Tolga Sardan
Yaşlılarımız, gençlerimiz ve çocuklarımız biraz daha dayanmalılar…
Dünyayı sarsan, toplumsal ve ekonomik dengeleri alt üst eden Koronavirüs’ün Türkiye’de görülmesiyle başlayan süreçte yedinci hafta geride kalmak üzere.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın televizyon ekranlarından açıkladığı ilk vakayla birlikte Covid-19’la yüzleşen ülkemizde bugün itibarıyla 900 binden fazla test yapıldı. Test sonuçlarına göre, 112 bin 291 Covid-19 vakası tespit edilirken, 2 bin 900 Covid-19 hastası yaşamını yitirdi.
Virüsün Türkiye’de görüldüğü ilk günlerde, toplumsal izolasyonu sağlamak amacıyla özellikle büyük kentlerde sokağa çıkma yasağı uygulamasının başlatılması beklentisi vardı.
Fakat ülkenin ekonomik göstergelerinin etkilenmemesi için hükümetin uygulamaktan kaçındığı sokağa çıkma yasağı, virüsle mücadele rakamlarının istenilen düzeye gerilememesi nedeniyle bir süre sonra kaçınılmaz oldu.
Hükümet, önce 65 ve üzeri yaştaki yurttaşlar ile 20 yaş altındaki gençler için sokağa çıkma yasağını süresiz olarak başlattı. Yanı sıra, bahar mevsimi nedeniyle özellikle hafta sonlarında sokağa çıkışları denetim altına alınamaması sebebiyle bu kez kısıtlama getirilmeyenlerin izolasyonunu sağlamak için kısmi sokağa çıkma yasağı yürürlüğe konuldu.
•••
Sokağa çıkış kısıtlamaları virüsle mücadelede beklenen azalmayı sağladı kuşkusuz. 10 Nisan gecesinde yaşanan kaotik durumu saymazsak virüsün yayılma hızı yüzde 27’den tek haneli rakamlara indi. Bununla bağlantılı olarak, kimi akademisyenlerin yanında hükümetin de yaptığı açıklamalarda ortaya konan olumlu tablo, özellikle 65 yaş üzeri ve 20 yaş altındaki kısıtlı grupta “sokağa çıkma” beklentisini yarattı.
Sosyal medya başta olmak üzere yazılı ve görsel medya üzerinden yapılan paylaşımlarla sokağa çıkmasında sakınca görülen kesimde oluşan beklenti, her geçen gün tıp camiası ve hükümet üzerindeki baskıyı artırmaya başladı.
Buna karşın, aralarından Bilim Kurulu üyelerinin de bulunduğu bazı doktorlar, kısıtlamaların ve önlemlerin devam ettirilmesinden yana olduklarını kamuoyuna açıkladı. Örneğin Bilim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Tevfik Özlü ve Prof. Dr. Alpay Azap ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sait Sözen, bu görüşteki isimlerden bazıları.
Virüsün yayılma hızı ve tedavi rakamlarında olumlu tablo oluşmasıyla önlemlerin gevşetilmemesini talep eden uzmanlar, geriye dönülmesinden endişe duyduklarını dile getiriyorlar.
Sağlık Bakanı Koca’nın her akşam açıkladığı rakamların bazılarında gözle görünür bir düzelme var, kabul. Fakat aynı tabloda, “her gün ortalama 3 bin dolayında yeni vaka tespit edilmesi” ve “112 binden fazla tedavisine başlanan Covid-19 hastası” gerçekleri de gözümüzün önünde duruyor. Ve, bu sayılar her geçen gün artıyor maalesef. Yani halen virüs etkili, kendisinin nefes alacağı vücutlara erişmekte zorlanmıyor.
•••
Evet, kısıtlama altındaki yaşlılarımız ve gençlerimiz bu süreçten biraz yoruldular. Mental olarak keyifsiz günler yaşıyorlar. Kabul, haklılar da…
Ama belirtmek gerekir ki; virüsün mekaniği henüz tespit edilmiş değil. Doktorlar, yeni bir dalganın başlamasından endişe ettiklerini her ortamda söylüyorlar. Nihayetinde Covid-19 bir grip virüsünün türevi. Tedaviyle iyileşenlerin yeniden hastalığa yakalanma olasılığı yok değil.
Ayrıca, virüsün yayılma durumu da tam olarak kontrol altına alınmış değil. Önümüzdeki kışa nasıl bir tabloyla karşılaşacağımız belli değil. Zaten, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün yaptığı “önlemler sürecek” açıklamasının gerekçesi bu durum.
Bu grupta yer alan dört ebeveyn ve bir çocuktan oluşan beş aile bireyinin yanı sıra katil virüsle doğrudan mücadele eden bir doktorun eşi olarak “kısıtlamaların biraz daha devam etmesi gerektiği” kanaatindeyim maalesef.
İşte bu yüzden yaşlılarımız, gençlerimiz ve çocuklarımız biraz daha dişlerini sıkmak durumundalar.