Can Selçuki
128 Milyar İşinde Toplum Nerede?
Muhalefetin 128 milyar dolar nerede kampanyası toplumda karşılık buldu. Önce bu sonuca nasıl vardığımı anlatayım daha sonra da neden olduğunu. TurkiyeRaporu.com’un 17-21 Nisan tarihlerinde Türkiye çapında 1500 kişi ile yaptığı ankette “128 Milyar Dolar Nerede?” kampanyasının toplumda karşılığını araştırdık. İlk soruda katılımcılara kampanyayı doğru bulup bulmadıklarını sorduk. %52 muhalefet tarafından yürütülen kampanyayı doğru bulduklarını ifade etti.
İkinci soruda ise katılımcılara yetkililer tarafından yapılan açıklamaları tatmin edici buluyor musunuz diye sorduk. Katılımcıların %63’ü hayır cevabını verdi. Bu iki soruya verilen cevaplara baktığımızda muhalefetin tezinin toplumda daha fazla karşılık bulduğunu söylemek mümkün.
Muhalefet nasıl toplumu nasıl ikna etti?
Alışık olduğumuz bir durum değil. Yakın zamana kadar iktidarın algı makinasının çok daha etkili çalıştığını biliyoruz. Zaten muhalefet bu alanda hep eleştirilerin hedefi oluyor. Peki ne oldu da bu sefer farklı bir tablo oluştu? 2018 seçimlerinde önceki ekonomi sohbetlerini hatırlıyor musunuz? O zamanlar artık görünür olmaya başlayan makroekonomik kırılganlıkları göz önüne alarak sorulan soru şuydu: “Önümüzdeki yıl Türkiye’nin 200 milyar dolar dış finansmana ihtiyacı var, bu para nereden gelecek?”. Bu sorunun toplumda bir karşılığı yoktu. Zira 200 milyar doların hane halkıyla alakası yoktu, kim nasıl öderse ödesin. Ama ne zamanki Ağustos 2018’de rahip Brunson krizinden sonra kur kontrolden çıktı ve Kasım 2018’de enflasyon, özellikle gıda fiyatları üzerinden mutfağı yakmaya başladı o zaman ekonomi hane halkının temel konusu haline geldi. O zamandan bu zamana işler çok daha kötüleşti. Salgının ve ekonomi de kötü yönetiminin etkisiyle yangın daha da büyüdü
Mutfakta işler kötü giderken toplumu bu tarz makro konulara ikna etmek kolaylaşıyor. Burada tabi ki ekonomi yönetiminde sürekli yapılan değişikliklere rağmen durumda bir değişiklik olmamasının da etkisi var. Ortalama vatandaş Merkez Bankası başkanının kim olduğunu veya hangi politikaları savunduğunu bilmez ve hatta umursamaz. Ancak Kasım 2020’de büyük olaylardan sonra yapılan değişiklilerden sonra görünürde hiçbir sebep olmamasına rağmen yapılan değişikliği sorgular.
Kampanyanın etkili olmasında payı sadece kötü giden ekonomi ve yönetime bağlamak haksızlık olur. Başta CHP yönetimi ve örgütleri olmak üzere muhalefet mesajın iletilmesi için başarılı bir şekilde organize oldu. Televizyonlarda ardı ardına yapılan açıklamalar ve Türkiye çapında asılan pankartlar konunun gündemde kalmasına yardımcı oldu. Bunun etkisiyle pankartların apar topar kaldırılmasına dair girişimler toplumda bu işte bir terslik olduğu fikrini kuvvetlendirdi.
Ancak yol kazaları da oldu. İlhan Kesici’nin sonradan düzeltse de yaptığı açıklama ve daha sonra Engin Altay’ın çok farklı yerlere çekilebilecek açıklamaları muhalefetin bu organizasyonuna gölge düşürdü. Buradan çıkartılması gereken iki tane siyasal iletişim dersi var. Birincisi gündem olacak mesajların sürekliliğinin sağlanması. 128 milyar dolar hikayesi yakında enerjisini kaybedecektir. Bundan sonra ne geleceğinin hesaplanmış olması gerekir. İkincisi ise bence çok daha önemli. Siyasi partiler, özellikle kurmaylarının, nerede ne şekilde göründüğünü ve ne söylediğini çok sıkı kontrol etmek zorunda. Zira iletişiminiz en zayıf halkanız kadar kuvvetli.