Baki Demirel
2020 yılı enflasyon rakamları bize ne söylüyor
Bu yazıyı geciktirmemin en önemli nedeni, aralık ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasını beklemek ve TCMB’nin açıklanan rakamlar üzerindeki değerlendirmesini görmek istememdi. Önce verilerden başlayalım.
Aşağıdaki Grafik 1 de TÜFE’de 2020 yılı Aralık ayında yüzde 1,25, yıllık yüzde 14,60 ve 12 aylık ortalama olarak da yüzde 12,28 artış gerçekleştiği görülmektedir.
Bana göre tüketici enflasyonun artış eğiliminde olmasına neden olan üç önemli durum vardır. Birincisi, sepet içerisinde yer alan 418 maddenin sadece 98 tanesinin ortalama fiyatlarında azalış eğilimi varken, 284 madde de artış eğiliminin devam etmesidir. Zira bu durum enflasyon üzerinde atalet etkisinin güçlü olduğunu göstermektedir.
İkincisi durum ise MB’nin kontrolünde olan fiyatların artış eğiliminin sürmesidir. “Çekirdek enflasyon” dediğimiz özel kapsamlı B endeksi, yıllık yüzde 14.52 artarak artış eğilimini sürdürmektedir. Bu durum MB’nin para politikası gecikme etkilerinin uzunluğundan kaynaklanmaktadır. Çekirdek enflasyonun 2021 yılının ilk iki çeyreğindeki hareketi, MB para politikasının etkinliğini görmemiz açısından önemli olacaktır.
Tüketici fiyatlarındaki artış eğilimini sürdürmesine neden olan üçüncü durum ise Yi-TÜFE’nin artış eğilimini sürdürmesidir. Yİ-ÜFE Aralık ayında yüzde 2,36, yıllık yüzde 25,15 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 12,18 artış göstermiştir. Aşağıdaki Grafik 2 de yıllık artış görülmektedir.
Yİ-ÜFE artış eğiliminin sürdürmesi üretici maliyetlerinin artmaya devam ettiğini göstermesi bakımından önemlidir. Bu bağlamda Yİ-ÜFE, TÜFE için bir gelecek sinyali olmaktadır. Yani tüketici fiyatlarının yükselmeye devam edebileceğini ve gelecekte daha yüksek enflasyonla karşılaşabileceğimiz bilgisini vermektedir.
Açıklanan bu rakamlar sonrası MB her zaman olduğu gibi enflasyon rakamlarını değerlendirdiği bir metin yayınladı. MB metninde dikkat önemli noktalar ise şunlardır:
TCMB her ne kadar salgının ikinci dalgası bazı kısıtlamalara neden olsa da kredi büyümesinin güçlü talebinin birikimli etkilerinin devam ettiğini, yani iç talebin halen enflasyonu desteklediğini ifade etmektedir.
MB ayrıca yaz aylarındaki kur artışının özellikle üretici maliyetlerini yükseltmesine bağlı olarak enflasyonu gecikmeli olarak etkilemeye devam ettiğini belirtmektedir. Benim de yukarıda belirttiğim gibi TCMB, Yİ-TÜFE’nin artış eğiliminden endişe etmektedir.
MB küresel enerji fiyatlarındaki ve yine küresel tarım fiyatlarındaki artıştan da endişe ettiğini söylemektedir. Her iki fiyat hareketinin de MB’nin kontrolünde olmayan yani para politikasının etki edemeyeceği fiyat hareketleri olduğuna dikkat çekmek isterim.
Merkez Bankasının enflasyon konusundaki bir diğer önemli vurgusu ise enflasyonist ataletin güçlü biçimde devam ettiğini kabul etmesidir diyebilirim. Hizmet enflasyonu enflasyon ataleti konusunda güçlü bir veri sağlamaktadır. Bu bağlamda TCMB, bu konudaki endişesinde haklıdır, 2021 yılında da enflasyonun çift hanelerde kalıcılığı oldukça yüksek bir ihtimaldir.
Sonuç olarak MB 2021 yılı enflasyonla mücadelesi oldukça zorlu geçeceğe benziyor. Tek başına MB politikalarıyla enflasyonla mücadele etmek imkansızdır. Bu sözlerimden, “Sıkı para politikası, sıkı maliye politikasıyla desteklenmelidir” gibi bir anlam çıkarılmasın lütfen. Tam aksini savunuyorum. Yani “Para politikası maliye politikasına destek olmalıdır” diyorum. Bu ifademi bir sonraki yazımda açmaya çalışacağım. Esen kalın.