Bu kez de 7 farklı oyuncuyla çıktı sahaya Jesus… Rakamla 7, harflerle yedi. Eskiden her yıl takımın silbaştan edilmesine kızıyor, üzülüyorduk, bu yıl takım her hafta silbaştan ediliyor. Arkadaş bizim bildiğimiz 7 oyuncu değişikliği hazırlık kamplarında oynanan maçlarda yapılır.
Niye diye sordular maçtan sonra; “3 günde bir maç yapıyoruz” cevabını verdi Jesus… Ölmezsiniz yahu? Bütün dünyada büyük takımlar 3 günde bir maç yapıyor, sahaya bir iki değişiklikle çıkıyor. Kimse de ölmüyor. Her maça farklı takımla çıkar gibiyiz, bu takımın futbolu ne zaman oturacak?
Merak ediyorum yandaki arkadaş nasıl bir teknik analiz yazacak. Ben onun yerinde olsam “Yürü git, bu maça teknik analiz falan yazılmaz” der çıkarım.
Jesus ilk yarı boyunca kenarda çıldırdı, özellikle kanatlardaki top kayıplarına bağırıp durdu. Belli ki o bile memnun değil. Top kaybı deyince, sahi, bu Bruma’yı kim niye aldı? Savcı olsam soruşturma açarım yeminle. Elinde onun yerinde oynayacak en az 5 adam varken, Bruma’ya para vermek vatana değilse bile Fenerbahçe’ye ihanettir. Kim yaptı bu ihaneti? Gidene kadar soracağım muhtemelen.
Bu maçta yüzümüzü güldüren tek enstantaneyi yine Jesus yarattı. Fatih Terim’e özendi galiba, gitti su kutusunun üstüne oturdu. Allah sonumuzu hayretsin. Forvet işi de ayrı matrak. Maça başlarken her taraf “Michy Batshuayi hayırlı olsun” mesajlarıyla doluydu. Lütfen bana doğru olmadığını söyleyin. Gazete Pencere’nin benden fanatik Beşiktaş yazarı Kerem Kırçuval’a sorun kardeşim, geçen sene kaç kere “Yaktın bizi Batshuayi” yazmış. Şiiriler attırmış, gözyaşları dökmüş adamcağız. Bize gol kaçıran, saç baş yolduran değil gol atan adam lazım. (Kerem Kırçuval’ın ekranda saçlarına bakın ne dediğimi anlarsınız. Dökülmediyse bile bembeyaz oldu bir senede. Bir suçlu hakemlerse diğeri de Batshuayi diyorlar.)
Aboubakar diyorlar bir de. Yahu arkadaş milletin eskilerinden başka adam mı kalmadı piyasada? Fırsat transferi olacak belki ama kime fırsat doğmuş olacak, şüpheliyim.
