HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun cezaevlerinde ve emniyette yapılan çıplak aramaları gündeme getirmesi üzerine yaşadığımız süreç garip bir hâl almaya başladı.
Konuyla alakalı olarak Ak Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e söyleşi yapma talebimi ilettiğimi fakat cevap alamadığımı belirtmek istiyorum öncelikle…
“Türkiye’de çıplak arama var mı, yok mu?” sorusuna verilecek cevap “Var” veya “Yok” iken geldiğimiz nokta; “Var” diyene soruşturma, “Yok” diyene hakaret, olayın kendisi de zaten “FETÖ propagandası”…
Olayı bu kadar karmaşık hâle getirmeye ve ülkeyi bu kadar germeye gerek var mıydı hakikaten anlayamıyorum.
“Gündeme gelmesi FETÖ’nün işine geliyor.” argümanıyla iddiaları yok saymak yerine FETÖ’nün işine gelmeyecek uygulama yapmak daha mantıklı değil miydi?
Çıplak aramaya maruz kalanların iddialarını “FETÖ propagandası” olarak görmek yerine inceleme başlatmak ve kamuoyunu bilgilendirmek daha aklıselim bir davranış değil miydi?
Nihayetinde geldiğimiz noktada ülkemizde çıplak arama olduğu Özlem Hanım tarafından “Gelmiş geçmiş 60 yıldır bu arama var. Avrupa’da, ABD’de ve İsrail’de de var.” sözleriyle resmi olarak kabul edilmiş oldu.
Vakti zamanında yaşadığımız başörtü mağduriyetinin yok sayılması ne kadar haksızlıksa, çıplak aramaya maruz kalan kadınların yaşadıklarını yok saymak aynı derecede haksızlıktır. Bir haksızlık karşısında, kişilerin kimliklerinin veya statüsünün bir öneminin olmadığını düşünüyorum.
Özlem Hanım’a sosyal medya üzerinden yapılan çirkin söylemi kınıyorum.
İktidar ve muhalefetin bu çirkin paylaşıma gösterdiği ortak tepkiyi bundan sonra yaşanacak mağduriyetlerde de göstermesini bekliyorum.
Bununla birlikte kadına yönelik cinsiyetçi saldırı ve tehdit karşısında İç İşleri Bakanlığı’nın Özlem Hanım şahsında gösterdiği hassasiyetin devamını önemle rica ediyorum.
Bu saatten sonra Özlem Hanım’ın öncelikli olarak yapması gereken “Bir kadını çıplak arayacaksın, bu kadın buna eğer maruz kalıyorsa dakikasında bundan rahatsızlığını beyan eder, bir sene beklemez. Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez.” sözlerinden dolayı özür dilemek olmalıdır. Yakışan ve olması gereken budur. Yaşanmış mağduriyetin zaman aşımı olmaz. Terör örgütlerini sevindirmek istemiyorsak haklının ve mağdurun yanında olmamız gerekir…
Kendisinin sosyal medya tacizi sonrası yaptığı “…Tuhaf ama Türkiye'de böyle olaylar karşısında kadınlar daha zor birleşiyorlar. Gönül ister ki hangi siyasi partiden olursa olsun, bütün kadınlar bu mevzu karşısında birleşsinler.” şeklindeki açıklamayı bir milat olarak görüyorum.
Bu sebeple bugünden itibaren Ak Partili olmayan bir kadın sosyal medya üzerinden hakarete uğradığında ilk önce Özlem Hanım’ın tepkisine bakacağım.
Kimse kusura bakmasın lütfen; olay kendi başına geldiğinde destek talebinde bulunup, başkasının başına geldiğinde görmezden gelinmesinden gına geldi.