Sevgili Hilal Kaplan’ın “Demokratik Üniversite Anılarım” konulu makalesini okuyunca birkaç satır karalamak istedim.
Üniversite yıllarında yaşadığı zorlukları kaleme alan Kaplan, Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan atamayla ilgili itiraz ve protestoları eleştirmiş. Protestoya katılan başörtülü öğrencilerin aldatıldığını, onları aldatanlarının da derdinin özgürlük olmadığını ifade etmiş.
Ben, Hilal Kaplan’ın adını 2011 yılında birkaç başörtülü gazeteciyle birlikte AK Parti’ye karşı başlattıkları kampanyayla duymuştum. Kaplan ve arkadaşları, başörtülü aday göstermeyen AK Parti’ye “Başörtülü aday yoksa oy da yok!” itirazı yapıyorlardı.
Kampanyada –yanılmıyorsam- yazar ve akademik çevreden de insanlar vardı.
O dönem yıllarca siyasetin içinde yer alan ben ve arkadaşlarım, Hilal Hanım’ın ve arkadaşlarının protestosunu haksızlık olarak görmüştük. AK Parti’nin başörtü sorununu çözmedeki samimiyetini sorgulamalarını anlamlandıramamıştık. Ya da sabır göstermemelerini diyelim…
Bu kampanyaya muhafazakâr ve dindar kesimden de bir hayli itirazlar gelmişti. Örneğin Ali Bulaç, kampanyayı, "AKP'nin seçimi kaybetmesi için kurulan bir tuzak” olarak görmüş ve “Kampanya destekçisi kadınların çoğunun aslında iyi niyetli olduğunu, fakat İslami hareketleri içeriden çökertmek için görev yapan 'beyaz casuslar'ın da bulunduğunu” ileri sürmüştü.
Aradan yıllar geçti…
Ne yazık ki bir şey dışında değişen pek bir şey yok.
Hâlâ başörtülü kadınlar, AK Parti siyasetinden farklı bir duruş sergiliyorsa problem olarak görülüyor. İşin ilginç yanı buna Saadet Partili kadınlar da dâhil.
Başörtülüysen bir şeylere muhalefet ediyorsan ya kullanılıyorsun, ya aldatılıyorsun, ya gizli güçlerin maşasısın, ya entelektüel takılıyorsun ya da kafan çalışmıyor.
Değişen şey ise itiraz eden, eleştiren kadınlara karşı kullanılan dil önceden çok daha naifti, bugün ise oldukça sert. Dün en azından iyi niyet belirtiliyordu…
Canımı ne acıtıyor biliyor musunuz? “Kadınların bağımsız birey, kararlarının ve davranışlarının sorumluluklarını alabilecek varlıklar” olduğunun asıl mücadelesini yine kadınlara karşı vermek…
Bütün samimiyetimle Hilal Hanım’a sormak istiyorum;
Dün başörtülü bir kadın olarak yaşadığı acıları, ötekileştirmeleri uzun zamandır unutmuyor da neden zamanında AK Parti’ye itiraz eden bir kadın olarak yaşadığı süreci unutuyor?