Ali Arayıcı
Yurt dışında oy kullanma sistemi eşitlikçi ve katılımcı değil
CHP Yurt Dışı Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın “yurt dışının ayrı bir seçim çevresi olmasına ilişkin kanun teklifi” vermesi önemlidir. Bunu, bütün siyasi partiler desteklemelidir. Bu çabaların, oy kullanma sisteminin değiştirilmesi, daha demokratik ve katılımcı hale dönüşmesi; 12 Eylül mağduru T.C. vatandaşlığından çıkarılan vatandaşların da oy kullanmaları için, bir afla vatandaşlık haklarının verilmesi konularında da sürdürülmesi gerekir.
Yurtdışındaki göçmen emekçiler, Türkiye’deki halk oylaması, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde oy kullanma, seçme ve seçilme hakkına “298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki kanunla kavuştu. Yerel seçimler, kanun kapsamının dışında kaldı.
KATILIM DÜŞÜKYSK verilerine göre, 2014 yılında, kayıtlı yurt dışı seçmen sayısı 2.798.726’dır. Cumhurbaşkanlığı 1. turunda oy kullananların sayısı, 530.135’dir. Geçerli oy sayısı ise 526.559’dur. Katılım oranı, % 18.8’dir. Seçmen nüfusun %81.2’si, çeşitli nedenlerle oy kullanamadı. Bu durum, 7 Haziran 2015’teki milletvekili genel seçiminde 1.056 bine; 1 Kasım 2015 erken milletvekili genel seçiminde, 1.300 bine; 16 Nisan 2017’deki Anayasa değişikliğinde 1.400 bine; 24 Haziran 2018’deki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinde ise 1.525 bine yükseldi.
Siyasal katılımın her geçen yıl daha çok artmasına karşın, bu verilerin istenilen düzeyde olduğu söylenemez. Yaklaşık 1.4 milyon insan oy kullanma hakkını yerine getiremedi. 18 Haziran 2023’te yapılacak milletvekili genel seçiminde toplam seçmen sayısının, yaklaşık 3.2 milyon olacağı tahmin ediliyor. Bu demektir ki, bu seçimde de 1.5 milyondan fazla insan oy kullanamayacaktır. Bu insanların %90’ı, CHP, HDP ve diğer sol partilere oy verecek insanlardır.
Oy kullanmanın düşük olmasını sadece insanların kayıtsızlığı ve duyarsızlığı ile sınırlamamak gerekir. Katılımın düşük olmasında, sandık sayısının yetersiz olması da etkilidir. Bu durum, birçok ülkede seçmenleri zor durumda bırakıyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde, seçmenlerin yaşadıkları yerleşim birimlerinde yeteri kadar seçim sandığı mevcut değildir.
Yüz binlerce insan, oy kullanabilmek için, yüzlerce kilometre uzaktaki kentlere gitmek zorunda kalıyor. Bu ortam, oy kullanmaya karşı ilgisizliği ve kayıtsızlığı beraberinde getiriyor. Bu durum karşısında, siyasi iktidarın duyarsızlığı ve gerekli önlemleri almaması kabul edilemez.
Başka nedenler arasında, oy kullanma döneminde işverenlerin çıkardıkları güçlükler, umursamazlık, ciddiye almama, siyasete karşı duyarsızlık gibi etkenlerin varlığı sayılabilir.
12 EYLÜL MAĞDURLARI12 Eylül 1980 askeri faşist yönetimden sonra, yurt dışına çıkmak zorunda kalan, vatandaşlıktan çıkarılan, bulundukları ülkelerin vatandaşı olan, on binlerce emekçinin; T. C. pasaportu ve kimliği olmadığından dolayı, en temel insan haklarından biri olan oy kullanma hakkını kullanamıyor. Bu durumda olan insanlar için, ivedi bir af çıkarılarak bu hakkın verilmesi gerekir.
Geçmiş seçimlerde, YSK’nın listesinde olup olmadığını kontrol etmeden, oy kullanmaya gelenler arasında; adları listede olmadığı için, oy kullanamadan geri dönen on binlerce insan oldu. Bu insanlar, 18 Haziran 2023’te de oy kullanma hakkından mahrum kalacaktır.
Bu insanların en temel haklarını yerine getirememesi, onların siyasi iradesine saygı duyulmaması ve hiçe sayılması kabul edilemez.
NE YAPILMALI?Siyasi iktidarlar, göçmenlerin onayı olmaksızın bunların lehinde veya aleyhinde karar alma hakkına sahip değildir. AKP iktidarının kendi öznel çıkarlarının dışında, bu sorunun çözümüyle ilgili ciddi bir önlem aldığı söylenemez.
1- Yapılması gereken ilk iş, 18 Haziran 2023’te yapılacak genel seçimde, oy kullanacak olan göçmenlerin, sandığa kısa ve en kolay yoldan ulaşması için önlemlerin şimdiden alınması kaçınılmazdır.
2- Bunlardan biri, seçmenlerin elektronik posta adresleri ve telefonlarına mesaj gönderilmesi başta olmak üzere; çeşitli bilgilendirme ve uyarma yöntemlerinin uygulanmasıdır.
3- Başka bir alternatif, göçmen emekçilerin bulundukları ülkelerde yoğun yaşadıkları kentlerin belediye başkanları ve yerel yöneticileriyle işbirliği içinde olarak oralara konulacak seçim sandıklarında oy kullanılması sağlanmalıdır.
4- Dışişleri yetkilileri, YSK başta olmak üzere; göçmen emekçi örgütleri ve temsilcileri, sivil toplumsal kuruluşları bu konuda aktif bir biçimde devreye girmelidir.