Atıf Ünaldı
Apple Store ve Google Play tekeli Amerika’da parlamentoda tartışılmaya başlandı
Ben de merak ettim, bu konuda yorum alabileceğim siyasiler var mı diye. Sorumu birçok parti temsilcisine yolladım. İşte onların bu konudaki cevapları ama önce soruyu sizinle de paylaşalım.
SORU: “Google ve Apple’ın application store’larında tekelcilik konusu Amerika parlamentosunda tartışılmaya başlandı. Bu konuda sizin düşünceleriniz nedir?
Burak Dalgın
Deva Partisi Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Politikaları Başkanı
Konunun üç temel ayağı var:
l Kanal sahipliği
l Piyasa hakimiyeti
l Uluslararası rekabet
Kanal sahipliği konusu Fortnite oyununu da yazan Epic Games’in, Apple’ı, AB’ye yüksek ücret uygulaması şikayetiyle öne çıkmıştı. ABD’de de Google Play hakkında bu tip davalar açılmaya başladı. Telefona yüklenen uygulama mağazalarının geliştiricilerden aldığı ücretler veya başka uygulama mağazalarına izin verip vermemesi buradaki ana nokta.
Piyasa hakimiyeti biraz daha nüanslı zira ABD’de Apple ios’un yüzde 58, google play’in yüzde 42 payı var. Üstelik teorik olarak kullanıcılar başka uygulama dükkanlarına da ulaşabiliyorlar. Ancak tekel davalarının esas kilitlendiği nokta burası olacak.
Nihayet, işin bir de uluslararası boyutu var. AB’nin ‘dijital piyasalar regülasyonu’ (Digital Markets Act) bilhassa ABD’li büyük oyunculara yönelik. ABD’nin bir yandan yurt içinde tekel davaları yürütürken öte yandan ABD firmalarını Avrupa’da korumak gibi bir hedefi olacaktır.
Sonuç: Bu konuların neden tek bir ülke içinde değil de, kapsamlı uluslararası işbirlikleriyle çözülebileceğini bir kez daha görüyoruz.
Taylan Yıldız
İYİ Parti İstanbul Belediyesi Meclis Üyesi
Hayatımıza erişen bütün mobil uygulamaları kontrol eden ve fiyatlanması konusunda söz sahibi bu şirketler, büyüklüklerinden dolayı toplumun toplam faydasını ciddi bir biçimde etkiler duruma gelmişlerdir. Bu platformlarla rekabet etmenin zorluğu aşikardır. Pazar dinamikleri itibariyle duopol olmaya doğru giden bu platformlar her endüstride olduğu gibi bilişim endüstrisinde de toplumsal uzlaşı ile ve toplum çıkarını da gözeterek yönetilmelidir.
Erdal Aksünger
- Dönem İzmir Milletvekili, önceki dönem CHP bilişimden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
Bu tartışma yeni değil.
2019’da Avrupa Birliği Spotify’ın şikayeti üzerine Apple ile ilgili bir soruşturma başlatmıştı. Buradaki iddia Apple’ın Spotify’ı indirmek isteyen kullanıcıları kendi müzik uygulamasına yönlendirmek istemesi veya teşvik etmesi olarak çıktı.
Aynı senenin Nisan ayında Apple’ın 3. parti ekran süresi ve ebeveyn kontrolü uygulamalarını etkisiz kılmaya çalıştığı bir dönem de yaşandı.
Google da son zamanlarda benzer suçlamalarla karşı karşıya. Hatta iddialar daha da ileri gidiyor. Her iki marketin de gizli anlaşmalar yaptığı iddia ediliyor.
Pazarın ciddi boyutlara gelmesi ve süreci satın almalarla sirküle etmekte zorlanan iki dev, büyüme potansiyeli olan şirketleri market içindeki atraksiyonlarla bloke etmeye çalışıyorlar.
Aslında temel problem hala piyasa düzenleyici ve BM altında bir kurumun varlığının tam anlamıyla devrede olmaması.
Yıllardır tartışılan ama bir türlü hayata geçirilemeyen ‘İnternetin Anonimleşmesi’ gibi bu da ciddi lobicilik ile bir türlü tam anlamıyla devreye giremiyor.
Bu iki konu birbiriyle çok ilintili. Bu tür şirketleri dizginleyecek bir düzenleme getirilemezse ve yeni market tabanları için şartlar oluşturulamazsa bir kangren olması kaçınılmaz.
İhsan Cafer Elhan
Gelecek Partisi, Sanayi ve Teknoloji Politikaları İzleme Kurulu Başkanı, Genel Başkan Danışmanı
l Apple ve Google’ın iOS ve Android uygulama mağazaları üzerinde rekabeti engelleyen politikalar izleyip izlemedikleri tartışılıyor malumunuz. Evet, bu platformların sahipleri pazardaki belirleyici konumlarını platform etrafında oluşan ekosistemde üretilen değeri ya kendileri üreterek, ya da üretilen değerden aslan payını kendileri alarak dünya tarihinin en değerli şirketlerini ortaya çıkarttılar. Evet bunu yapıyorlar doğru ancak problemimiz bundan daha derin ve karmaşık. Çok sayıda rekabet önleyici politika yerinde duruyor ve kolay kolay değişmiyor.
l Mesela bugüne kadar Whatsapp arşivlerimiz platform sahiplerinin zorlamasıyla Apple platformunda sadece iCloud üzerinde, Android platformunda ise Google Drive üzerinde saklanıyordu. Kullanıcılar arasında WhatsApp arşivi 20 ila 80 GB arasında değişen çok sayıda kullanıcı var. WhatsApp arşivinizi kaybetmeden platform değiştirmenin ise resmi bir yolu henüz yok ve bu da sizi hala kullandığınız platforma kilitliyor .
l Diğer yandan mobil cihazların toplayabildiği kişisel verilerimizin akıl sınırlarını zorlayan boyutlarda olduğunu biliyoruz. Bu veriye gözünü dikmiş ve bilgilerimizi çalmak isteyen uygulamaların varlığı ise az sayıda insan tarafından biliniyor. Apple’ın sadece 2020 yılında 1 milyon civarında yeni uygulama veya uygulama güncellemesinin uygulama mağazasına ya girişini engellediği, ya da mağazadan çıkarttığı yazılıyor. Bunlar Apple’ın yakalayabildikleri. Yakalayamadıkları yok mu? Mutlaka var.
l Siber güvenlik haberlerini izleyenler, bazı ülkelerin, muhalifleri takip amacıyla arka kapı erişimi seçmeli olarak etkinleştirilebilen uygulamaları geliştirip mağazalara koyduklarını okumuşlardır. Keza geçmişte Hacking Team gibi firmalar bu konuda çok can yaktılar. Açığa çıkınca bu firmaların bazıları kapatıldı ama bu konuda talep hala yerinde ve bunu yapan uzmanlar sadece göz önünden kaçtılar ama karanlıklarda çalışmaya devam ediyorlar.
l Hep bardağın dolu tarafını bize gösteren Apple ve Google bu konularda bize kesin bir garanti veremiyor. Verebilseydi Pegasus gibi casus yazılımları geliştirmek ve yaymak bugünkünden çok daha güç olurdu ve kendimizi daha güvende hissederdik. Pegasus bu teknolojilerin bilinen zirvesi. Bilinmeyen başka aktörleri olmadığından emin miyiz? Kesinlikle değiliz. Hatta bahse girerim vardır. Apple ve Google Pegasus gibi uygulamaları engellemek için ne yaptılar? Henüz bir şey duymadık.
l Mağazalardaki meşru uygulamaların erişimine onay verdiğimiz ya da onay vermek zorunda bırakıldığımız kişisel verilerimizin korunması ise mağazadaki tekelcilik veya bireysel siber güvenlik kadar önemli ve belki de ondan daha büyük bir sorun. Bu teknolojileri daha bilinçli, güvenli kullanabilmek ve kişisel verilerimizi koruyabilmek bu kadar zor ve karmaşık olmamalı. Sahibi oldukları platformların kullanımını kolaylaştırmak için sarf ettikleri çabalardan bizi sürekli haberdar eden platform sahiplerinin bu konuda yeterince iyi bir sınav veremediklerini düşünüyorum. Kişisel verilerimize erişimlerine onay vermediğimiz zaman uygulamalar çalışmayı redediyorlar ve bu izinleri vermeye mecbur kalıyoruz. Platform sahiplerinin verilerimizi mobil işletim sistemi düzeyinde daha iyi korumaları, uygulamaları bu konuda daha iyi kısıtlamaları ve kullanıcılara karar destek mekanizmaları ve uygulama politikaları ile yardımcı olmaları gerekiyor. Maalesef bu konuda hala yeterince iyi değiller ve kişisel verilerini tamamen korumakta bugün siber güvenlik uzmanları bile çaresiz kalabiliyorlar.