Atıf Ünaldı
Bankacılıkta söz müşterinin
OCR Labs bu hafta içinde çok kıymetli bir araştırma yapmış. Raporu da basın mensuplarıyla paylaştı. Özellikle pandemi döneminde çok kullanılan 'online bankacılık' konusunda Türkiye'de bulunan kullanıcıların, bankaların yeni dijital hizmetlerine yönelik düşüncelerinin pandemi ortamında nasıl şekillendiğini anlamak için yapılan Müşteri Gözünden Türkiye'de Uzaktan Bankacılık Araştırması, OCR Labs ve CurioCity Araştırma ve Danışmanlık Hizmetleri tarafından 5 – 27 Kasım 2021 tarihleri arasında 12 nüfus bölgesinden 1.209 katılımcı ile gerçekleştirildi.
Benim dikkatimi çeken birkaç ilginç başlık var. Öncelikle müşteri bazında güvenlik çok önemli başlıklardan biri olmuş durumda. Öyle ki; müşteriler güvenlik zaafları olan bankayı hemen değiştirmek niyetinde. Son günlerde bu konuda çok can sıkıcı olaylar duymuş, mobil uygulamalarında ciddi açıklar olan bankaları öğrenmiştik.
Müşteriler ayrıca bankaya hesap açmak için de gitmek istemiyorlar. Bunu da geçenlerde kızımın okul ödemeleri için mutlaka şubeye gidilip açılması gereken bir hesap ile ilgili biz yaşadık. Eşim bir bankanın önünde neredeyse bir saat bekleyip, işlemi halledememiş ve diğer bir bankada aynı işlemi on dakika içinde gerçekleştirmişti.
Her ne kadar Gazete Pencere'de başıma gelmemiş olsa da ne yazık ki bu ülkede bankaların isimlerini veremiyoruz, zira banka avukatları arayıp medya kuruluşlarını bankaların markalarının korunması yasası gereği tehdit ediyorlar. Bu üzücü durum ve yasa bankaların müşteri ilişkilerinde rahat olmalarına sebep oluyor. Bu yasanın değişmesi gerektiğini de TBMM'den ve yasa koyuculardan özellikle istiyoruz.
Her ne kadar biz yazamasak da OCR Labs'ın raporunda müşteri hizmetlerine yönelik gelişmeler ve iyileştirmelerin katılımı ve sadakati güçlendirdiği yolunda bulgular olduğunu da söylemek lazım.
Müşteriler bankalarının yeni teknolojileri kullanmasını istese de burada aslında anlatılmak istenenin dijital dönüşüm aşamasında müşteri merkezli yaklaşımların önemi olduğunu düşünüyorum.
Sonuç itibariyle, son dönemde ne yazık ki birçok sektör yanlış bir dijital dönüşüm yoluna girip müşterisini unuttu. Bunun sonucunu da kaybedilen müşteriler, kısalan müşteri ömürleri ve müşteri değerleri olarak almaya başladılar. Umarım bu yanlışı yapan markalar ellerinde hala bir marka varken yanlıştan dönerler.
Bravo Mercedes, bravo İZ iletişim
Geçen hafta, 'İtibarlı Markalar' başlıklı köşe yazımda, Mercedes hakkındaki biraz da eskiden gelen bir deneyimimi yazmıştım. Hafta içinde markanın ajansı İZ iletişimden durumu açıklayan harika bir mesaj aldım. Öncelikle İZ iletişimi kutluyorum. Mesajın üslubu, anlatım şekli ve hem markaya hem de basına yaklaşımı o kadar doğru ki; iletişim fakültelerinde ders niyetine okutulacak nitelikte. Ayrıca Mercedes'i de kamyon, otobüs ile otomobili ayırarak bir yanlıştan döndükleri için ve doğru ajansı seçtikleri için tebrik ediyorum.
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi’nden Harika Bir Araştırma
Bir köşe yazarı olarak her gün birçok yayını takip ediyorum. Herkese Bilim Teknoloji (HBT) bunlar arasında en sevdiklerimden biri. Bu hafta İstanbul dönüşü havalimanında denk geldim hemen aldım.
Özlem Yüzak'ın paylaştığı rapor World Economic Forum bünyesinde geçen yıl kurulan Davos Lab tarafından gerçekleştirilen anket aracılığıyla oluşturulmuş. Rapora göre gençler özetle şu çıkarımda bulunmuşlar:
1. Bilinçli tüketim şart
2. Herkesin dijitale erişim hakkı olmalı
3. Bilgi kirliliğinden rahatsızız
4. Geleceği olan demokrasi istiyoruz
5. Kapsayıcı sosyal güvenlik ağları istiyoruz
6. Ruh sağlığı hizmetlerine evrensel erişim istiyoruz
7. Net sıfır karbon salınımı politikası vazgeçilmez olmalı
8. Sağlık hizmetlerine dünya çapında adil erişim olmalı
9. Polisin eylemlerde orantısız güç kullanımına son verin
Araştırma 187 ülkede 19.000 yanıtın sonucu ile raporlaştırılmış. Yeni nesile karşı ümidimi güçlendirdi.
Ancak iki konuyu sonuçlarda görmemek beni üzdü
• Silahsızlanma... Raporda finans şirketlerinin fosil yakıt arama çalışmaları yapan şirketlere fon sağlamayı kesmesi var da neden silah üretiminin engellenmesi konusunda bir şey yok?
• Nükleer... Silahlanmanın da devamı olarak, nükleer silahlar ve nükleer enerjiden ortaya çıkan risk ve atıklardan dolayı bu alanda faaliyetlerin durmasını neden istememişler?
Belki ben beklentileri yüksek tutuyorum ama gençlerin bu konularda da aktive olmaları şart.
Bilimin Rehberliğinde Zehirsiz Kentler Mümkün
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Zehirsiz Sofralar Platformu iş birliği ile yürüttüğü Zehirsiz Kentlere Doğru projesi kapsamında, 12 ve 13 Mayıs 2022 tarihlerinde “Belediyeler Çalıştayı” düzenlendi. Türkiye’nin farklı bölgelerinden belediye temsilcilerinin ve uzmanların katıldığı Çalıştay’da, vektörle mücadelede doğa dostu alternatifler ve bunların uygulanması konusunda bilimsel yaklaşımların, kurumlar arası iş birliğinin ve halkın katılımının önemi ele alındı.
Zehirsiz Sofralar Platformu Koordinatörü Batur Şehirlioğlu, doğaya ve onun döngülerine karşı insan eliyle yapılan her müdahalenin sağlık sorunları, çevre felaketleri ve ekonomik kayıplara yol açtığını belirtti: “Çözüm daha fazla kimyasal veya pestisit kullanmakta değil; doğa ile uyumlu yaşamayı öğrenmek, insan merkezci bakış açısını bırakmak, kendimizi doğanın bir parçası olarak tekrar tanımlamak, üretim ve tüketimde doğayı, doğal döngüler ve süreçleri esas alan, onlar ile uyumlu modeller, teknikler, yöntemler ve sistemler geliştirmekte.”
Dünyada ve Türkiye’de pek çok belediyenin ekolojik ve doğa dostu alternatifler kullanarak zehirsiz kentlerin mümkün olduğunu gösterdiğini söyleyen Şehirlioğlu, yerel yönetimler tarafından ‘Zehirsiz Kentlere Doğru’ atılacak adımları şöyle sıraladı: “Mevcut durum analizinin yapılması, pestisit politikasının oluşturulması ve kararlılık, kademeli geçiş için stratejik eylem planının hazırlanması, denemeler veya pilot projelerin yürütülmesi, kamu farkındalığının yaratılması ve katılımcılığın sağlanması, belediye meclisi üyelerinin siyasi desteğinin alınması.”