kaybetseler bile gitmezler, oyları çalarlar, kaos çıkarırlar, siyasi cinayetler olur vs…
Kabul edelim.
7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında yaşananları hatırlıyor ve korkuyoruz.
Ama unutmayalım ki önümüzde İstanbul sonucu da var.
Demek ki kaybedebiliyorlar, hem de iki kez üst üste.
Demek ki yönetimi devredebiliyorlar.
Demek ki İstanbul’da sayısız örnekte olduğu gibi menfaat için kurdukları sistemler iptal edilebiliyor ve adil bir yönetim kurulabiliyor.
Demek ki AKP gidince memleket batmıyor.
İstanbul batmadı mesela.
Birçok hizmet eksisinden daha iyi, altyapı işleri yeniden başladı, ihaleler şeffaf yapılıyor.
Demek ki ne kadar engel koysalar bile (belediye meclisi bir yandan, kredi ve büyük projeleri onaylamayan saray bir yandan) işler yürüyor.
Sayısız örnek var önümüzde.
Hepsi bir yana…
Artık bu ülkenin özgürlüğe,
adalete ve vicdanlı yöneticilere ihtiyacı var.
Hani sosyal medyada viral olan bir videoda cep telefoncu dayılar gelmeden önce konuşan biri var.
Ne diyordu;
“Bıktık yahu, vallahi bıktık…”