İstanbul’a 2 pandemi hastanesi yapılması kararı verildi. Güzel.
Benzer örneklerini dünyanın dört bir yanında gördüğümüz bu hastaneler salgın süresince kullanılacak, kimi kullanılmayan spor salonları, binalar, hangar gibi yerlerden dönüştürülüyor.
Sadece Çin salgının ilk zamanlarında yeni baştan hastaneler inşa etti
ama bunu 1 hafta içinde yaptılar.
Biz de İstanbul’daki hastanelerden birinin Atatürk Havalimanı’na
yapılacağı açıklandı. Herkes haftalardır önerilen atıl terminal binaların
hastaneye dönüştürüleceğini sandı.
Çünkü bu binalar dönüşüme çok müsait, metro dahil ulaşım imkanı olan,
altyapısı tamamen hazır, yemek için
mutfak, sağlık çalışanları için otel,
hayatını kaybedenler için morg gibi
birçok imkana sahipti.
Ancak inanılmaz bir şey oldu ve
koca Avrupa Yakası’nda başka boş
arazi yokmuş gibi Atatürk Havalimanı
içinde üstelik en yanlış yere 45 günde
bitmesi planlanan sıfırdan bir hastane inşaatına başlandı.
En yanlış yer diyorum çünkü bu
hastanenin yapıldığı yer meydanın üç
pistinden ikisinin baş kısmında bulunuyor ve buraya inşa edilirse oraya
uçak inmesi veya kalkması imkansız
hale gelecek. Geçtik bir çok hastaneye dönüştürülebilecek binanın
bomboş durmasını illa bu araziye bir
hastane yapılacaksa pistleri etkilemeyecek bir çok yer mevcut.
Peni niye özellikle burası?
Havacılıkla ilgili uzmanlar ve meydan işletmecileri bu yapılanı akıllarının almadığını söylüyorlar.
Her birinin inşa edilmesi yüz milyonlarca dolara mâl olan pistleri
öldürmek niye?
Bir afet anında veya pekala gelecekte ihtiyaç halinde kullanılabilecek,
şehrin tam ortasındaki bu meydana
bu kadar düşmanlık niye?
Sadece adı Atatürk olduğu için
olamaz herhâlde?
Benim tahminim bir inşaat hamlesiyle tam da Florya konut bölgesinin
karşısında yeni bir konut alanı yaratılacak.
Bu yazı burada kalsın.
Önümüzdeki yıllarda “Nasıl olsa
pistler kullanılamıyor. O zaman biz
burayı konut alanı yapalım” derlerse
şaşırmayalım.
Burası Türkiye.
Betondan beslenenlerin, betonun
her şeyi kurtaracağını sananların
ülkesi.