Memetcan Demiray

Memetcan Demiray

Her şeye rağmen: Euro 2020...

Azıcık 'normalleşme'yi, azıcık hayattan tat almayı hepimiz hak etmedik mi? Şimdi lütfen Covid-19, enflasyon ve kirli siyaset gibi gündemlerden biraz sıyrılabilir miyiz? Çünkü 16. Avrupa Futbol Şampiyonası beş gün sonra başlıyor!


Euro 2016'da nerede olduğunuzu ve ne yaptığınızı hatırlıyor musunuz? Çok uzak gibi, değil mi?.. Ama işte yıllar su gibi aktı ve Koronavirüs salgını nedeniyle bir yıl ertelenen Euro 2020 geldi çattı!
İlk kez 1960'ta ve sadece dört takımla düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası, efsane kaleci Lev Yashin önderliğindeki Sovyetler'in zaferiyle sonuçlandığından beri hayatımızın önemli bir parçası... Zira dört yılda bir tanıklık ettiğimiz bu turnuva, bir anlamda Dünya Kupası'na duyulan özlemi gideriyor. Ve Arjantin, Güney Kore, Kamerun gibi gezegenin tüm renklerini kapsamasa da Avrupalı yıldızlardan müthiş anılar bırakıyor.
Öyle ya... Kim unutabilir Jupp Derwall yönetimindeki Almanya'nın kazandığı Euro 1980'i?.. O Derwall ki dört sene sonra Galatasaray'a gelecek ve Türkiye futbolunda devrim yapacaktı. Ve şampiyon kadrodan Harald Schumacher, 88-91 arası Fenerbahçe'nin kalesini korurken Hans-Peter Briegel ile Bernd Schuster, yıllar sonra Beşiktaş'a teknik direktör olacaktı. 

EFSANELER DE VAR SÜRPRİZLER DE!..

1988'in finalinde Sovyetler Birliği'ni 2-0 yenen Hollanda, Van Basten ve Gullit'li kadrosunu kuşaklara ezberletecekti. 92'de yine bir kaleci, bu kez Peter Schmeichel yıldızlaşacak ve Danimarka, sürpriz şekilde şampiyon olacaktı. Demek ki çok koşup çok çalışınca "modern futbol"da her ihtimal vardı!
2004'te mucize tersten (!) gerçekleşiyor, bu kez gol atmayı değil gol yememeyi başaran Yunanistan neredeyse tüm maçlarını 1-0 kazanarak tarihe geçiyordu! Kimileri bu "defans futbolu"nu sıkıcı bulup eleştirse de kupa artık Atina'daydı!
Sonraki yılları İspanya domine edecek ve iki kez üst üste şampiyon olan tek takım olma unvanını kazanacaktı. Ve son turnuvada pek beğenilmeyen Portekiz, İzlanda'nın parladığı gruptan ancak averajla çıkacak, ama uzatmalar ve penaltılar derken sürpriz bir şekilde kupayı alacaktı! Şimdi... 2016'da neredeydiniz, hatırladınız mı?

TÜRKİYE 6. KEZ SAHNEDE...

Türkiye için de turnuva tarihi hayli renkliydi. İlk kez Fatih Terim ile İngiltere'deki Euro 96'ya katılan A Milliler, sıfır golle (!) grup sonuncusu olarak hayal kırıklığı yaratmıştı. Euro 2000'de ise Mustafa Denizli ile çeyrek final gelecekti. Ama dönemin Rui Costa'lı, Luis Figo'lu ve Nuno Gomes'li Portekiz'i, Türkiye'yi 2-0 ile eleyecekti.
2008'de Fatih Terim, bu kez Milli Takım'a tarihinin en iyi derecesini kazandıracaktı. Terim'in Galatasaray ve Fenerbahçe'nin yıldızlarından harmanladığı 11'i, son dakika golleriyle maçlarını kazanırken çeyrek finalde Hırvatistan'ı da uzatmada eleyecekti. Ama "kader" işte... Yarı finalde Almanya'ya 90. dakikada yediği golle (2-3) elenecekti. 
Euro 2016'ya yine Fatih Terim'le giden Türkiye, bu kez  tek galibiyetle turnuvaya veda ediyordu. Yani bir jenerasyonun daha sonuna gelinmiş, A Milli Takım için yenilenme vakti gelmişti.

KAÇAN KURTULDU!

Nitekim o yenilenme, bizzat Türkiye futbolundan kaçıp kurtulan gençlerle sağlanacaktı! Erken yaşta kendini Avrupa'ya atmasını bilen Çağlar Söyüncü, Merih Demiral, Ozan Kabak gibi yeteneklerle artık Türkiye'nin üst düzey bir defans hattı vardı! Zeki Çelik ve Yusuf Yazıcı, Lille ile Fransa şampiyonu olurken 36 yaşındaki Burak Yılmaz bile aynı takımda yeniden doğmuş, altın çağını yaşamıştı!
Demek ki kişisel çıkar peşindeki kulüp yöneticileri ve menajerlerin, her kararı ayrı "tartışmalı" hakemlerin ve siyasetle iç içe geçmiş karanlık "iş adamları"nın liginden uzak durmakta büyük fayda vardı! Bunu başaran yeni jenerasyon, işte Şenol Güneş'in elinin altında hazır ve nazırdı!

11 ÜLKE VE FORVETLERİN VEDASI!..

Şimdi herkes, Güneş'in bu oldukça potansiyelli "Avrupalı" gençlerle ne yapacağını merakla bekliyor. Fenerbahçe'nin üç, Beşiktaş ve Galatasaray'ın sadece iki futbolcu verebildiği 2021 model A Milli Takım, 11 Haziran akşamı Roma Olimpiyat Stadı'nda İtalya'yla ilk maçına çıkıyor!
Euro 2020, dünya futbolu için de özel bir önem taşıyor. İlk kez 11 ayrı ülkenin ev sahipliği yapacağı şampiyonada, 24 takımın sadece grup maçları için ortalama 1789 kilometre uçak yolculuğu yapacağı öngörülüyor!
Stadyumların Covid-19 sonrası ilk kez büyük çapta seyirci alması da şimdiden heyecan yaratıyor! Bavyera, pilot proje olarak Münih'teki maçların 14 bin seyirciyle oynanmasına karar verdi bile... Budapeşte ise 61 bin kişilik Puskás Aréna'yı çok sıkı önlemlerle tam kapasite doldurmayı planlıyor!

Ve "forvetlerin turnuvası" olarak da gösterilen Euro 2020; Cristiano Ronaldo, Robert Lewandowski, Karim Benzema ve Thomas Müller'i belki de son kez canlı izleyeceğimiz bir uluslararası şov özelliği taşıyor!
Bu satırların yazarı 2016'da Köln sokaklarında bira içiyor ve iyi oynadığı için İzlanda'yı destekliyordu! Şimdi dört duvar arasında da olsa aynı renkli günleri yaşamaya hazırlanıyoruz! 2024'te nerede olacağımızı bilmediğimize göre hepimiz, bu "normalleşme"yi sonuna kadar hak ediyoruz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Memetcan Demiray Arşivi