Üslup lisan kimin nerede durduğunu, niyetini açık eder her zaman. Asgari Ücret Tespit Komisyonu daha çalışmalarına başlamadan su yüzüne çıkıyor çalışanın yanındaymış gibi görünen hükümetin samimiyetsizliği.
“Toplantıda işçi, işveren ve hükümetten oluşan taraflar 2022 yılı rakamlarını belirleyecek.”
İlk bakışta sözcükler, taraflar, toplantılar, tespit filan gibi ifadeler kulağa teknik ya da adil gelebilir. Ama cumhurbaşkanlığına doğrudan bağlı bir komisyon ve kimsenin pek söz hakkı, pazarlık şansı yok. Kendisi önemli olduğu için değilse de ilgilendirdiği kesim büyük olduğu için iki ay adını çok duyacağız bu komisyonun.
Kış zor geçecek, kombiler yanmadan dolar 10 lira oldu. Sermaye ve müteahhit meraklısı yönetim, kasasını emekçi için baştan düzenler mi? Çalışanın hakkını verir mi, vermez mi? İnsan işaretlerini geçen yılki toplantılarda, satır aralarında arıyor.
2020 asgari ücreti belirlenirken, 2 bin 324 lira 71 kuruşluk ücret için Cumhurbaşkanı, “Rakam çıksın ortaya biz de jestimizi yaparız” demişti. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu “Asgari ücret jest değil, haktır” diye cevap vermişti. İktidarın tercihini önce siyasetçinin dili ele veriyor işte. Müteahhitlerin milyonlarca dolarlık garantili ödemeleri “hak ediş”, çalışanın alın terine verilen 15 - 20 lira “jest”!
2021’de Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, toplantılardan birkaç gün önce “Türkiye’de yoksulluk sorun olmaktan çıktı” demişti. Yoksulu olmayan ülkenin asgari ücret gibi bir sorunu da olmadı, kolay belirlendi. Aylık 2 bin 825 lira 90 kuruş ile geçti bir yıl.
2022’ye geldik, dolar 10, enflasyon kim bilir kaç 20, kaç 30… Çalışma Bakanı “Yoksulluk yok artık” diyemiyor haliyle, onu diyen gitti. Durumu idare etme sırası yeni Bakan Vedat Bilgin’de. O da çıtayı fena yükseltmedi; “Asgari ücreti sorun olmaktan çıkaracağız” dedi.
Sorun; pahalılık, enflasyon, gelir dağılımı adaletsizliği, sorun; çıkar çevrelerine aktarılan kamu kaynakları, sorun; şeffaflıktan uzak ekonomi yönetimi. Sorunu, asgari ücret sanıyorlar.
Kaç lira yaparsanız sorun olmaktan çıkar mesela? 3 bin 500? Yoksa 4 bin mi? Yoksulluk sınırı 10 bin lira olan ülkede en yaygın ücret 3 bin liranın altında, üstelik vergiye tabi.
Yani kazandığı maaşla yoksul bile olamayan, arkasına dahi yaslanacak kadar rahat edemeyen milyonlarca işçi, vergileriyle yönetenlerin konforunu, kamu müteahhitlerinin “hak edişlerini” karşılıyor.
Hatta, CHP milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın çıkardığı Sayıştay raporuna göre eski bir bakanın eşinin altına bedelsiz tahsis edilen makam aracını, o aracın yakıt deposunu bile bir asgari ücretli ödüyor Çalışma Bakanlığı bütçesi eliyle, vergileriyle.
Sonra Çalışma Bakanı çıkıp “Çalışanı koruyacağız, emeğini enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyor.
Az hakkaniyetli olun!
Nasıl yapacaksınız?
Kimden koruyacaksınız vergi veren asgari ücretliyi; kendinizden mi?