1955 yılında İhsan Ergün, Kartal'daki evinin duvarına, sürekli işeyenleri önlemek için “Buraya İşemeyiniz” levhası asar ama fayda etmez. Bir zaman sonra “Buraya İşeyen Eşektir” levhası asar, yine fayda etmez. İhsan Bey’in mühendis yeğeni Namık bey “sorunu ben çözerim” diyerek işe girişir.
•••
Kürek, kazma alarak bahçeye gider. Duvar üzerinden taşlar alarak mezar yapar. Mezarın başına da 60x60x60 cm. ebadında taştan küp yerleştirir. Küpün önü dışında, diğer yanlarını saman karıştırılmış çamurla kapatır. Mezarın ve küpün etrafını kireçler. İhsan beyden mum ister. Mezarın etrafındaki ağaçların dallarına bez bağlar. Yalova-Kartal arabalı vapur iskeleye yolcularını indirirken, Namık Bey herkesin bahçeye inmesini, İhsan beyin eşi Makbule hanımın başına yemeni bağlamasını ister. Halk bahçenin önünden geçerken, Namık Bey üç mumu yakarak küpün içine koyar. Diğerleri de mezarın yanına diz çöküp dua etmeye başlar. Yoldan geçenler de buna uyarak ellerini açıp dua etmeye koyulu. Burada kimin yattığını soranlara da "Muhterem bir zat yatıyor" denir.
•••
Yoldan geçenler işemek yerine mum dikerek dua etmeye başlarlar. Kısa sürede öbek öbek insan yalancı mezarı ziyaret etmeye koşar. Dua edenler de ev sahipleri de memnundur. Makbule hanım durumu özetler: "Bakınız bu iş çok iyi oldu. Pipi yerine dua edenleri görüyoruz.”
•••
Gel zaman git zaman on beş yıl sonra rüyalarında yalancı mezarda yatanın “Ahmet Dede” olduğunu iddia edenler yeni bir mezar taşı dikerler. Evi yıkıp yeni bir ev yapmak isteyen ev sahiplerine belediye izin vermez ve yalancı yatırın etrafını mermerle çevirir.
•••
Ev sahipleri ölür. 1987 yılında belediye yalancı yatırın etrafını tahtayla çevirir ve üzerine bir yapı ruhsatı asar.
•••
Ruhsatta şu yazmaktadır:
“Bu mübarek yatırın yanına çeşme ve havuz yapılacaktır.”
