Hatırlarsanız 2010 yılında “Balyoz Darbe Planı” davasında sahte belgelerle camilerin bombalanacağına ilişkin iddialar dile getirilmişti. Tabi biz o belgelerin sahte olduğunu çok sonra öğrendik. Ama henüz tartışmanın sıcak olduğu günlerde camilerin bombalanma ihtimalinden ziyade, ülkemin askerinin cami bombalama düşüncesi beni derinden sarsmıştı. O dönem, Genelkurmay’ın dindarlara karşı sorunlu bir yaklaşımı vardı ama bu cami bombalama düşüncesi çok vahim bir durumdu.
Peygamber Ocağı olarak tanımladığımız bir konumdu askerlik… Böyle bir şeyin nasıl olabileceğini aklımızın almadığı günlerdi.
Aradan zaman geçti ve iddianın yalan olduğu çok net bir biçimde ortaya çıktı. Aptal yerine konulduğum için oldukça kızmıştım ama askerimizin böyle bir düşünce taşımaması sebebiyle sevinmiştim.
Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde İzmir’de bazı camilerin hoparlöründen “Çav Bella” şarkısı çalındı.
Gerekçe ne olursa olsun saygısızlık…Belli ki bir provokasyon.
Kimin yaptığı, ne maksatla yaptığı elbet bir gün ortaya çıkacak lâkin kimse kusura bakmasın hiç galeyana gelemeyeceğim. Zira “Müslüman bir delikten iki kere ısırılmaz.”
Ben ülkemde değil bir muhalefet partisinin, aklı başında bir ateistin dahi camiye böyle bir saygısızlık yapacağına ihtimal vermiyorum. Böyle düşünmek de beni mutlu ve huzurlu hissettiriyor açıkçası.
Yapan kişi ortada yok. Kişinin bulunmamış olmasına rağmen olay daha da garip bir hâl aldı.
Şarkının çalınma anlarını sosyal medya hesabından paylaşması sebebiyle İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir tutuklandı. Yorumsuz olarak olayı paylaşması suç sayılmakla birlikte, olay bir şekilde CHP ile ilişkilendirilmek isteniyor.
Takip ediyorum da, ülkemizdeki ana muhalefet partisi böyle bir şeyi yapmış olsa mutlu olacaklar var.
“Camilerimize uzanan eller…” diye başlayan itham dolu sözler… Peki ama kim bu eller? Önce bunu bulalım ama bir grubu, bir topluluğu itham etmeden. İnsanları rencide etmeden.
Camilerimiz kutsaldır ama unutmayalım ki, kalpler camilerden daha kutsaldır.