Kubilay Kaptan
Satchmo* Louis Armstrong
1913 yılının ilk saniyesi.
Karanlık gecede bir silah sesi yankılanır.
Ufak bir çıt sesi duyulur, tetikteki parmaklar gerilir, sonra ikincisi, boğuk silah sesi.
Polis, olay mahalline gelip nişancıyı hemen tutuklar.
Nişancının adı Louis Armstrong’dur.
On iki yaşındaki çocuk New Orleans’ta çaldığı silahla yeni yılı karşılamak istemiştir.
• • •
Polis onu hücreye atıp 1 Ocak sabahı erkenden Colored Waif’s Home for Boys adlı ıslahevine yollar. Çocuk burada öyle kudurur ki, kurum müdürü Peter Davis, onun eline bir trompet tutuşturmaktan başka çare bulamaz.
• • •
Louis Armstrong’un sesi birden kesilir, çocuk enstrümanı neredeyse şafkatle kabul eder, daha önceki gece heyecanla silahın tetiğini kurcalayan parmakları yeniden soğuk metali hisseder; fakat bu sefer, henüz müdürün odasındayken, trompetten silah sesi yerine ilk sıcak, coşkun tınılarını çıkarır.
• • •
Bu olaydan 46 yıl sonra, Armstrong 1959 yılının 10-11-12 Nisan tarihlerinde ikisi Saray Sineması diğeri Hilton da olmak üzere üç konser vermek üzere İstanbul’a gelir. İstanbul defterdarlığı, Saray Sineması’nda verilecek konserlerin biletlerinin gişelerden değil vergi dairelerinden satılmasına karar verince bu garip uygulama büyük sıkıntı yaratır.
• • •
Devamını, Suriçinden Hilton’a uzanan barmenlik hayatını “Barmen” isimli kitabında anlattığı Vefa Zat’dan dinleyelim;
“1959 ilkbaharında, tüm zamanların en ünlü caz sanatçısı ‘Altın Trampetli’ Louis Armstrong bale salonunda bir konser verdi…
Menü özenle hazırlanmış, masa kuverlerine altın çerçeveli gümüş takımlar kullanılıyordu. Masalara altılı şamdanlar konulmuştu. Konsere davetli konuklar kapıda karşılanırken kendilerine şampanya eşliğinde siyah havyarlı ve somon fümeli kanepeler ikram edilmişti. Sözün kısası her şey mükemmeldi.
• • •
Gecenin bir saatinde Louis Armstrong ve orkestrası sahnedeki yerini aldı… Ve müzik başladı. Ancak serviste abul edilemez bir zamanlama hatası yapılmış, konserin başlama zamanı ile ana yemeğin servis zamanı çakışmıştı. Bunu kaçılmaz sonucu olarak davetlilerin çatal bıçak sesi, müziği bastırmaya başlamıştı. Louis Armstrong bir anda orkestraya dönerek müziği kesmelerini işaret etti ve müzik bıçak gibi kesildi. Ardından kendisi ve diğer müzisyenler salonu terk ederek odalarına çıktı. İşte o anda salonda bulunan konukların hepsi donakaldı. Salona büyük bir sessizlik hakim olmuştu. Başlamadan bitivermişti konser.
• • •
Louis Armstrong ve arkadaşları salonu terk edip odalarına çıkınca, otelin genel müdürü Mr. Basler ve ilgili kişiler sorunu halledebilmek için harekete geçti. Ancak şarkıcıyı ikna edemediler. Sonunda ‘Konsere çıkmazsanız mukavele de yazılı olan bir milyon doları tazminat olarak sizden talep edebiliriz,’ deyip sanatçıyı kibarca tehdit ettiler. Tehdit fena halde geri tepti. Armstrong, bu sözü duyar duymaz çek defteri çıkarıp 1 milyon dolar yazıp otel müdürüne uzatınca iş tamamen kilitlendi. İkna heyeti tekrar salona indi. Konserin şeref masasında, protokol davetlileri arasında bulunan ABD’nin Türkiye Büyükelçisi’ne durum anlatıldı.
• • •
Büyükelçi, Louis Armstrong’un odasına çıkarak kendisini bir şekilde ikna etti. Durum tatlıya bağlanınca program sunucusu konserin on beş dakika sonra başlayacağını, ancak konser sırasında sadece içki servisi yapılacağını anons etti. Anons yapıldığı anda hatalarını telafi etmek isteyen konuklar devasa dans pistinin kenarlarına oturdu ve büyük bir alkış tufanından sonra müzik başladı. Konukların bu jestinden ziyadesiyle memnun kalan Louis Armstrong, yüzündeki muhteşem tebessümüyle müzik yaparken davetliler büyük bir sükûnet içinde kendisini dinliyordu. Öylesine büyüleyici bir konserdi ki, güneşin ilk ışıklarına kadar temposunu düşürmeden devam etti.”
- Satchmo, “satchel-mouth” Louis Armstrong’un takma isimlerinden biridir.