Tuğçe Küçük
ŞAH YÖNETİMİNİN TEHDİT UNSURU ÖZGÜRLÜKÇÜ YAZAR SAMED-İ BEHRENGÎ
Samed-i Behrengî 1939-1968 yılları arasında yaşamış olan İranlı öğretmen, çocuk kitapları yazarı, halk hikayeleri ve masal derleyicisidir. Sorgulamayı, düşünmeyi aşılayan, adaletten özgürlükten, eşitlikten yana duran kitapları insan dışı karakterlere hayat vererek çocukları hayali ve masalsı bir dünyaya götürürken yetişkinleri de etkileyecek, düşünmeye sevk edecek sanatsal bir anlatım gücüne sahip.
Samed-i Behrengî, 1939 yılında Tebriz’de beş çocuklu yoksul bir Azerî işçi ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. Muhammed Rızâ Şah döneminde dünyaya gelen Behrengî, dönemin İran’ının düşük hayat standartları içinde, en küçük muhalif bir hareketin İran Gizli Servisi tarafından sert bir tavırla bastırıldığı bir ortamda, kısacası İran’da yaşanan siyasi ve sosyal atmosferin ortasında yetişti.
Muhammed Rızâ Şah döneminde yaşanan olaylar elbette İran dili ve edebiyatı üzerinde de etkiliydi. İşte bu dönemde Dünya Edebiyatına değer katan birçok önemli şair ve yazardan biri de Samed-i Behrengî’ydi.
‘Senin karnın doyuyor diye bütün canlıların tok olduğunu mu sanıyorsun?’ Ulduz ve Kargalar
Halkçı aydın Samed-i Behrengî
Samed-i Behrengî’nin 29 yıllık yaşamı, köy köy dolaşıp öğretmenlik yaparak, çocuk hikayeleri ve halk masalları yazarak- derleyerek, çeviriler yaparak geçti.
İlk okulu bitirdikten sonra Tebriz’deki öğretmen okuluna devam etti. Eğitimini tamamladıktan sonra da hayatının sonuna kadar yani 11 yıl boyunca köy köy dolaşarak öğretmenlik yaptı. Halkın sosyal ve ekonomik yapısını inceleyerek çalışmalarda bulundu. Azerbaycan ve İran halk edebiyatını inceledi, ağızdan ağza dolaşan halk masallarını toplayarak bu malzemeyi Türkçe ve Farsça olarak tekrar kaleme aldı. Edebî faaliyetlerinin belki de en önemlisi olan bu çalışmasının yanı sıra, Azerî folkloru ve İran eğitim sistemi üzerine eğildi.
Şah yönetimine tehdit unsuru
Eğitim sisteminde değişiklik yapılmasını istiyordu. Bununla ilgili olarak sistemin aksayan yönlerini tespit edip çözümler üretmeye çalışıyordu. Dönemin önemli gazete ve dergilerinde takma adlarla eğitim sorunu ile ilgili makaleler yazıyordu. Behrengî, Amerikan ideallerini yücelten bakış açısına karşıydı. Bunun yanında devletin baskı ve sömürü düzenini de eleştirmekteydi. Çocuk kitapları denince bugün de akla gelen isimlerden olan Behrengî’nin kitapları, hayatın içindeki sorunları, sistem eleştirisini masalsı bir anlatımla ustaca sunarak hem yetişkinlerin hem de çocukların okuyabileceği bir niteliğe sahiptir ancak Şah yönetimi içerisinde özgürlük, eşitlik, adalet gibi kavramları öne çıkardığı eserleri elbette sakıncalı ve tehditkâr bulunuyordu. Nitekim yetmişli yılların hemen başında devlet yönetimi Behrengî’nin hikâyelerini ve masallarını yasakladı. 1979’daki devrimi takip eden kısa süreli özgürlük döneminde ise kitapları çok büyük miktarda basıldı. Ancak yeni yöneticilerin onun ne kadar tehlikeli olduğunu anlamaları uzun sürmedi ve Behrengî tekrar yasaklı isimler arasına girdi. Çünkü monarşinin sona ermesi baskının bittiği anlamına gelmiyordu. Behrengî’nin kitapları ile büyüyen çocukların zihinlerinde yeşerecek olan özgürlük, adalet, eşitlik kavramları yeni baskıcı yönetimler için de tehdit unsuru olmaya devam ediyordu. Sonuç olarak yasaklanan, korkulan, tehdit olarak algılanan nice yazarlara olduğu gibi Behrengî de, bugün de hem yetişkinler hem de çocuklar için adından söz ettirmeye devam etmekte.
‘Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?’ Küçük Kara Balık
Boyun eğen değil başkaldıran
Bahsettiğimiz üzere, Muhammed Rızâ Şah’a, ülkenin içinde bulunduğu duruma karşı muhalif bir tutum içerisinde olan Samed-i Behrengî, rejime ve ülkenin içinde bulunduğu hale olan eleştirisini kitaplarında dile getirmekteydi. O, henüz 29 yaşındayken Azerbaycan’da bulunan Aras nehrinde yüzerken geçirdiği bir kazada hayatını kaybetti. Muhalif fikirlerin filizlenmeden kökünün kurutulduğu bir baskı ortamında özgür düşünceden, adaletten, eşitlikten bahsetmekten çekinmeyen yazarın ölümü elbette birçok kişi tarafından şüpheli görüldü. Kimilerince Behrengi’nin Şah’ın gizli polis örgütü tarafından öldürüldüğü iddia edildi…
En nihayetinde Samed-i Behrengî, boyun eğen değil başkaldıran olmayı seçmiştir. Sorgulayan, düşünen, direnen olmayı seçmiş ve bunları öğütlemiştir.
‘Şimdi ölüm çok kolay uğrayabilir bana! Ama ben yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmemeliyim. Elbette bir gün ölümle karşılaşırsam -ki karşılaşacağım- önemli değil, önemli olan şu ki benim yaşamamın veya ölümüm başkalarının yaşamını nasıl etkileyecek.’ Küçük Kara Balık