Türkiye için tehlike çanları çalıyor! Rakamlar endişe veren boyuta ulaştı
Türkiye'de doğurganlık hızının Avrupa ülkelerine göre geride kalması endişe verici bir durumu ortaya koymaktadır. Son dönemde yaşanan sert düşüş, gelecekte demografik ve ekonomik açıdan birçok tehlikeyi beraberinde getirebilir. Azalan doğum oranı, ülke genelinde nüfus dengesizliği ve yaşlanma sorunlarına yol açabilir.
Uzun yıllardır Türkiye'nin öne çıktığı genç nüfus ortalaması alarm vermeye başladı. Doğurganlık oranı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de düşüşe geçti. Son yılların rakamlarına bakıldığında Türkiye'deki doğurganlık oranının birçok Batı ülkesinden daha kötü durumda olduğu görüldü. Doğurganlık hızının kademeli şekilde düşmeye başlamasıyla gelecek için birçok tehlike öngörülürken keskin düşüşün engellenmesi için bazı çalışmaların yapılması gündeme geldi.
DOĞURGANLIKTA SERT DÜŞÜŞ
Türkiye’nin nüfusu 2008 yılında 71 milyon 517 bin kişiyken, 2024 yılı itibariyle 85 milyon 372 bin 377 kişi oldu. Ülke nüfusu 16 yılda 13 milyon 855 bin 377 kişi artarken doğum oranlarında ise çok keskin bir düşüş görüldü. TÜİK verilerine göre, 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık oranı 2023 yılı itibariyle 1,51'e kadar düştü. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10'un altında kaldığını gösterdi.
DOĞURGANLIK HIZININ ZİRVELERİ VE DİPLERİ
Türkiye'nin doğurganlık hızının en yüksek ve en düşük olduğu iller ise yine TÜİK verilerinde ortaya çıktı. Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 2023 yılında 3,27 çocuk ile Şanlıurfa oldu. Bu ili 2,72 çocuk ile Şırnak, 2,40 çocuk ile Mardin izledi.
Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,13 çocuk ile Bartın oldu. Bu ili 1,14 çocuk ile Zonguldak ve Karabük, 1,16 çocuk ile Kütahya izledi.
AVRUPA'DAN DAHA KÖTÜ DURUMDAYIZ
Doğurganlık hızında Türkiye'nin Avrupa ülkeleri ile karşılaştırılması durumunda ise durumun vahameti daha net ortaya çıkıyor. Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin toplam doğurganlık hızı incelendiğinde Türkiye'nin birçok AB ülkesinin arkasında kaldığı ve birçok Batı ülkesinin de gerisinde kalma durumunun oluştuğu net bir şekilde görülüyor.
Avrupa'da 2022 yılında en yüksek toplam doğurganlık hızına sahip olan ülke 1,79 çocuk ile Fransa olurken, en düşük toplam doğurganlık hızına sahip olan ülke ise 1,08 çocuk ile Malta olduğu belirtiliyor. Türkiye'nin Fransa, Romanya, Bulgaristan, Çekya'nın ardından beşinci sırada yer aldığı gözler önüne seriliyor.
Türkiye'nin 1,63 doğurganlık hızıyla 5. sırada yer aldığı listede diğer ülkelerin sıralamaları ise şu şekilde gerçekleşiyor;
- 6. Slovakya: 1.57
- 7.Macaristan: 1.56
- 8.Danimarka: 1.55
- 9.Slovenya: 1.55
- 10. İrlanda: 1.54
- 11. İsveç: 1.53
- 12. Belçika: 1.53
- 13.Hırvatistan: 1.53
- 14. Hollanda: 1.49
- 15. Letonya: 1.47
- 16. Almanya: 1.46
YENİ UYGULAMALAR GÜNDEMDE
Azalan doğurganlık hızının Türkiye için birçok tehlikeyi içinde barındırmasının ardından doğum hızının yükseltilmesi için bazı uygulamaların gündeme alınabileceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Azalan doğum oranları ülkemizde de alarm veriyor. Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir" sözlerinin ardından ilgili bakanlıkların konuyla ilgili bazı adımları atması öngörülüyor.
Doğurganlık hızının artırılması için uygulamaya alınabilecek konular arasında kadınların iş hayatındaki izin süresinin uzatılması ve çocuk başına devlet desteği verilmesi gibi konular gündeme geldi. Yapılabilecek teşvikler içerisinde doğum yapan kadınların doğum izninin 1 yıla çıkarılması atılabilecek adımlar arasında.
Diğer yandan ise dünya genelindeki örnekler de göz önünde bulundurularak devletin ikinci ve üçüncü çocuk için ailelere kademeli olarak destek vermesi konuşulan konular arasında yer alıyor. Kreş veya kira desteği ya da kadının özlük hakkı ile beraber maaşında yapılabilecek bazı düzenlemeler de gündeme gelebilecek konular olarak öne çıkıyor.
ANKETTE DİKKAT ÇEKEN SONUÇLAR
Doğurganlık oranlarındaki düşüş anket şirketlerinin araştırmalarına da konu oldu. Areda Survey Türkiye genelinde 2 bin 503 kişiyle gerçekleştirdiği araştırmasında kamuoyuna doğurganlık oranlarıyla ilgili sorular yöneltti. Areda Survey'in araştırmasında vatandaşların konuyla ilgili hükümetten destek beklediği gözler önüne serildi.
Areda'nın "Türkiye'de düşen doğurganlık oranıyla başa çıkmak için hükümet bu konuda politikalar geliştirmeli midir?" sorusuna yüzde 79,8 oranıyla 'evet' cevabı verildi.
Ankette sorulan "Çalışan kadınların doğum sonrası annelik izninin 1 yıla uzatılması nüfus artışını olumlu yönde etkiler mi?" sorusuna ise yüzde 52,6 oranında 'evet' cevabı verildi.
KAYNAK : Haber7
Kaynak:Haber Merkezi