Çorum İl Kadın Kolları Başkanı Meryem Demir’in Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında Tayyip Bey’e "Allah çocuklarımın ömründen alsın size versin." sözleri bir hayli tartışıldı, eleştirildi.
Eleştiriler haklıydı, zira ifade şüphe götürmeksizin ne İslami ne insani açıdan doğru değildi.
Millet olarak sevgi hususunda arızalı bir yaklaşımımız olduğu malum. Mesela hepimizi derinden yaralayan kadın cinayetleri hep sevgi(!) den dolayı işleniyor.
Sevgilerimize kutsallık ekleme hissiyatımız da oldukça yüksek. Ki bu tehlikeli durumla ilgili Peygamberimiz “Ümmetimin gizli şirkinden korkarım” buyurmuştur.
Elbette Meryem Hanım’ın kastı bu değildir. O da son günlerdeki akımdan etkilenerek sevgisini etkili bir şekilde dile getirmek istemiştir diye düşünmek istiyorum.
Gerek çocuklarının ömrünü hediye eden Meryem Hanım’ın gerekse bir ölüm listesi hazırlayan Sevda Hanım’ın kadın olması düşündürücü.
Zira sevginin ölümle özdeştirilmesinden en çok muzdarip olanlar yine kadınlar…
15 Temmuz gecesi beni endişelendiren şeylerden biri Tayyip Erdoğan nefretiydi. Bugün ise Tayyip Erdoğan sevgisi endişelendiriyor.
Tarafların farklı olması bir şey değiştirmez, her aşırılığın sonu şiddete çıkar.
Bu aşırı ve sınır tanımayan sevgi beni ürkütüyor açıkçası. Hepimizi ürkütmeli. Bu durumun sevilene de sevene de bir faydası yok. Aksine ayrışmayı ve çatışmayı destekleyen bir durum.
Geçenlerde bir komşum ile sohbet ederken şahit olduğu bir olayı bana da anlatınca “Yok artık” dedim.
Haziran ayında, yerel seçimler öncesi Cuma namazı çıkışında iki amca sohbet ediyor. Biri Tayyip Bey’i diğeri Ekrem Bey’i destekliyor.
Artık tartışma nasıl bir noktaya geldiyse, Tayyip Bey’i destekleyen amca diğerine “Tayyip Erdoğan, Kur’an okuyor.” diyor.
Diğeri “Ekrem İmamoğlu da okuyor.” diye cevap verince diğer amca “Ama Tayyip Erdoğan, Kur’an’ı doğuştan biliyor. Ekrem İmamoğlu sonradan öğrendi.” diyor.
Sevdiği siyasetçiye dinde yeri olmayan bir kutsiyet atfetmeye kadar gidebilen bu örnek hepimizi düşünmeye sevk etmelidir.
Özellikle toplumun önünde olan isimler bu soruna önlem almalıdır. Bunu siyasi bir kazanç olarak görmemelidir. Aksi takdirde İslami ve insani açıdan ciddi sıkıntılar yaşarız.