Memetcan Demiray
Açın YouTube'un önünü!
2000'lerin başında siyasetçi gömleğiyle seçim meydanlarını sallayan Cem Uzan şimdilerde konuk olduğu canlı yayınlarla ses getiriyor. Üstelik on binleri ekran başına çekerken döner - pilav dağıtması da gerekmiyor! Peki keramet Uzan'ın "dijital çağa" ayak uyduran şovunda mı, yoksa Türkiye mi 20 yıldır yerinde sayıyor?
Yaşı yetenler için 90'ların en renkli simalarından biriydi Cem Uzan... Öyle ya, dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal ile ortak olup ülkenin ilk özel televizyonunu kuran oydu. Magic Box, Star TV derken hayatımıza Teleon kutuları ve Kral FM'ler "damardan" girecek, medyamız patates cipsi hediye eden (!) gazetelerle tanışacaktı! Türkiye iletişim çağına hızlı adamlar atarken TRT'li hayat çok ama çok gerilerde kalmıştı.
Aynı yıllar Cem Uzan'ın reklam kampanyaları da hayli ses getirecekti. Telsim için Cem Yılmaz kamera karşısına geçecek ve "Ajda Hanım, gerginiz bugün!" repliğiyle unutulmazlar arasına girecekti. Yılmaz Erdoğan ve Fatih Terim... Telsim'in olağan ekran yüzleriydi.
Bir de "çok kazandıran banka" vardı ki ayda 600 Alman markı geri ödemeyle herkese otomobil kredisi vermekteydi. Reklam filmindeki kadın bu haberi duştan çıktığında öğrenip sevinç içinde kalıyordu. Evdeki erkeğe dönüp "Macit, beni otomobillendir" diyecekti. Macit'in cevabı kadının bornozunu sıyırıp usulca yere atmaktı! Ailece televizyon izlenen saatte evlilik dışı ilişki ve seks iması... Oysa İmar Bankası'nın reklamı o günkü Türkiye'de tüm bunlardan önce "cinsiyetçilik"le suçlanacaktı.
BİR HAYAL: GALATASARAY BAŞKANLIĞI
Cem Uzan'ın agresif girişimciliği futbolda da kendini gösteriyordu. Satın aldığı İstanbulspor'a Leo Beenhakker ve Oleg Salenko gibi transferler yapan Uzan; Oğuz'lu, Aykut'lu, Sergen'li kadrolarla istediği başarıya ulaşamayacak, sonunda kulübü borç içinde kaderine bırakacaktı. Kimilerine göre en büyük hayali Galatasaray'a başkan olmaktı ve İstanbulspor'a milyarlar yatıran biri... Âşık olduğu kulübe neler yapmazdı! Fakat kimileri için Uzan'ın başkanlığı Galatasaray'ın iflası demekti. Zira hırsları uğruna fevri kararlar alan genç patron, asırlık çınarı hızla borçlandıracak, hevesi geçince arkasına bakmadan kaçacaktı. Tıpkı Adanaspor örneğindeki gibi...
Nitekim kendi yolunu çizmek isteyen Galatasaray'ın "iç dinamikleri" de ikinci senaryoyu akla yakın buluyor, kulübün kapısını Uzan'a tamamen kapatıyordu. Peki başkan seçilse ne olurdu? Futbolseverler çeyrek yüzyıl bu soruyu tartışıp duracaktı.
DÖNER EKMEKLE İKTİDAR YOLUNDA!..
"İdolü"nün Berlusconi olduğu söylenen Cem Uzan'ın yeşil sahadaki "şov"u bitince köşesine çekilip tarım ve hayvancılıkla ilgilenmesi beklenemezdi elbette... Kendine tüm bunları da içeren yepyeni bir meşgale bulmalıydı ki işte o da politikaydı!
2002'de seçimlere birkaç ay kala apar topar Genç Parti'yi kuruyor ve meydanlara iniyordu. Ama ne inmek!.. "Ezilenler iktidar olacak"tı sloganı ve bunun için onlara her mitingde döner - pilav ikram etmek lazımdı! DYP, DSP gibi köhnemiş partilere "Açın Türkiye'nin önünü!" diye sesleniyor, kolları sıvalı beyaz gömleğiyle "Durduramazsınız!" diye haykırıyordu. Konserler, medya desteği ve milliyetçilik sosuyla tatlandırılan bu yeni "şov", iki ayda yüzde 7,25 oy alarak herkesi sarsacaktı.
Uzan kendince büyük başarı elde etmişti ama ona akan oylar DYP ve MHP'yi kıl payı baraj dışına atmıştı. Böylece AKP sadece yüzde 34 oyla meclise 363 milletvekili sokuyor, tek başına iktidara geliyordu. Nitekim bir sonraki seçimde Genç Parti'ye teveccüh yüzde 3'e düşecekti. Zira Türkiye de artık kendine yeni bir yol çizmekteydi. Tıpkı Galatasaray gibi...
CEM UZAN'A HAPİS ŞOKU!..
Sonrası malum... Gazetelerde "Cem Uzan'a hapis şoku!" manşetlerinin eksik olmadığı yıllarda şirketlerine tek tek el konacak, Çukurova ve Kepez Elektrik derken geriye zimmet ve dolandırıcılık davaları kalacaktı. Ya İmar Bankası? Yoksa Macit bizi hortumlamış mıydı?
Suçlamaların ardı arkası kesilmezken Uzan da soluğu Fransa'da alacaktı. Evine yapılan polis baskınında tam 3 bin 348 şişe Château Pétrus "ele geçirilen" Uzan şimdi o şarabın ana vatanında "siyasi sığınmacı"ydı.
Ama "gözden ırak" olduğu yıllarda da popülaritesinden bir şey yitirmeyecekti. Sosyal medyada kendisini izleyenler hayretler içindeydi. Baksanıza, sırf yanında götürdükleriyle jet sosyete hayatı yaşıyordu! Demek ki adamda ne para vardı! "Motorola'ya külahını ters giydirmişti" sonuçta... Kim bilir, belki Türkiye'de kalsa... Ekonomiyi şahlandırırdı! Kınamayla karışık gıpta, her koşulda zenginliğe tapma... Türkiye'de seçmen olmanın ilk şartıydı!
Bazıları içinse giderek "özlenen siyasetçi profili"ne dönüşüyordu. Badem bıyıklı, kaba saba kasaba politikacıları yanında sarışın, renkli gözlü bir lider... Üstelik kadeh ve puro da eline yakışıyordu. "Kaybettiğin başbakana bir dön bak" sloganı... Facebook ve Twitter'da elden ele yayılacaktı.
'BİZİ İZLEMEYE DEVAM EDİN!'
Ve geldik günümüze... Enflasyon patlamış, mevcut partiler umut vermezken şartlar 2002'yi mumla aratıyor ve o da nesi?! Türkiye yine Cem Uzan'ı konuşuyor!
Murat Muratoğlu'ndan Zanka TV'ye, Ezo Özer'den Lale Özan Arslan'a pek çok yayıncının söyleşi yapmak için sıraya girdiği Cem Uzan, Şaban Sevinç'in YouTube'daki canlı bağlantılarıyla on binlere ulaşıyor. 2023 için cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklayan Uzan, seçilirse ülkeyi birkaç senede Avrupa Birliği'ne üye yapacağını iddia ediyor. Yeri geliyor döviz kuru yorumluyor, Suriyelileri ülkelerine göndermek için her birine 1000 dolar ödemeyi öneriyor. Ve en önemlisi, "Mazot 1 TL olacak!" vaadinin yerine içkide ÖTV'yi kaldırmak almış, HDP ile görüşebileceğinin altını cesaretle çiziyor.
2002'nin "ezilenleri" iktidar olmuş, orta sınıfı, "seküler kesim"i günden güne bitirirken Cem Uzan şimdi "yeni ezilenler"in duymak istediklerini söylüyor! Şapur şupur öpüşmeli, kan ter içindeki mitinglerin yerine Paris'teki villasından arzıendam ediyor. Ve tüm bunları yaparken kimseye döner - pilav dağıtması da gerekmiyor!
Ülkenin kasasını kime emanet edersiniz sorusu çok başka... Ama hangimiz YouTube'da bir saat ayırmak isteriz Akşener ya da Kılıçdaroğlu'nun iç sıkıcı konuşmalarına?.. Yılların medya patronu Uzan "after party" müjdeli şovuyla işte bu "heyecan" açığını kapatıyor.
Komplo teorisyenleri onun tıpkı 2002'deki gibi "muhalif oyları bölmek" için "ortaya çıkartıldığını" söyleyedursun... 20 yıl sonra Türkiye yine bir yol ayrımında ve Cem Uzan'ı izlemeye devam ediyor.