Atıf Ünaldı
Nic.tr : Tersine Gitmenin Zararları
Sene 1990, ben Ankara’da üniversite sınavına hazırlanıyorum. Boş zamanlarımda da Intel 8086 bilgisayarım ve Citizen 120D printer’ımla kod yazıyorum. Aynı günlerde yine Ankara’da nic.tr, ICANN’dan Türkiye’deki .tr alan adları ile ilgili yetki istiyor.
Alıyor da. Sonra ben Boğaziçi Üniversitesini kazanıp İstanbul’a geliyorum. Okulda önce BBS sonra Compuserve ve AOL derken internet konularında çalışmaya başlıyorum. Sonra Bayer’de eczanelerin dijital dönüşüm projesi, Radyo D, radyo otomarsonu, RDS, Farenin Kuyruğu radyo programı derken, çok saygı duyduğum ilk patronum Haluk AR, FAI (Federation Aeronautique Internationale) ’nin organize ettiği ve THK’ya ihale edilen 1. Dünya Hava Oyunlarının iletişim işini alıyor. İnternet faaliyetlerini de ben götürüyorum. O zamanlar Fransa’dan proje başlarken World Air Games’in baş harfleri olan wag.com adresi alınmış. Benim de milliyetçi damarım kabarıyor diyorum ki wag.com.tr’yi alalım da projenin Türkiye’de olduğunu herkes bilsin.
Nic.tr’ye başvuruyorum, reddediliyor. Sebep: THK ticari faaliyet yapamaz diye. Ben de arıyorum “yahu yapmayın etmeyin burada Türkiye’nin itibarı söz konusu” nuh diyorlar peygamber demiyorlar. İnandığım şeylerin hep arkasında olmuşumdur. THK’nın dernek tüzüğünü istetiyorum. Sonuna kadar okuyup ticari faaliyet yapabildiği bilgisini bulup Atilla Özgit’e yolluyorum. Yok yine kabul görmüyor. Sonunda sadece org.tr’yi alabiliyoruz. Aylarca uğraştan sonra. Artık bu ülkenin alan adı meselesini takip etmeye başlıyorum.
Sene 1998 veya 1999. Çok da önemli değil. Nic.tr alan adı veriş şeklini değiştirdiğini ve kolaylaştırdığını söylüyor. O zamanlarda bende AD.Net dergisinde yazıyorum. Üşenmeyip bütün yapılan değişiklikleri ve düşüncelerimi yazıyorum. Yazının başlığı “ODTÜ gene yanlış yapıyor”. İki tam sayfa. Özetle dünyada ilk gelen alır yöntemi kullanılırken, neden birileri Türkiye’de bunun yerine ticari sicil gazetesi istiyor diye soruyorum.
2000’li yıllar. Nic.tr bu garip sistemine devam ediyor. Sonra bir gün, bir magazin sayfasında Gökhan Özen’in gokhanozen.com.tr’yi aldığını okuyorum. Arıyorum Nic.tr’yi. Bu adres nasıl alındı diye soruyorum. Kişilere istedikleri adları verme kararı aldıklarını öğreniyorum.
Teknoloji yazıyorum…
İnternet yazıyorum…
Haberim olmuyor. Gökhan Özen’in haberi oluyor. Neyse diyorum zaten garip yıllar. Microsoft ürün lansmanını Mahsun Kırmızıgül’le, Nokia Communicator ürününü Beyazıt Öztürk’le tanıtıyor. Ama internet konusundaki bir gelişmeden teknoloji basınının soyutlanmasını kabul edemiyorum.
Sene 2022. Geçen hafta Nic.tr sessiz sedasız yetkilerini BTK’ya devretti. BTK ise .tr uzantılı adları ilk gelen alır yöntemi ile açtı. Artık Türkiye’de alan adı almak çok kolay ama bunun ticari bir faaliyet yapıldığı dönem geçti. Türkiye birçok ticari faaliyetini .com alan adlarına kaybetti. Üstelik bir alışkanlık da oluştu. Artık .tr kullanımını arttırmak çok zor olacak. Üstelik o dönemde Nic.tr’nin başındaki Atilla Özgit bana alan adları bitecek, bizimkiler bitmeyecek demişti. Ben de alan adları bitmez sorun varsa çözümü mutlaka olur. Çözüm evrensel yöntemleri uygulamaktır demiştim. Haklı çıktım!
Şimdi tersine iş yapan, kendini bu şekilde zeki zannedenler varsa, onlara şunu gönül rahatlığı ile söyleyeyim tersine giderseniz size biri kafadan çarpar. Evrensel kurallara riayet ediniz. Bu size kaybettirmez, kazandırır!
Alıcı Gözle
Geçen gün eve çocukların ulaşma ihtimali olan bir yere bir priz almam gerekti. Bu tip teknoloji konularında her zaman sorularımı sorduğum Muharrem Taç’a bir mesaj yazdım. Birlikte sorunu analiz ettik ve her zamanki gibi bir ürüne karar verdik. O da benzer bir konuyu araştırıyormuş. Ben de belki alırım deyince beynimde bir şimşek çaktı. Hemen incelediğim ve araştırdığım konulardaki görüşlerimi, okuyucularıma da yararlı olabilir düşüncesiyle listelere döktüm.
İşte o listeler:
En beğendiğim alışveriş siteleri:
- Amazon.com.tr : Neredeyse amazon.com’dan yıllardır yaptığım alışverişi geçti.
- Hepsiburada.com : Çok iyi bir müşteri ilişkileri var. Kısa zamanda satış sonrası destekte de başarılılar.
- Migros : Zincir marketler artık bu tip alışverişleri ele aldılar. Migros ise bütün ihtiyaçları karşılama konusunda bir numara.
- Apple Store : Sessiz ve derinden geliyorlar. İstediğiniz ürünler zamanında eksiksiz ve sorunsuz geliyor. Özellikle elinizdeki ürünün aksesuarını arıyorsanız, ürünü görüp filtreliyebiliyorsunuz. Sanıyorum en iyi marka satış sitesi ve uygulaması. Keşke aksesuar konusunda biraz daha çeşitli olsa.
- MakroOnline : Güzel kampanyalarının yanında, ilginç denemeler de yapıyorlar. Adınıza oluşturulan alışveriş sepetleri fikri biraz geliştirilirse çok iddialı olabilir.
Toparlaması gereken alışveriş siteleri:
- Çiçeksepeti : Çiçek özelinde en iyi alışveriş sitesi 444cicek’i satın aldı. Kapattı… Şimdi de inatla çiçek satmıyoruz her şey var reklamları yapıyor. Pazarlama stratejisi yokmuş hissi veriyorlar. Özellikle son reklamlarını hiç beğenmedim. Hem çiçek geldi diye kıskanan eş fikri havada kalmış, hem de devamında her şey var fikri vermeye çalışıyor. Onlara Seth Godin’in Mor İnek’de Yahoo hakkında yazdıklarını okumalarını tavsiye ederim.
- Morhipo : Teknik olarak çok güzel bir konsept ama uzun zamandır sessiz. Markaya yazık oldu görüşündeyim.
- W Collection : Her şey harika görünüyor ama insanda bir satın alma hissi oluşturuyor.
- Boyner : Boyner Now ile ciddi bir fikri hayata geçirdiler ama çalışmıyor. Teknik bir hata oluştu tekrar deneyiniz yazıyor. Boyner Now sanki başarısız olmuş hissi uyandırıyor.
- Dolap : Peer 2 peer’da tekstil sektörünü ayağa kaldırmasını bekliyordum. Ancak önce erkekleri deneyimin dışına ittiler. Sonra da satış yapan kişiyi korumayan bir yapıya büründüler.
Gelecek vadeden alışveriş siteleri
- Migros Yemek : Her an sorun yaşanılan uzaktan yemek sektörüne yeni bir soluk getireceğine eminim. Yemeksepeti’nin müşteri deneyimindeki yetersizliklerle kaybettiği kitleyi kazanacağını umuyorum.
- Beymen Online : Bir süredir çok iddialı ve yepyeni bir şekilde ortaya çıktı. Açıkçası takipteyim. Şu ana kadar büyük bir yenilik görmedim. Üstelik logo ve tasarımında da öyle elegant bir tavır yok. Fikir güzel ama uygulamada ciddi sorunlar var.
- Instagram : Mark uzun zamandır, e-ticaret sektörüne girmek istiyor. Ancak ya nasıl para kazanacağını bulamadı ya da ekibi defans gösteriyor. Pandemi döneminde Shopify ile birlikte yapmayı planladıkları çalışmalar rafa kalkmış gibi görünüyor ama son dönemde instagramı bir e-ticaret yapısına dönüştürme konusundaki anonslarının sonuçlarını merakla bekliyorum.
Kampanyalar
- Starbucks millerimizi kurtardı! Miles&Smiles tarafında artık milleri uçuşta kullanmak neredeyse imkansız. Allahtan bu millere kahve alabiliyoruz. Starbucks uygulaması milleri çevirip Starbucks yıldızlarına dönüştürüyor. Hemen çevirdim. Böylece Miles&Smiles’dan sonsuza kadar kurtuldum.
- SushiCo kampanyaları : Sushi seviyorsanız, SushiCo uygulamasını mutlaka yükleyin. Ben de bir süre itiraz etmiştim ama kazançları çok fazla. Kampanyaları çok başarılı ve etkili.
- MacroOnline : Sanıyorum yapay zeka kullanarak alışveriş sepetine konulacak ürün önerilerinde bulunan bir sistemleri var. Gerçekten iyi çalışıyor. Daha benim alışverişimde tutmadı ama yine de fikri çok beğendim.
- Shell : Bir sadakat kartı olan Shell Club Smart, tam olarak anlayamadığım bir sisteme sahip. Hiç kullanıcı dostu olmayan yapısı ile size mailler atıp harekete geçiriyor. Sonra bir şekilde şifre ve login ekranında kayboluyorsunuz. İşin ilginci geçenlerde bu sorunun üzerinde Shell’e mesaj attım, sanıyorum onlar da çözemedi.
- Amazon : Hizmet hızını çok beğendiğim Amazon’a bir de eleştirim var. Ana ekranda karşıma çıkan hiçbir kampanyayı kullanamıyorum. Sanıyorum çok detaylı uygulamalar içeriyor. Bu durumda ya o bannerlar kaldırılmalı yada bannerlar ile gelen kampanyaların kullanılması sağlanmalı.